18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye’nin olimpiyat serüveni...

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Biz Türklerin olimpiyat serüveninin başlangıcı Osmanlıya dayanır. 1908’de başlayan 2. Meşrutiyet ile birlikte Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti’de aynı tarihte kurulur ve o yıl Londra Olimpiyatları başlamadan önce, Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı (IOC) Baron Pierre de Coubertin İstanbul’u ziyaret eder. Kendisine, Galatasaray Lisesi öğrencisi Aleko Mulos tercümanlık yapar. Aleko aynı zamanda Tatavla Heraklis Jimnastik Kulübü’nde (bugünkü Kurtuluş Kulübü) jimnastik dalında spor yapmaktadır. Coubertin, Aleko’yu Londra Olimpiyatları’na davet eder. Böylece Aleko Mulos ilk olimpik sporcumuz olur ama herhangi bir derece elde edemez.
Osmanlı 1912 Stokolm Olimpiyatları’na katılmak için gazete ilanıyla sporcu aramış. 35 sporcu başvuruda bulunmuş. Ancak bütçe de para olmadığı için giderlerini kendilerinin karşılaması istenmiş. Bu durumda iki sporcu gidebilmiş. Rahvan Papazyan ve Mıgır Mıgıryan. İkisi de güllecidir. Onlar da herhangi bir derece alamamışlar.
1914 1. Dünya Savaşı nedeniyle yapılmıyor, 1920 Anvers Olimpiyatları’na ise Almanya birlikte savaş suçlusu olduğu için Osmanlı alınmıyor. 1924 genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk olimpiyatıdır. Paris’te yapılan olimpiyatlara Büyük Öke Atatürk’ün özel ilgisi ve emriyle sporcu gönderilmiş. Spora ayrılan 50 bin liralık bütçenin 27 bin lirası olimpiyatlar için sporculara ayrılmış. 1924 Paris ve 1928 Amsterdam Olimpiyatları’nda güreşçi Tayyar Yalaz 4.’lük derecesi edinmiştir.

1936’DA İLK MADALYA...
1932 Los Angeles Olimpiyatları’na çok uzak olduğu ve bütçede para olmadığı için sporcu gönderilemedi. 1936 Berlin Olimpiyatları ise hem Türkiye hem de dünya için önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti ilk olimpiyat madalyasını Ahmet Kireççi (Mersinli Ahmet) ile kazandı. Bu bronz madalyadan iki gün sonra mindere çıkan Yaşar Erkan ilk olimpiyat altın madalyamızı kazandı. 1936 Berlin Olimpiyatları tarihin en politik olimpiyadı oldu. Faşist Hitler “üstün ırk” anlayışını pekiştirmek ve tüm dünyaya göstermek için olimpiyada çok büyük bir bütçe ayırdı. Sonuçta ABD’li sporcular madalyaları birer birer kazanarak Alman sporcuları geride bıraktılar. Özellikle siyahi sporcu Jesse Owens’in 4 altın madalya kazanması Hitleri çıldırttı ve olimpiyat stadını terk etmek zorunda kaldı.

İHALET ÇAMBEL TARİHE GEÇTİ
İlk olimpik kadın sporcumuz olan Halet Çambel Berlin Olimpiyatları’na eskirim dalında katıldı. Hitler Halet Çambel ile görüşmek istedi ancak sporcumuz diplomatik bir yaklaşımla bu görüşmeyi reddetti. Ayrıca, Berlin Olimpiyatları’na Türk sporcular ilk ve son kez göğüslerinde “Altıok” amblemi ile çıktılar.
1940 ve 1944 oyunları Hitler’in dünyanın başına bela ettiği 2. Dünya Savaşı nedeniyle yapılamadı. 1948 Londra Olimpiyatları Türklerin tarihsel başarı edindikleri bir olimpiyat oldu. Serbest güreşte altı, grekoromende 4 gümüş bir altın ve atletizmde Ruhi Sarıalp ile bir bronz olmak üzere toplam 12 madalya kazanıldı. Türk takımı serbest güreşte olimpiyat şampiyonu oldu. Sarıalp’in üç adım atlama dalında aldığı bronz madalya 56 yıl sonra 2004 Atina Olimpiyatları’nda çekiç atma dalında Eşref Apak tarafından egale edilebildi.
1952 Helsinki’de güreşçilerimiz 2 altın bir bronz madalya kazandı. 1956 Melbourne’da 3 altın, 2 gümüş ve 2 bronz madalya kazanıldı. 1960 Roma Olimpiyatları’nda sporcularımız 1960 ihtilali nedeniyle yeterince hazırlanamamalarına karşın başarılı olmuş tam 9 madalya kazanmışlardır. Güreş dalında 7 altın 2 bronz madalya 1948 Londra Olimpiyatlarından sonra en büyük 2. başarıdır. Doping ilk kez Roma Olimpiyatları’nda gündeme gelmiş, Danimarkalı bisikletçi Knut Jensen aldığı Ronicol adlı uyarıcı sonucunda bisikletinden düşmüş, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmiştir. Bu ölüm olayı olimpiyatlarda 2.’dir. Daha önce 1912 Stoklom oyunlarında bir maratoncu ölmüştür. Roma Olimpiyatlarında ilk kez televizyon naklen yayını gerçekleşti.
1964 Tokyo’da 2 altın bir gümüş, 1968 Meksiko City’de 2 altın madalya kazanıldı. Meksiko’da Türkiye boks dalında ilk kez yarıştı. ABD’li atletler Tommie Smith ve Jhon Carlos çıktıkları birincilik kürsüsünde, tek ellerinde siyah eldiven olduğu halde yumruklarını kaldırarak ırk ayrımını protesto ettiler. ABD’li Jim Hines olimpiyat tarihinde ilk kez 100 metreyi 10 saniyenin altında koştu.

MÜNİH KANA BULANDI
1972 Münih Olimpiyatları’nda Almanlar, 1936’nın bıraktığı kötü politik izleri silmek istediler. Muhteşem bir açılış oldu. Ancak bu kez İsrailli sporcuların kampına terör saldırısı gerçekleştirildi. 11 İsrailli sporcu ve yönetici yaşamını yitirdi. Olimpiyatlar iptal edilmekle karşı karşıya kaldı. Ancak devam edildi ve ABD’li yüzücü Mark Spitz 7 altın madalya kazandı. Olimpiyatların yayın hakkı ilk kez bu olimpiyatlarda 6 milyon dolar karşılığında satıldı. Finlandiyalı atlet Lasse Viren önceden alınmış kendi kanını, koşular öncesinde vücuduna enjekte ettirerek kan doping yaparak 5 bin ve 10 bin metrelerde iki altın madalya almıştır. Türkiye ise 87 kişilik bir kafileyle Münih’e gitmesine karşın güreşte Vehbi Akdağ bir gümüş madalya almıştır.
1976 Montreal olimpiyatlarında tek madalya bile kazanamadık. Bu olimpiyata boykot damgasını vurdu. Afrika ülkeleri, Yeni Zelanda’nın Güney Afrika ile yaptığı rugby maçını gerekçe göstererek Yeni Zelanda’nın oyunlara alınmamasını istedi. Bu istek Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından kabul edilmedi. Sonuçta 22 Afrika ülkesi 1976 olimpiyatlarını boykot ettiler. Milliyetçi Çin kendisinin Çin Halk Cumhuriyeti olarak tanınmasını istedi. Bu istek gerçekleşmeyince Çin de boykota katıldı.
1980 Moskova ve 1984 Los Angeles oyunlarına da karşılıklı boykot damgasını vurdu. Moskova Olimpiyatları’nı içinde Türkiye’nin de bulunduğu 66 NATO ülkesi boykot etti. Gerekçe, Sovyetler Birliği’nin 1979’da Afganistan’ı işgal etmesi gösterildi. Ancak Sovyetler Afganistan’a davet üzerine gittiklerini ileri sürdüler. 1979 da Afganistan’da genel seçimler yapılır. Seçimi Marksist parti kazanır. Ancak bir türlü hükümeti kurma görevi verilmez. Bir de seçimler iptal edilir. Bunun üzerine seçimlerde birinci olan Marksist parti Sovyetlerden yardım ister. Sovyet yöneticileri bunun üzerine Afganistan’a girdiklerini ileri sürerler ama bu gerekçe batı dünyasında ilgi görmediği gibi üstü örtülmeye de çalışılır.
1984 Los Angeles oyunları ise Rusya’nın başını çektiği Doğu Bloku ülkeleri tarafından boykot edildi. Bu boykota salt Romanya katılmadı. Sovyetler 1976 oyunlarında madalyaların yüzde 58’ini kazandığı halde bu olimpiyatlara katılmayınca Los Angeles’in kalitesi düştü. Türkiye 1984 olimpiyatlarında boksta iki bronz madalya kazandı. Madalya alan sporcularımız Eyüp Can ve Turgut Aykaç’tı.
1988 Seul Olimpiyatlarında da küçük bir boykot eylemi yaşandı. Kuzey Kore, Güney Kore ile aralarındaki siyasi çekişme yüzünde olimpiyat düzenlemeye ortak olmadı. Küba ve Etiyopya ile birlikte olimpiyatı boykot ettiler. Bunun üzerine Uluslararası Olimpiyat Komitesi bir toplantı yaparak bundan sonra boykota katılan ülkelerin bir daha olimpiyatlara alınmayacağını açıkladı. Bu karar boykotların sonu oldu. Türkiye bir altın 3 bronz madalya aldı. Altın madalyanın sahibi halterde Naim Süleymanoğlu idi. Türkiye halter dalında ilk altını kazanırken Naim Süleymanoğlu kendi vücut ağırlığının üç katından 10 kilo daha fazla kaldırarak olimpiyat rekoru kırdı. Naim Süleymanoğlu toplamda 9 olimpiyat 6 dünya rekoru kırdı.

KADINLARDA İLK MADALYA
Türkiye 1992 Barcelona oyunlarında kadınlarda ilk madalyasını kazandı. Judo dalında Hülya Şenyurt bronz madalya kazandı. Oyunlarda gösteri sporu olarak yer alan taekwondo dalında Ayşegül Ergin gümüş ve Arzu Tan bronz madalya kazandı. Naim Süleymanoğlu ise Barcelona’daki başarısını yineledi.
1996 Atlanta’da yapılan oyunlarda Naim Süleymanoğlu 3. kez halterde altın kazanarak, halter dalında 3 olimpiyat üst üste altın alan ilk sporcu oldu. Bu olimpiyatta diğer sporcularımız 3 altın ve 2 bronz madalya daha kazandı. 2000 Seul olimpiyatlarında sporcularımız 3 altın 2 bronz madalya kazandı. 2004 Atina Olimpiyatları’nda ise Nurcan Taylan, halterde altın alarak kadınlarda altın madalya alan ilk sporcumuz oldu. Eşref Apak Atletizm 56 yıl sonra Ruhi Sarıalp’in aldığı bronz madalyayı egale etti. 2008 Pekin Olimpiyatlarında sporcularımız bir altın, dört gümüş ve 2 bronz madalya kazandılar. 2012 Londra Olimpiyatları’nda Aslı Çakır Alptekin 1500 metrede altın Gamze Bulut ise gümüş madalya alarak ülkemize büyük bir sevinç yaşattılar ama sporcularımızın adının dopinge karıştığı iddia edildi.