19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye’deki ilk evrim karşıtı: Fetullah Gülen

Yeni müfredatta bir doğa yasası olan evrime yer verilmemesi Türkiye’de evrim karşıtlığının kökenine dair merakı artırdı. Evrim düşmanlığı kime dayanıyor?

Türkiye’deki ilk evrim karşıtı: Fetullah Gülen
A+ A-

Emrah MARAŞO
Bilim ve Ütopya Genel Yayın Yönetmeni


Evrim kuramına yönelik tartışmaların miladı 12 Eylül 1980 Amerikancı darbesiyle başlatılır. Fakat öncesi düşünülmez.
Türkiye’de evrim karşıtlığı 70’lerin ikinci yarısından sonra ve 80’lerin başında resmi olarak devlet içinde savunulur oldu. Fakat bunun bir evveliyatı vardı!

EVRİM DÜŞMANLIĞININ BABASI

Nazlı Somel, “Türkiye’de Biyolojik Evrim Eğitiminin Sosyolojik Bir Değerlendirmesi”adını taşıyan Temmuz 2005 tarihli yüksek lisans tezinde Türkiye’de evrim kuramı ile ilgili tartışmalara ilişkin en eski atfa 70’lerin sonlarında rastlandığını yazar. “1976 yılında yürürlüğe giren ‘tek kitap rejimi’ için hazırlanan ders kitaplarında, önceki dönemden farklı olarak evrimin kanıtlanmadığı vurgusu”nun eklendiğini söyler. Ancak ondan önce “Darwin ve evrim karşıtı toplantıların düzenlendiği”ni, “Evrim Konferansları”adını taşıyan bu toplantıların konuşmacısının Fetullah Gülen olduğunu ve Gülen’in bu konuşmalarının daha sonra Yaratılış Gerçeği ve Evrim adıyla kitaplaştırıldığını belirtir.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, kendi ifadesiyle 60’ların sonunda “çok dar dairedeki bir kısım sohbetler”le ve 70’li yıllarda verdiği konferanslarla evrim düşmanlığının bayraktarlığını yapmıştır.
Bu sohbet ve konferanslarda FETÖ elebaşının şu başlıklar üzerinden evrimle mücadele ettiği görülüyor:
Fosiller, tesadüf, mutasyon, hücre, organlar, adaptasyon ve tek tanrılı dinlerin kitaplarına dayanarak evrimi “çürütme” girişimi…
Bu ve benzeri argümanların hepsinin bugünün evrim karşıtlarının kitaplarında ve söylemlerinde olduğunu görüyoruz.

'BİLİM TABUDUR'

Gülen bilimi hedef alarak işe başlıyor, bilimi itibarsızlaştırmak ve otoritesini sarsmak için ipe sapa gelmez suçlamalarda bulunuyordu. Bilime olan düşmanlığını şu sözlerle gözler önüne seriyordu:
“Bilim dinin karşısında bir tabu haline getirildi.”

'BİYOLOJİ FANTEZİDİR'

Fetullah Gülen bağnazlıkta o kadar ileri gidiyordu ki biyolojiyi de hedef tahtasına koyuyordu:
“Bugün biyoloji, ispatlanmamış teoriler üzerine kurulu bir fantezi gibidir. Bu fantezi teorilerin başında da hiç şüphesiz evrim teorisi gelmektedir.”
Biyolojiye yönelik bu karalama tersten de olsa ünlü “evrimin ışığı olmaksızın biyolojide hiçbir şeyin anlamı yoktur” sözünü ispatlıyor!

'TEORİ OLDUĞU İÇİN TARTIŞILMALI'

Evrim kuramına yönelik saldırılar onun sadece bir teori, dolayısıyla bilimsel olmayan, tartışmaya açık bir varsayım olduğu kabulünden hareket ederek dillendiriliyor. Bunu sadece yobazlar değil aynı zamanda neoliberaller ve postmodernistler de söylüyor. Günlük hayattaki teori kavrayışıyla bilimsel teori arasındaki farkın bilerek çarpıtılmasından kaynaklanan bu yalanı ilk olarak Fethullah Gülen o yıllarda söylemiş ve evrim teorisini gözden düşürmeye çalışmıştı. Aynı zamanda bilimsel unvanların arkasına sığınılarak evrim kuramının tartışmaya açılmasını salık vermişti:
“Evet kaç ilim adamı yetiştirebildik ki, Batı bilim adamlarının yanlışlarını ortaya koydu ve mesela ‘Darwinizm’in eksik, yanlış ve çarpıtılmış yönlerini belirterek, onun da tıpkı diğer teoriler gibi tartışılabileceğini ifade etme cesareti gösterdi.”

'MAYMUNLAR NEDEN İNSAN OLMUYOR?'

Evrime karşı sıkça kullanılan ve artık alaya anılan en cahilce “akıl yürütme”lerden biri de evrim varsa bugünkü maymunların neden insan olmadığına yönelik itirazdı!
Fetullah Gülen ta o yıllarda bunu bir argüman olarak kullanıyor ve yobazlığın sırtını sıvazlıyordu:
“Tesadüflerin bir adaya sürüklediğini iddia ettikleri çok sayıda maymun orada evrimleşip insan olmuşsa, aynı yerde bunun tekrar yaşanmasına mâni ne vardır?”
Söz konusu itirazı Fetullah’tan yaklaşık 150 yıl önce Psikopos Wilberforce, Darwin’in temsilcisi Huxley’e soyunun büyükbabası tarafından mı yoksa büyükannesi tarafından mı maymunlara dayandığını sorarak yapmıştı.
Bilim düşmanı cehalet de evrenseldir!

'BİYOLOJİ KİTAPLARINI BİZİM ADAMLARIMIZ HAZIRLASIN'

Bugün güncel olarak evrim kuramına dair bizi ilgilendiren en önemli konu müfredatta bu kurama boylu boyunca yer verilmemesidir.
Gülen ise ta o yıllarda evrime karşıtı kampanyasının hedefini çok açık bir şekilde ortaya koyuyordu. Hayatın her alanına müdahale etme hedefini önüne koyan FETÖ’cü yobazlık fantezi ilan ettiği biyolojiyi kendi amaçları doğrultusunda çarpıtmak ve içini boşaltmak istiyordu. Somel’in dönemin Cumhuriyet gazetesinden aktardığına göre Gülen şöyle konuşuyordu:
“Liselerde okutulacak biyoloji kitaplarını, Allah’ın adıyla bizim adamlarımız, dinimize, kökenimize inanmış bağlı kimseler hazırlasınlar.”

KUTSAL NESİLLER MEKTEPLERİ EVRİMLE MEŞGUL ETMEYECEK

Fetullah Gülen ortaöğretim ve üniversitelerde evrimin okutulmasından büyük rahatsızlık duymaktaydı. “Kutsal nesil” diye adlandırdığı müritlerine seslenmekte ve onlara öğretim kurumlarında evrimi yasaklama görevi vermekteydi:
“Ne acıdır ki bu ispatlanmamış, ispatlanması da mümkün olmayan nazariye, ortaokul ve liselerden alın da, üniversitenin son sınıfına kadar bütün mekteplerde, bütün ilim ve eğitim-öğretim müesseselerinde, ispatlanmış ilmi bir gerçekmiş gibi okutulabilmektedir. (…) İnşallah, geleceğin kutsal nesilleri, her mevzuda olduğu gibi bu konuyu da, bütün yanlarıyla ortaya koyar ve gerek mektep kürsülerini, gerekse ilim mahfillerini, ispatı mümkün olmayan böylesi nazariyelerle meşgul etmezler.”

EVRİM KARŞITLIĞINI FETÖ BAŞLATTI

Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri evrim ders kitaplarında okutulmuştu. Atatürk, dünyaca ünlü tarihçi Wells’in Dünya Tarihi adlı kitabını Türkçeye çevirtmiş ve evrimci bakış açısını tarih ve biyoloji derslerine hâkim kılmıştı. 1980’li yıllara kadar evrim eğitimi ders kitaplarında sağlıklı bir şekilde verilmekteydi.
Dünyada neoliberal rüzgarların esmesi yobazlığın yelkenlerini doldurdu. Bu süreçte evrim karşıtlığının adım adım güçlenmesiyle birlikte evrim kuramına karşı örgütlü saldırılar başladı ve yaygınlaştı. Fetullah Gülen’in başında olduğu terör örgütüyse bu dönemin hemen öncesinde evrim karşıtlığın ilk savunucusu oldu. Evrim düşmanlığının tohumlarını ekti. Bu nedenle yukarıda işlediğimiz başlıkların ve yaptığımız alıntıların hepsi tarihsel bir kanıt niteliğindedir.

SORUMLULUĞA DAVET

Yurdumuzun güvenliği ve bağımsızlığı aynı zamanda bilim politikalarının bilimsel ve çağdaş ölçütlere göre belirlenmesinden geçiyor. Akademinin kabul ettiği, doğada ve laboratuvarlarda gözlemlenen, her ay onlarca bilimsel makale yayımlanan ve bir doğa gerçeği olan evrim kuramından çocuklarımızı mahrum etmek geleceğimizi karartmaktır.
Daha kötüsü bu, hangi niyetle yapılırsa yapılsın FETÖ’nün amaçlarına hizmet eder, ona fırsat verir ve yeni FETÖ’lerin güçleneceği zeminleri hazırlar.
Yetkilileri bu noktada sorumlu davranmaya, evrimi bir inanç meselesi gibi ele almamaya davet ediyoruz.
Bilim, tek gerçek yol göstericimizdir.

Son Dakika Haberleri