Perinçek: Türkiye ve Çin teröre karşı beraber

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Türkiye ve Çin’in teröre karşı mücadele konusunda görüş birliği içinde olduğunu” söyledi. Perinçek, bölgedeki, Batı Asya’daki gelişmelerin hızlanması ve yeni durumların ortaya çıkması, Türkiye’nin de Suriye’nin kuzeyindeki Amerikan koridoruna girmesi üzerine Vatan Partisi ve Çin Komünist Partisi yetkililerinin görüşme ihtiyacı hissettiklerini belirtti.

Perinçek, CRI TÜRK FM’de Kamil Erdoğdu’nun hazırlayıp sunduğu Manşet programında son 5 günlük Çin ziyareti hakkında bilgiler verdi. Perinçek ve beraberindekiler başkent Pekin’de 3 gün görüşmeler yaptıktan sonra, 2 gün ülkenin güneyindeki Shenzhen şehrinde incelemelerde bulundu.

'TÜRKLÜKLE DE, UYGURLUKLA DA İLİŞKİLERİ YOK'

ÇKP yöneticilerine Türkiye’nin hem bölücü teröre, hem de yobaz IŞİD terörüne karşı desteklemeleri çerçevesinde görüşmelerde bulunduklarını ifade eden Perinçek, “Onlar da teröre karşı mücadelenin sorunlarıyla uğraşıyorlar. Çin Halk Cumhuriyeti’nde de yobaz terörü var, o nedenle Türkiye ile ortak anlayışa sahipler. Etnik bağnazlık, etnik aşırılık temelindeki teröre, İslamcılık adı altındaki teröre de karşılar” dedi.

IŞİD’in içinde kendisine “Doğu Türkistan” adı veren Orta Asya kökenli teröristler bulunduğuna işaret eden Perinçek bu grupların Türkistan’la da, Türklükle de, Uygurluk la da ilişkisi olmadığını, ABD’nin aleti oldukları görüşünü dile getirdi. Perinçek, “Türk ordusu IŞİD içindeki bu grupları tasfiye ediyor, bunlar Türkiye’de tutuklanıyor. Bunları konuştuk. Türkiye ve Çin bu konuda işbirliği yapmak için son derece istekli” diye konuştu.

'PKK’NIN ABD’DEN KOPMA ŞANSI YOK'

ÇKP ve Vatan Partisi yöneticilerinin bu terör örgütlerinin devletlerden bağımsız ve kendi başlarına örgütler olmadıkları konusunda görüş birliği içerisinde olduklarını anlatan Perinçek, “Arkalarında ABD’nin bulunduğunu herkes kendi tecrübesiyle görüyor. Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin PKK’yı silahlandırdığını, PKK’nın ABD’den kopma şansının olmadığını bütün dünya görmektedir. Aynı şekilde Çin’deki terör örgütlerinin arkasında ABD’nin olduğunu görüyoruz. Bunlar da bizi birleştirmektedir” şeklinde değerlendirmede bulundu

Perinçek şunları söyledi:

“Astana sürecinin başlamasına iki taraf da büyük değer veriyor. Çünkü Cenevre çözüm merkezi olmaktan çıktı. ABD’nin denetimindeki çözümler devri bitti. Onun yerine Asya ülkelerinin, Batı Asya ülkelerinin ağırlığını koyduğu çözümler dönemine girdik. Bu ziyaretimiz Rusya, Suriye ve İran ziyaretlerinden sonra Batı Asya cephesinin cephe gerisini tamamlama girişimiydi.”

Perinçek, Çinli yetkililerle Türkiye ile Çin arasındaki ekonomik işbirliği potansiyelini de konuştuklarını aktardı. “Türkiye borçlanma ekonomisinin sonuna geldi. Üretim ekonomisine geçme dönemine gelindi” diye Perinçek, Türkiye’nin üretim ekonomisi kurması konusunda Çin’in birçok katılımı olabileceğini görüştüklerini söyledi. Perinçek, “Tabii bu karşılıklı kazanarak olan bir şey; bugüne kadar olduğu gibi Batı’dan yüksek faizli borç alma siyaseti değil. Çin’le birlikte üretime yönelik, yatırım yapan harmanı da birlikte kaldıran bir siyaset söz konusu” ifadesini kullandı.

PİRE LİMANI’NIN RİSKİ

Çin’in Yunanistan’ın Pire limanını aldığını hatırlatan Perinçek, “Yunanistan, AB üyesi. Çinli yetkililere yarın ABD’nin iki destroyer yollayıp Çin’in ticaretini kısıtlayabileceğini, ancak Türkiye’nin daha başı dik, daha bağımsız, devlet ve imparatorluk geleneği olan bir ülke olduğunu; bu nedenle Türkiye-Çin ilişkilerinin iki tarafın da daha yararına olacağını anlattık” dedi.

Çin tarafının Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katılmasını çok istediğini belirten Perinçek, Çin’in Bir Kuşak, Bir Yol denen Yeni İpek Yolu Projesi’nin Türkiye ile Çin’i birleştiren bir proje olduğunu vurguladı. Perinçek, “Zaten bizim İpek Yolu tarihimiz Çin’le yakınlaşma tarihidir. Dünyanın barış ihtiyacı Avrasya birliğiyle gerçekleşecek. Almanya’da Steinmeier’in Cumhurbaşkanı seçilmesi çok önemli bir gelişme, Fransa’daki cumhurbaşkanı adaylarının hepsi Avrasyacı” diye konuştu.

'SHENZHEN HARİKASI'

Çin ziyareti kapsamında 2 gün ülkenin güneyindeki Hong Kong’a komşu Shenzhen şehrinde incelemelerde bulunduklarını anlatan Perinçek, Shenzhen’in 1979’da 30 bin nüfuslu bir balıkçı kasabası iken, şimdi nüfusu 20 milyonu bulan modern bir kent olduğuna dikkati çekti.

“37 yılda büyük bir kent kurulmuş. Shenzhen Harikası çok önemli” diyen Perinçek, şehrin kurulma sürecinin 1979 yılında Çin’in çeşitli yerlerinden gelen 30 bin işçi askerin kolları sıvamasıyla başladığına vurgu yaptı.

“Birilerinin iddia ettiği gibi kapitalist modele göre gelişme değil, doğrudan doğruya kamu müdahalesiyle, kamunun seferber ettiği güçle başlayan bir süreç” değerlendirmesini yapan Perinçek, “Şimdi dünyanın en modern kentlerinden biri. Ancak modernlik tek başına gökdelenleri, duvarları, çimento yığınları değil, parkları, bahçeleriyle yeşilin hakim olduğu modern bir kent” dedi.