24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

TÜSİAD Tarım dedi

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan, ‘Üretim daraldı, çiftçi yok oldu. İthalata bağımlı hale gelmemek için tarımsal üretimi artırmak ve sanayi kadar önem vermek zorundayız’ dedi

TÜSİAD Tarım dedi
A+ A-
RECEP ERÇİN

TÜSİAD YİK Başkanı Özilhan, mutfaktaki yangının tarımın geri kalmasından kaynaklandığını vurgulayarak çözümün kooperatifleşmede olduğunu söyledi. Görevi yeni başkan Kaslowski’ye devreden Bilecik de, ‘Bu ülkeye bir sanayi devrimi borçluyuz’ dedi
TÜSİAD’ın 49. Genel Kurulu’na tarım damga vurdu. TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan’ın konuşmasının ana eksenini mutfaktaki yangın ve buna karşı alınan geçici önlemlerin sorunları çözemeyeceğine yönelik mesajlar oluşturdu. Özilhan’ın konuşmasında dikkat çeken ifadeler şöyle oldu:
Bazı gıda ürünlerinin fiyatlarında meydana gelen çok yüksek artışlarda, iklim koşullarının bir etkisi olduğunu kabul etsek dahi, gıda fiyatlarının 10 yıldan beri enflasyonun üzerinde seyrediyor olması, meselenin hava koşullarından ibaret olmadığını ortaya koyuyor.
2007’den 2018’e dünyada gıda fiyatlarındaki artış sadece yüzde 10 olmuş. Ülkemizde ise yüzde 200.

ÜRETİM AZALDI ÇİFTÇİ YOK OLDU
İklim değişikliği Türkiye’yi de etkilemeye başlayan çok ciddi bir konu.
Hal yasası, tanzim satış mağazaları, operasyonlar, denetimler gibi gıda fiyatlarına dönük önlemler, fiyatları belli bir süre için aşağı çekmeye muvaffak olacaktır. Ancak, tarım üretimindeki sorunlar devam ettiği sürece, fiyatlar yeniden artış eğilimine girecektir. Çünkü, gıda fiyatlarındaki artışın esas nedeni, tarımın içine düşmüş olduğu durumdur.
Tarıma verilen teşviklerin eriyip gittiği, araziye verilen teşviklerin etkin kullanılamadığı, tarımsal girdilerin fiyatlarının hızla tırmandığı bir yapının kaçınılmaz sonucu tarımsal üretimin azalması ve çalışabilir yaştaki nüfusun neredeyse tamamının köyleri terk etmesidir.
Kırlarda yaşayanların oranı son 10 yılda yüzde 34’ten yüzde 16’ya düşerken, çiftçilerin oranı ise yüzde 10’dan eriyip yüzde 3’e düşmüştür.
Üretimin azaldığı, çiftçiliğin yok olduğu, buna karşılık tüketimin hızla arttığı bir durumda, fiyat kontrolleri ile bir yere varılamaz.

SANAYİ KADAR ÖNEM VERMELİYİZ
İthalata bağımlı hale gelmemek için tarımsal üretimi artırmak zorundayız. 80 milyonluk bir ülke olarak, Türkiye’nin gıda güvenliği ve güvenilirliğinden taviz vermesini kabul edemeyiz.
Tarımı ihmal eden ülkeler geleceklerini tehlikeye atar.
Tarıma, sanayileşme kadar önem vermek, yatırım yapmak durumundayız.
Arazilerin parçalı yapısı, Türkiye tarımının en önemli sorunu. Arazisi olanın da sermayesi yok.
Küçük tarım arazileri ve küçük çiftçilikle, ölçek ekonomisinden nasıl yararlanacağımızın yollarını arayıp bulmalıyız.

İŞ DÜNYASI DA YER ALMALI
Türkiye koşullarında bunun yolu, çiftçilerin havza ve ürün bazında kooperatifler biçiminde örgütlenmesinden geçiyor. Fransa, İsviçre, ABD gibi ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de kooperatifçiliği geliştirmeliyiz. Hali hazırda çok iyi çalışan birkaç kooperatifimiz var. Bu modeli geliştirmemiz ve tüm ülkeye yaymamız gerekiyor.
Ayrıca, piyasa yapısını düzenlemek ve örgütlenmeyi geliştirmek, tarım ve hayvancılığa destek ve teşvikleri geliştirmek ve etkili dağıtımını sağlamak, meyve ve sebze tedarik zincirindeki yüzde 30-40’lara varan kayıp ve atıkların önüne geçmek, iklim değişikliği ile mücadele etmek ve su kaynaklarını etkin kullanmak, dijital, akılcı ve iyi tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak da diğer önemli başlıklar.
İş dünyasının da içinde yer aldığı bir kurumsal istişare ve koordinasyon mekanizmasının etkin çalışması, bugünün yakıcı sorunlarına uzun vadeli bir bakış açısıyla çözüm üretmesi gerekiyor.

Birlik, milli güç ve kriz uyarısı
TÜSİAD YİK Başkanı Özilhan’ın tarım ve gıda ağırlıklı konuşmasında ülke ekonomisi ve dünya gündemine ilişkin de kritik mesajlar yer aldı. Bunları sizlere aktarmadan önce hem Özilhan’ın hem görevi devreden Erol Bilecik’in hem de TÜSİAD’ın yeni başkanı Simone Kaslowski’nin konuşmasında Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyet değerleri vurgusu öne çıktı. Başkanlar konuşmalarının bu bölümlerinde büyük alkış aldı. Üç başkanın da, küresel kurumların zafiyete uğradığı dünyada, değişen, gerginleşen ve savaş koşullarına işaret eden ortamda Türkiye’nin her alanda güçlü olması için kendi kaynaklarına daha fazla önem vermesi ve milli birliğin sağlanması konusundaki mesajları dikkat çekti.

DIŞA BAĞIMLILIK BİTMELİ
Özilhan’ın ekonomi konusundaki mesajlarına dönersek... Küresel planda yaygınlaşan popülist ve korumacı eğilimler karşısında, ekonomimizi ara malı, sermaye malı ve finansmanda dışa bağımlılıktan kurtarmanın en önemli önceliğimiz olması gerektiğini kaydeden Özilhan, ekonomideki yangını söndürmek için atılan adımların geçici yapıda olduğu uyarısı yaptı. Kalıcı adımlar atılmasını ve yapısal sorunların çözülmesini isteyen Özilhan, "Reel sektörün finansman sorunu çözülmezse, sorun bankacılık ve kamu sektörüne sıçrar. Derin finansal krizler böyle gelişir" dedi. Özilhan, krize karşı atılan geçici yapıdaki adımları "susuzluğu gidermek için zehir içilmez" Çin atasözü ile eleştirdi.

ÇİNSİZ ANALİZ MÜMKÜN DEĞİL
Naif üslubu, uzlaşmacı yapısı ile başkanlığı döneminde birçok kesimin sevgisini kazanan Erol Bilecik, konuşmasında güncel konulardan ziyade, kendi deyimiyle "Türkiye için bir vicdan muhasebesi" ortaya koydu. Ekonomideki sorunların ağırlığına işaret eden Erol Bilecik, ekonominin bir numaralı gündem olması gerektiğini belirtti. "Türkiye’ye bir sanayi devrimi borcumuz var" diyen Bilecik, Atatürk ilkeleri ışığında, Cumhuriyet değerleri temelinde güçlü bir Türkiye için ellerinin taşın altında olduğunu söyledi. Kutuplaştırıcı söylemlerin bırakılmasını isteyen Bilecik, konuşmasında kadınlara ve gençlere yönelik anlamlı mesajlar verdi. Özilhan ve Kaslowski gibi AB ile ilişkilerin önemine de dikkat çeken Bilecik, "Önümüzdeki dönemde Asya ve özellikle de Çin gerçeği göz önünde bulundurulmadan ne küresel ekonomik analiz ne de stratejik veya siyasal analiz yapmak mümkün" diye konuştu. Bilecik, sorunların aşılması konusunda Anadolu’nun "çılgın" insanlarının umuduna güvendiğini de ifade etti.

Yeni Başkan’dan ilk mesaj
TÜSİAD’ın yeni başkanı Simone Kaslowski, 2013 yılından bu yana TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapıyor. Kaslowski, bu süre içinde önce AB İşleri Komisyonu Başkanlığı, ardından da Küresel İlişkiler ve AB Yuvarlak Masası Başkanlığı görevlerini yürüttü. Kimya sektöründe faaliyet gösteren ve İtalyan bir ailenin üyesi olan Simone Kaslowski, başkan olarak yaptığı ilk konuşmasında özetle şunları söyledi: Hayal kuran, emek veren, üreten, değer yaratan tüm insanlarımızla bu yeni çağda yer almayı hak ettiğimiz için Cumhuriyetimize, demokrasimize ve devletimize sahip çıkmalıyız. Ülkemiz için bilginin ve bilimin yolunu tutmak ulusal çıkarlarımızın temellerinden biridir. ‘Küresel rekabette daha güçlü bir Türkiye’ için çok soru soracağımız, çok yanıt arayacağımız, çok paylaşımda bulunacağımız bir dönem yaşayacağız.
Bu yeni çağda her bir satırını emekle, kararlılıkla, başarıyla işleyeceğimiz yepyeni bir Türkiye hikayesi yazalım."

Ömer Koç sürprizi
TÜSİAD Genel Kurulu’nu Divan Başkanı sıfatıyla Bülent Eczacıbaşı yönetti. Simone Kaslowski’nin başkan olarak seçildiği yeni TÜSİAD Yönetim Kurulu’nda ailelerin ikinci kuşaklarından genç isimlerin yer alması dikkat çekti. Daha önceki yönetimde de yer alan Murat Özyeğin ve Mehmet Tara Başkan Yardımcısı olurken, Can Yücaoğlu, Emre Eczacıbaşı, Batu Aksoy, Serra Akçaoğlu asil ve yedek yönetimde dikkat çeken isimler oldu. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, TÜSİAD YİK’te Başkan Yardımcısı sıfatıyla yer aldı. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili, Feberbahçe Başkanı Ali Y. Koç, TÜİSAD yönetiminden ayrıldı. TİM Yönetim Kurulu Üyesi, Koç Holding Danayıklı Tüketim Grubu Başkanı Fatih Kemal Ebiçlioğlu yeni TÜSİAD yönetiminde asil üye olarak yer aldı. Genel Kurul’a katılan Rahmi Koç, Erol Bilecik’e teşekkür plaketi takdim etti. Hem Ali Koç hem de Erol Bilecik ile yaptığımız kısa sohbette Fenerbahçe’nin başarısı için iyi dileklerimizi ilettik.

Son Dakika Haberleri