25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye’yi bekleyen korkunç tehlike...

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-


Karanlığın hakim olmaya başladığı saatlerde, sokaklar ve caddeler insana hasret kalırdı...
Ve can korkusunun bomboş bıraktığı karmaşa meydanlarında merhamet adeta izne çıkardı!..
Kurşun sesinin kan kokusuna karıştığı günler halen akıllardadır!.. Kızların yüzlerine kezzap, bacaklarına jilet atılan dehşet anlarıydı o zamanlar!..
Taşlı-sopalı- satırlı saldırıların, Rus tabancası Takarov’larla suikastlara döndüğü karmaşa döneminde, cinayetler çok sıradanlaşmıştı!..
Arkadan enseye sıkılan kurşunlar, toprağa düşen gencecik canlar ve adına “faili meçhul” denilen sinsi ve kahredici zincirleme cinayetler uzun süre önlenemedi...
Çarşıdan, evlerden, sokaklardan ve hatta meydanlardan kaçırılan yüzlerce insanın akıbeti de halen bilinmiyor!..
Yer altı sığınaklarında ve rutubet kokan mağaralarda aylarca zincirlenerek hapsedilen zavallıların çoğunun cesedi bile bulunamadı...
Türkiye uzun yıllar pek farkına varmasa da tüm bu olaylar 1990-2000 yılları arasında Güneydoğu’ya kan kusturdu...
Şiddetin adı “Hizbullah”tı o zamanlar... Ta ki 17 Ocak 2000’de, örgüt lideri Hüseyin Velioğlu, İstanbul Beykoz’daki bir evde öldürülene kadar!..
SİNSİCE DEĞİL, BAĞIRA BAĞIRA!..
İran yanlısı Hizbullah örgütü, 25 yıl önce Güneydoğu’da sinsice yapılandı, din sömürüsüyle palazlandı ve sonra polisleri de öldüren, 20 bin kişilik vurucu güce ulaştı...
Devlet ne yazık ki, “PKK ile savaşıyor” diye terör örgütünün güçlenmesine uzun süre izin verdi ve sonunda görevini bittiği anlaşılmış olmalı ki, 14 yıl önceki operasyonla Hizbullah’ı çökertti...
Hizbullah’ın artık Hüda-Par diye legal bir partisi var... Örgüt ve parti elbirliğiyle, PKK ve BDP’nin karşısında, “Kürt sorununda aktör” olmak için de çırpınıyor...
Peki; Tüm bunları neden mi anlattık?.. Çünkü Türkiye, Hizbullah’tan belki de yüzlerce kat daha tehlikeli bir örgütün kıskacına sürükleniyor...
El Kaide türevi IŞİD (Irak-Şam İslam Devleti) , yeni adıyla “İslam Devleti” adlı örgüt, Hizbullah gibi hücre evlerinde, kaçak Kuran kurslarında sinsice palazlanmadı...
IŞİD bağıra bağıra geldi, vahşi eylemlerle öldüre öldüre büyüdü ve bugün Suriye ve Irak’ın neredeyse yarısına hükmederek Türkiye sınırına kadar dayandı...
IŞİD; Şiiler, Türkmenler ve Yezidiler’den sonra şimdi de Suriye sınırındaki Kürtleri katlediyor... PKK ve Suriye’deki kolu PYD, aylardır dinci örgütle çatışıyor ama Şanlıurfa’nın karşısındaki Kobani de IŞİD’in kuşatmasında çırpınıyor...
KENTLERDE IŞİD HÜCRELERİ!..
İddiaya göre, 20 yıl önceki Türk Hizbullahı, PKK’ya karşı bir refleksti... Daha sonra kontrolden iyice çıktı ve bölgede “domuz bağlı” cinayetler ve “mezar evi” katliamlarıyla korku saçarak büyüdü...
IŞİD’in ise hiçbir gizli yanı yok... Militanlar yüzlerini cellat gibi maskelese de kafa kesme ve insan ciğeri yeme görüntülerini internet üzerinden tüm dünyaya yaymaktan çekinmiyorlar...
Aynı anda bazen 300 Suriye askerini, bazen 500 Türkmen’i ve bazen de toplu olarak 1700 Irak’lıyı kurşuna dizerek dehşet uyandıran örgüt, artık yalnızca Suriye ve Irak için korku değil...
Çünkü IŞİD yanlıları İstanbul’da pikniklerde toplanıyor, hücre evlerinde Suriye ve Irak’a militan gönderiyor, yayın organları üzerinden propaganda yapıyor ve yaralıları Türkiye’deki hastanelerde tedavi ediliyor...
Bunlar da yetmiyor; örgüt Musul’daki Türk konsolosluk çalışanlarının iadesi için Türk Hükümeti’yle pazarlık yürütebiliyor ve ne yazık ki dış basın, AKP iktidarının IŞİD’e silah ve para yardımı yaptığını bile yazabiliyor...
Irak ve Suriye’de, IŞİD saflarında binden fazla Türk militanın savaştığı biliniyor... En az 200’ü de öldürülmüş... Bu rakamlar da gösteriyor ki, IŞİD başta Kocaeli, Konya, Düzce, Sakarya ve İstanbul gibi kentlerde yüzlerce hücre de oluşturmuş...
AKP SİNSİ TEHLİKEYİ GÖRÜYOR MU?..
Dehşet içeren tüm bu bilgilerin özetine gelince... Unutulmasın ki, dünyada “terörün şemsiyesi”ni açarak şiddeti dayatan El Kaide’nin en kanlı hücrelerinden biri de Türkiye’de eylem yapmıştı...
Ne yazık ki; AKP Hükümeti de, devlet de, yandaş medya da, örgütün 15- 20 Kasım 2003’te, İstanbul’da iki sinagog, İngiltere Başkonsolosluğu ve HSBC Bank Genel Müdürlüğü’ne intihar saldırısı düzenleyerek 60’tan fazla yurttaşı katlettiğini ve 700’ünü de yaraladığını unuttu...
Hem bu eylemi yapanlar, hem de 20 yıl önce Güneydoğu sokaklarında Hizbullah saflarında savaşan militanların büyük bölümü artık IŞİD’in için can alıyor...
Suriye sınırına dayanan IŞİD, ABD önderliğindeki koalisyon güçleri tarafından önemli ölçüde enterne edilse de, örgütün Türkiye’deki devinimi artık durmayacak...
Çünkü yurt içindeki radikal dinci grupları çatısı altına çeken IŞİD, Irak ve Suriye’de ne olursa olsun Türkiye içinde eylemlerini büyütecek kapasiteye de ulaştı...
Ne ilginçtir ki 20 yıl önce Hizbullah-PKK savaşının nasıl bir tehlike yaratabileceğini kestiremeyen devlet, IŞİD- PKK çatışmasının ülkemize yansımasını da öngöremiyor!..
Velhasıl, önümüzdeki süreçte hem Hizbullah hem de El Kaide’den çok daha tehlikeli bir örgüt Türkiye içinde en büyük güvenlik sorunu haline gelecek... Bilmem ki, kimse bunun farkında mı?..
AKP iktidarı; 14 yıl önce enterne edilen Hizbullah ve 11 yıl önce dağıtılan El Kaide terörünün bu kez “IŞİD” kılığında, suikastlara ve intihar eylemlerine yönelince mi uyanacak?..
Diyeceksiniz ki; adı tüm dünyada “IŞİD destekçisi”ne çıkmış bir hükümetin uyanmak gibi bir çabası var mı ki?..