25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tutukluya tek tip giysi konusunda AİHM Kararı

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 103. Maddesi, TCK 309 ve 312. Maddelerdeki suçlamalar nedeniyle tutuklu veya hükümlü olanların duruşmalara tek tip giysiyle getirilmesini öngörüyor. Düzenleme aynen şöyle:
MADDE 103- 5275 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 1- (1) 3713 sayılı Kanun kapsamına giren suçlar nedeniyle tutuklu veya hükümlü bulunanlar, duruşmaya sevk nedeniyle ceza infaz kurumu dışına çıkarılmaları durumunda, ceza infaz kurumu idaresince verilen giysileri giymek zorundadır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 309 ila 312’nci maddelerinde düzenlenen suçlardan tutuklu ve hükümlü olanlar badem kurusu; bu maddede belirtilen diğer suçlardan tutuklu ve hükümlü olanlar ise gri renginde göğüs ve pantolon bölümü bitişik (tulum) giysiler giyer. Ancak kadın tutuklu ve hükümlülerin giysileri bitişik şekilde (tulum) olmayabilir. Bu madde hükümleri çocuklar ile hamile kadınlar hakkında uygulanmaz. Kadın tutuklu ve hükümlülerin giysileri ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer hususlar yönetmelikle belirlenir.
“(2) Bu maddede öngörülen yönetmelik bir ay içinde yürürlüğe konulur. Bu madde hükümleri söz konusu yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanır.”
TCK 309. Madde “Anayasayı ihlâl” suçunu, 312. Madde ise, “hükümeti cebir ve şiddet kullanarak ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemek” suçunu düzenlemektedir. Bu maddeler şu sıra genellikle FETÖ davalarındaki suçlamaları içeriyor. Onlara badem kurusu tulum giydirilecek.

AKP İKTİDARI KANUN YAZMASINI BİLMİYOR

KHK 103. Maddede bir de “Bu maddede belirtilen diğer suçlar” ibaresi var. Hangi maddede belirtilen? Bu sorunun yanıtını düzenlemede bulamıyoruz. Bu konuları iyi bilen arkadaşım Avukat Erkin Etike’yi aradım. Yanıtını şöyle: “Maddede belirtilen” ibaresi yanlış, orada “3713 Sayılı Kanunda belirtilen diğer suçlar” kastediliyor.
Böyle kanun yazılır mı?
Bu kararnameleri kim yazıyor?
Ayrı durumu 121. Maddenin yazımında da gördük.
AKP iktidarı 15 yıldır Türkiye’yi yönettiğini söylüyor, ama daha kanun yazmasını bile öğrenememiştir.

TERÖR ÖRGÜTLERİNE FIRSAT

Öncelikle belirtelim: Bugün Türkiye çetin sorunlarla yüz yüze iken, ülke içinde gereksiz gerginliklere ve karışıklıklara zemin yaratmanın bir anlamı yok. Bu hükümle FETÖ ve PKK terör örgütlerinin protestoları ve sözde direnişleri için elverişli ortamlar yaratılıyor. Yargılamaların sağlıklı olarak bir an önce sonuçlandırılması ve kesin hükme bağlanması gerekirken, dikkatlerin tek tip giysi uygulamasına çekilmesi için fırsat veriliyor. Böylece terör örgütlerine, insan hakları ve masumiyet karinesi gibi gerekçelerle yandaş bulma olanağı sağlanıyor.

AİHM JIGA-ROMANYA KARARI

AKP iktidarının bu tür uygulamalara aceleyle yönelirken, uluslararası hukuku incelemediği de görülüyor. Hükümetin çevresinde ilgili AİHM Kararını hatırlatacak bir kadro olmadığı da ortadadır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 16 Mart 2010 tarihli Jiga-Romanya Kararı nedeniyle, şimdi Türkiye’nin önüne bir yığın sorun çıkacak.
AİHM, tutuklu yargılananların mahkemeye hapishane giysileriyle götürülmesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/2. Maddesine aykırı olduğuna hükmetmiş. Gerekçede, hapishane giysilerinin “suçlu algısını kuvvetlendirdiği” belirtiliyor.
Bilindiği gibi, mahkemenin kesin hükmüyle suçlu olduğuna karar verilmemiş olan herkes masumdur, yani suçsuzdur. Hukukta buna “masumiyet karinesi” deniyor. AİHM’ye göre, sanığın duruşmalara hapishane giysileriyle çıkartılması, işte bu masumiyet konumunu ihlâl ediyor.
Jiga-Romanya Davasında AİHM, Romanya devletini 15.250 Avro tazminat ödemeye mahkum etmiştir.

MİLYARLARCA LİRA TAZMİNAT YÜKÜ

Bilindiği gibi bizim hukukumuza göre bu karar, Türkiye için de bağlayıcıdır.
Peki bu kararı dikkate almazsanız ne olur?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine açılacak davalar bir biri ardı sıra gelecek ve Türkiye’nin tazminata mahkûm edilmesiyle sonuçlanacaktır.
Bu mahkumiyetler, Türkiye’nin uluslararası saygınlığını nasıl etkiler, yanıt bellidir. Bunun yanında bir de ağır tazminat yükümlülükleri doğacaktır.
Anadolu Ajansının haberine göre terör suçlarından (FETÖ, PKK, IŞİD vb.) halen tutuklu yargılanan ve tek tip elbise giyecek 58.500 kişi bulunmaktadır. Bu sayıyı AİHM’nin kararındaki tazminat miktarı ile çarptığımızda 892.125.000 Avro etmektedir. Bu bedelin bizim paramızla bugünkü değeri 4 milyar 050 milyon 247 bin 500 TL’dir.
Kaldı ki, Türkiye AİHM kararını hiçe sayarak böyle bir düzenleme yaptığı için daha ağır tutarda tazminata mahkûm edilebilir. Tutuklular, gri ve badem kurusu giysilerle duruşmalara götürülünce, AİHM’de davalar birbiri ardı sıra gelecek. Hükümler de hızla verilecektir. Avukat şerefiyesi vb, tazminat tutarları ortalama 20 bin Avro olsa, 60 bin tutuklu için 1 milyar 200 milyon Avro, yani bugünkü rayiçle 5 milyar 424 Milyon Türk Lirası eder.
AKP Hükümeti, Türkiye’nin ciddî ekonomik sorunlarla karşı karşıya olduğu bir ortamda, halktan topladığı 5 milyar 424 milyon Lira gibi çok büyük bir tutarı terörle suçlananlara aktarmış olacaktır.
696 Sayılı KHK’nın 103. Maddesi uygulanmasına olanak tanınmadan yeni bir KHK ile yürürlükten kaldırılmalıdır.
Devlet böyle yönetilmez.
Hukuk böyle düzenlenmez.