25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Anayasa değişikliğindeki çelişkiler

Nurettin Ergün yazdı

Anayasa değişikliğindeki çelişkiler
A+ A-

Bu yazıda, halk oylamasına sunulacak olan “Başkanlık Anayasası” değişikliklerinin kendi içindeki ve mevcut TC.Anayasası ile çelişkileri ele alınmıştır.

6771 Sayı ile TBMM’den Cumhurbaşkanlığı makamına sevk edilen 18 maddelik Kanun, TC Anayasasının 71 maddesinin hükmünü etkileyecek iptal, ek ve değişiklik içermektedir.

Bir yasa metninin maddelerinde ve bütününde aranan hükümsel açıklık ve uyumluluk ilkelerinin; devletlerin temel hukuk metni sayılan Anayasaların dil ve içeriğinde çok daha fazlaca önemseneceği ve özenileceği beklenilir. Maalesef ülkemizde her alanda hakim olan genel yetersizliğin ve özensizliğin bu Anayasa değişikliğindeki çalışmalara ve metinlere de yansıdığı görülmektedir.

Bu değişikliklerin ortaya çıkardığı çelişkileri maddeler itibariyle ve TC Anayasasında mevcut hükümlerle ele alalım.

TC Anayasasının 6.Maddesinde aynen:

“MADDE 6- Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.

Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.

Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.” denilmektedir ve bu hüküm aynen muhafaza edilmektedir.

Getirilmek istenen değişikliklerle Cumhurbaşkanı’na tanınan yetkilerin “Egemenliğin kullanılmasının bir kişiye bırakılması” niteliğinde olması nedeniyle bu madde ile çelişkilidir.

Devletin temel hukuk metninde birbiriyle açıkça çelişen böyle hükümlerin bulunması Anayasanın 2. Maddesinde sayılan Cumhuriyetin nitelikleri arasındaki “hukuk devleti” ilkesine aykırıdır.

TC Anayasasının 7.Maddesinde aynen:

“MADDE 7- Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.” denilmektedir.

Bu 7. Madde hükmü aynen muhafaza edilmişken, getirilen değişikliklerle Cumhurbaşkanı’na hemen hemen her alanda Kanun geçerliliğinde hüküm taşıyan kararnameler yapabilme yetkisi verilmesi bu madde ile açıkça çelişkilidir. Yasama yetkisi TBMM’nin tekelinden çıkartılarak aynı yetkiye sahip iki egemenlik merkezi yaratılmaktadır.

Getirilen değişiklikte Anayasanın15-17-19. Maddelerindeki “Sıkıyönetim” ibareleri ve böylece “Sıkıyönetim” uygulaması kaldırılmaktadır. 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanunu’nun Anayasal temeli kalktığına göre bu kanunun yürürlükten kalkmasının ülkemizin içinde bulunduğu terör ortamında “güvenlik ve savunma” konusundaki etkileri uzmanlarınca incelenmelidir.

Anayasanın 73.maddesinde getirilen değişiklikle, Cumhurbaşkanı’na Vergi muafiyet ve oranlarında kanunda belirtilen nispetlerde değişiklik yapma yetkisi verilmektedir. Siyaseten sorumsuz bir kişiye vergi artırıcı ve vergiden vazgeçici yetkilerin tanınması demokrasinin en temel doktrin ilkelerinden olan “Bütçe Hakkı” ile çelişmektedir.

Anayasanın 75.maddesinde getirilen değişiklikle Milletvekili sayısı 550 den 600’e çıkarılıyor. Yasa yapma yetkisi Cumhurbaşkanı ile paylaştırılan idare üzerindeki denetimim mekanizmaları kaldırılarak yetkisi azaltılan bir meclisin, üye sayısının artırılmasının mantıksal bir açıklaması olabilir mi?

Anayasanın 76.maddesinde getirilen değişiklikle seçilme yaşı 25 den 18’e indiriliyor ve seçilmeye engel durumlar arasında sayılan “Askerlik hizmetini yapmamış olanlar “ ibaresi kaldırılırken yerine “Askerlikle ilişiği olanlar” ibaresi getirilmektedir.

Bu düzenleme ile,seçilme yaşının 25 den 18’e indirilmesinden ziyade, esas amacın Anayasada yer alan “askerlik hizmetini yapmamış olanlar” “seçilemez” hükmünü kaldırmaya gerekçe yaratmak ve askerliğini yapmamış olanlara Milletvekilliği olanağı sağlamak olduğu düşünülmektedir.(Bu konumdaki özel isimlerin önünü açmak hedeflenmiş olabilir).

Anayasanın77-107. Maddeleri arasında getirilen değişikliklerle, TBMM’nin denetim ve yasama yetkileri sınırlandırılırken, siyaseten halka ve meclise sorumlu olan hükümetin yetkileri siyaseten sorumsuz ve tasarrufları TBMM denetimine tabi olmayan Cumhurbaşkanı’na aktarılmakta ve Cumhurbaşkanına Kanun geçerliliğinde Kararnameler çıkarma yetkisi verilerek TBMM’nin yasama yetkisine ortak edilmektedir. Adeta çift merkezli bir yasama otoritesi yaratılmaktadır. Yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanı TBMM’nin yasama yetkisine ortak edilmektedir. Yürütmenin tasarrufları TBMM denetimi dışına çıkarılmaktadır.

Madde-108’de yapılan değişiklikle “Silahlı Kuvvetler” Devlet Denetleme Kurulu denetimi altına alınmaktadır. D.D.K.’nun işleyişi, özlük hakları, yetkileri kanunla düzenlenirken getirilen değişiklikle Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile düzenlenecek hale getirilmektedir..

Madde-118’de Milli Güvenlik Kurulu yetki ve görevleri Kanunla düzenlenirken getirilen değişiklikle Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılacağı hükme bağlanmıştır. Jandarma Genel Komutanlığı MGK’dan çıkartılmaktadır. Bu durumun savunma ve güvenlik uzmanlarınca incelenmesi beklenir.

Madde-123 Kamu tüzel kişiliklerinin kurulması sadece kanunla mümkün iken getirilen değişiklikle Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile de mümkün hale getirilimektedir.

Madde-125 Yüksek Askeri Şura Kararları Yargı denetimi dışında iken, yapılan değişiklikle YAŞ Kararları yargı’ya taşınır hale getirilmektedir.(Yaş Kararları ülke savunması ve iç , dış politikalar açısından çok gizli gerekçelere dayandırılsa bile Yargı yoluyla tartışılır ve açık hale getirilmesi mümkün olacaktır).Bu konunun ülke menfaatleri açısından uzmanları tarafından daha detaylı olarak incelenmesi beklenir.

Anayasa’nın Mahalli İdareler başlığı altındaki 127. Maddesindeki “Mahallî idareler; il, belediye veya köy halkının mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir.

Mahallî idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.” hükümleri korunmuşken Anayasanın 123. Maddesinde getirilen değişiklikle Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile de Kamu Tüzel Kişiliği Kurulabileceği hükmü getirilmektedir.

Bu iki maddenin taşıdığı netliğe muhtaç hükümler ve yaratacağı çelişki ciddi ve çok önemli riskleri yaratabileceği düşünülmelidir.

Getirilen değişiklikle mevcut 145.Madde iptal edilerek Askeri Yargı tamamen kaldırılmaktadır. Bunun TSK’ leri ve ülke savunması üzerinde yaratacağı etkilerin uzmanlarınca değerlendirilmesi ve gerekir .Anayasa Mahkemesinin iki askeri yargı kökenli üyesi iptal edilerek AYM üye sayısı onyedi’den onbeş’e indirilmektedir.

150. Maddenin yeni haliyle Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin iptali için AYM’ne Cumhurbaşkanının dava açabileceği bir metin ortaya çıkmaktadır. Kaleme alınış biçimi ile devletin temel yasasına yakışmayan bir özensizliği taşımaktadır.

155.maddede yapılan değişiklikle Danıştay’ın yasa ve tüzük tasarılarının incelemesini yapma yetkisi kaldırılmaktadır. Danıştay danışılacak yer olmaktan çıkarılmaktadır.

159.maddede yapılan değişiklikle HSYK üye sayısı 13 e indirilmekte ,başkan dahil 6 üyeyi Cumhurbaşkanının seçmesi hükme bağlanmaktadır.

161.maddede yapılan değişiklikle Bütçenin ve Kesin Hesap Kanununun hazırlanması ve Kanun teklifinin TBMM ne sunulması Cumhurbaşkanı’na bırakılmaktadır.

162-163. maddeler tamamen iptal edilmiş olup bu maddelerde yer alan 40 üyeli -25 iktidar 15 muhalefet Milletvekillerinden oluşacağı mevcut Anayasada hüküm altına alınmış olan- Bütçe Komisyonu oluşumu ile ilgili olarak değişiklik metninde hiçbir yeni hüküm getirilmemektedir. Bütçe tasarısı ve Kesin Hesap Kanunu üzerindeki Millet adına en etkili ve teknik denetimlerin uzman milletvekillerince yapılmasına olanak veren “Bütçe Komisyonu” Anayasal dayanaktan yoksun bırakılmaktadır. Muhtemeldir ki TBMM İç Tüzük değişikliği ile sadece iktidar Milletvekillerinden oluşan bir Bütçe Komisyonu oluşturulabilir. Bütçe gibi çok önemli bir düzenlemenin hazırlanmasının tek kişinin iradesine bırkılması ve TBMM’de muhalefetin komisyonlarda dahi yer almayacağı bir düzenleme ile yasalaştırılması ihtimali demokrasilerin vazgeçilmez ilkelerinden sayılan “Bütçe Hakkı” kavramının açık ihlalidir.

Anayasa değişikliğine ilişkin 18. Maddenin c fıkrası hükmünde, (Değiştirilen diğer hükümleri ile 101 inci maddesinin son fıkrasında yer alan “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir” ibaresinin ilgası bakımından yayımı tarihinde, Yürürlüğe girer.) denilmektedir.Bu hükme göre halk oylamasının EVET çıkması halinde mevcut Anayasa hükümleri (TBMM erken seçim kararı almazsa) -03/11/2019 tarihine kadar- yürürlükte kalacak iken Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AK partinin başkanlığına geçmesi mümkün olacaktır. Mevcut Anayasa hükümleri ile Partili Cumhurbaşkanı kavramının ne gibi çelişkiler ve idari sıkıntılar yaratacağı uzmanlarınca ayrıca incelenmelidir.

Anayasa değişikliğinde getirilen “GEÇİCİ MADDE 21’de, “Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’nci Yasama Dönemi milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi 3/11/2019 tarihinde birlikte yapılır. Seçimin yapılacağı tarihe kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve Cumhurbaşkanının görevi devam eder. Meclisin seçim kararı alması halinde, 27’nci Yasama Dönemi milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.”denilmektedir.

Bu madde içinde- yapılacak Anayasa değişikliklerinin her ne kadar 03/11/2019’da yürürlüğe gireceği ifade edilmekte ise de- EVET çıkması ve mevcut TBMM’nin erken seçim kararı alması halinde bu değişikliklerin ve Başkanlık sisteminin daha önce yürürlüğe konulması olanağı yedekte emniyete alınmış gözükmektedir.

Yetersizliğin ve özensizliğin yanında, bir de gizli niyetler barındıran eylemlerin hayatın her alanında ortaya çoğu zaman istenmeyen sonuçlar çıkardığı ve müsebbiplerini pişmanlık muhataplarını perişanlık içinde bıraktığı bilinmelidir. Bu değişiklikler şayet bu haliyle halkoylamasına giderse, bir Türk vatandaşı olarak ne Türk Milletini yönetenlerin pişman ne de Türk Milletinin perişan duruma düşmemesi için oyum HAYIR olacaktır.





Son Dakika Haberleri