20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye: Solsuz olmuyor!

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

2014'e girdik. Yeni bir süreç yaşıyoruz. Bir benzerini 1998 sonunda gördük.

Mesut Yılmaz başbakandı.

Türkbank yolsuzluğu hükümeti götürdü.

Tespit bir:

Yolsuzluk hükümet düşürüyor.

***

Meclis'te 5 partinin grubu vardı.

Bir İslamcı sağ (RP).

İki orta sağ (ANAP, DYP).

İki de orta sol (DSP ve CHP).

İstifalar olmuş. Aritmetik karışık.

Başbakanlık dördüncü partinin liderine verildi.

Orta solun lideri Bülent Ecevit'e.

Tespit iki:

Kriz dönemlerinde lider önemlidir.

***

Sadece 61 milletvekili vardı oysa.

Meclis aritmetiği? İtiraz? Etkisizdi.

Azınlık koalisyonu güvenoyu aldı.

"Askeri vesayet"e bağlayanlar olabilir.

Gerçek: Sağın toplumu yönetme meşruiyeti kalmamıştı.

Tespit üç:

Önce toplumsal meşruiyet kazanılır.

Meclis aritmetiği arkadan gelir.

Öyle de oldu. İlk seçim, DSP'yi birinciliğe taşıdı.

Ecevit sonunu iyi getiremedi fakat.

***

Gezi, Türkiye için siyasi milattır.

Türkiye'nin çağdaş birikimi ayağa kalktı.

Sadece Tayyip Erdoğan'ın üstünü çizmedi.

İslamcılığın yönetme meşruiyetini de parçaladı.

"Gezi güzellemesi" diyenler olabilir.

İçeriye ve dışarıya bir bakınız.

Yeni iktidar hesapları yapılıyor artık.

Tespit dört:

Türkiye yenisini çıkaracak. Eskisinin hükmü kalmıyor.

"İktidar"dan söz ediyorum elbette.

***

İktidar bloku içindeki kavga niye?

Taraflar zarar gördüklerini farketmiyor mu?

Herkesten iyi biliyorlar elbette.

Ama ellerinde değil.

Diğerinden kurtularak iktidar kalmayı hesaplıyorlar.

Oysa İslamcılığın yükseliş dönemlerine bakınız.

Soldan bile kuvvet devşirmiştiler.

Şimdi? Ufalanıyorlar. Bölünüyorlar.

Tespit beş:

Bölünmek, düşen kuvvetlerin kaderidir.

***

Tamam, gidiciler belli.

Öyleyse gelenler, yükselenler kim?

Cevabı, gidenler iyi biliyor. Yani İslamcılar.

Kavga eden iki tarafa bakalım.

Müttefiklerini solda, Atatürkçülerde arıyorlar.

Önceki yazıda aktardım.

Erdoğan, TSK'yı yanına çekmek istiyor.

Gül-Gülen cephesi CHP'yi.

İslamcılar kendilerini muhtaç görüyorlar.

Sola, Atatürkçülere.

Kavgayı kazanmak için de.

İktidarlarını restore etmek için de.

Tespit altı:

İslamcılar da farkında. Türkiye artık solsuz olamaz.

***

Fakat, Türkiye'nin sorunu büyük.

Tamam, İslamcılar anladı.

Peki sol, Atatürkçüler görüyor mu?

Cesaretleri var mı?

İktidarı almaya.

Programları var mı?

İktidar olmaya.

Tespit yedi:

İnanmıyorsan, inandıramazsın.

***

Sol, Atatürkçü cenahtan iki çıkış:

İşçi Partisi çağrı yapıyor:

"Aslanlı yolda iktidar olalım."

Pratik siyasetlere nasıl dönüştürecekler?

İzleyeceğiz.

CHP'nin Atatürkçü kanadı adımını attı:

"Cemaat'e payanda olmayız."

Kılıçdaroğlu ekibini etkileyebilecekler mi?

Göreceğiz.

Tespit sekiz:

Söylemek yetmez. Yapmak gerekir.

Kılıçdaroğlu ekibine gelelim.

Biraz biliyorum.

Gül-Gülen cenahıyla ilişkileri eski.

Haberal ve Balbay tahliyeleri gösterdi.

İlişki, mutabakata ilerlemiş.

Belli. Erdoğan daha fazla bilgiye sahip.

İki kuvveti birlikte suçluyor: Cemaat ve CHP'yi.

CHP yönetimi Cemaat'ten kopar mı?

Parti politikaları iki sonuca endekslidir:

Kazanmak veya kaybetmek.

Kılıçdaroğlu ekibinin dayandığı zemin:

Solda tek seçeneğiz diyorlar.

Tercihlerinden dolayı bedel ödemeyeceklerini düşünüyorlar.

Aksi gösterilmedikçe tercihlerini değiştirmezler.

Son tespit:

Evet, Türkiye solsuz olmuyor. Fakat, önce sol kavramalı.