24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Umutsuzlar niçin umutsuz

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Türk Ordusu ve Polisi, PKK Terör Örgütünü hendeklere gömerken, özellikle CHP kesiminden ve Vatansız Sahte Solculardan yükselen söylemlere bakınız siz:
- Millet kan ağlıyor.
- Tayyip Erdoğan’ın hüküm sürmesi için memleketi kana buladılar.
Bölücü Terör Örgütünün etkisiz kılınmasının sevincini paylaşamıyorlar, niçin?

UMUTSUZLUĞUN KAYNAĞINDAKİ YANLIŞ MEVZİLENME
Çünkü yanlış mevzideler, hatta kimisi düşman mevzisinde. 7 Haziran seçimlerinde PKK’yı Meclise sokma kampanyası yürüttüler. Seçimden sonra 24 Temmuz’da başlayan Vatan Savaşına, “Saray Savaşı” dediler. “Saray Savaşı” söylemini icat eden PKK idi.
Söylenenler uçsa bile, yazdıklarının mürekkebi kurumadı:
- Hava Kuvvetleri, dağı taşı bombalıyor.
- Bu savaş, Tayyip Erdoğan’ın seçim kazanması için veriliyor.
- Türk Ordusu kara savaşı vermiyor, yapılanlar göstermelik.
- Hani nerde, Türk askeri karakoldan kafasını çıkaramıyor.
- Kırsalda harekât yok, kentlerde de harekât yok.
- Seçimden sonra göreceksiniz, harekâtlara son verilecek.

SEÇİMDE HDP/PKK’YI DESTEKLEYENLER
SAVAŞTA VATAN MEVZİSİNE GEÇEMEDİLER
Seçimden sonra Bölücü Teröre karşı mücadelenin kararlı olarak sürmesi bile onları uyandırmadı. O yüzden beyinleri ve ruhlarıyla düşman mevzilerinde kaldılar. Vatan Savaşındaki başarıların sevinçlerini paylaşamadılar. Çünkü Vatan Savaşı ile Tayyip Erdoğan’ı özdeşleştirmişlerdi. Vatan Savaşının hasadını, kendi zihinlerinde AKP yönetimine sunmuşlardı. AKP iktidarına PKK ile ittifak yaparak son verme stratejisine bağlanmışlardı.
Oysa Bölücü Teröre karşı mücadelenin yarattığı iklimde, milletin duygularını ve mevzisini paylaşabilirlerdi. Ama beklentileri başkaydı. ABD’ye güveniyorlardı. Harekâtı nasıl olsa bir yerde önler ve onlar da AKP hükümetini eleştirme fırsatını yakalarlardı. Ama öyle olmadı. Bölücü Teröre karşı mücadele başarıyla devam etti. Bu gerçeği görüp, “Türk Ordusunun mücadelesinin boyutlarını anlayamadık” diyebilirlerdi. Ne var ki, “Tayyip Erdoğan düşmanlığı dışında bütün duyarlılıklarını kaybetmişlerdi. Vatan, millet umurlarında değildi.

KEMALİST DEVRİMİN TAMAMLANMASINA GİDEN YOL
Vatan Savaşı, bugün Türkiye’nin en büyük gerçeğidir. Günümüzdeki boyutlarına bakıp, “Vatan Mücadelesi” de diyebiliriz. Ancak PKK’yı üzerimize süren güçlerin ABD ve İsrail olduğu artık gizlenmeyen gerçektir ve yürütülen mücadele geleceğe uzanan boyutlarıyla Vatan Savaşıdır.
Türkiye’nin geleceğini bu süreç belirliyor.
Bugünkü Vatan Savaşı, Kemalist Devrimin tamamlanmasına giden yoldur. Çünkü Türkiye, bu savaştan Atatürk Devrimi temelinde mevzilenerek ve örgütlenerek başarıya ulaşır.

MİLLETİN YÜREĞİ MEHMETÇİKLE BİRLİKTE ÇARPIYOR
Her gün yürekleri ferahlatan haberlerle uyanıyoruz.
Cizre’den, Diyarbakır’dan, Varto’dan, Yüksekova’dan, Silopi’den, Van’dan, Mardin’den, Kızıltepe’den, kentlerden ve köylerden yurttaşlarımız arıyorlar. Herkes, Türk Ordusunun başarılarından sevinç duyuyor.
O duyguları bir milyon insanımızın 17 Eylül’de Ankara’daki yürüyüşünde de paylaşmıştık. Milliyetçiler, Halkçılar, Muhfazakârlar, Solcular omuz omuza birbiriyle kaynaşarak yürüdüler. Kimse kimseye yumruk sıkmadı, sopa sallamadı, taş atmadı. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Barolar Birliği Genel Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Kamu-Sen Başkanı İsmail Koncuk, Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkanı Çağdaş Cengiz, Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken, Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Canan Arıtman’ın arkadaşları ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, hep birlikte yürüdüler. Mehmetçiğin savaşı onları birleştirdi. Yürüyüşe katılan emekçiler ve aydınlar birbirine sarılıyor, birbirini ateşliyor ve güçlendiriyordu. Herkesin yüreği, Mehmetçikle çarpıyordu. Mehmetçiğin yüreğinde, millet tek yürek olmuştu.

YANLIŞ MEVZİDE MİLLETİN MUTLULUĞU PAYLAŞILMAZ
Vatan Savaşı mevzisinde olmayanlar, işte bu mutlulukları, bu sevinçleri paylaşamıyorlar.
Açık konuşalım: Vatan Savaşı kazandıkça, kendilerini kaybetmiş hissediyorlar. Çünkü Vatan Savaşı, onların kafasında hâlâ Saray Savaşı.
İstiyorlardı ki, Türk Ordusu bu savaşı kaybetsin, PKK kazansın. O zaman bozgunculara göre, savaşı Tayyip Erdoğan kaybetmiş olacak ve ABD-İsrail ile birlikte şans onlara gülecek.

MİLLET SEÇİMİNİ MEHMETÇİĞİN MEVZİSİNDEN YAPIYOR
Ancak millet, onlarla birlikte değil. CHP’nin tabanı da onlarla birlikte değil.
Anketlere bakın, CHP seçmeninin yüzde 86’sı bu savaşta “devleti destekliyor”, başka deyişle Vatan Savaşının yanındadır.
Demek ki, CHP yöneticilerinin Vatan Savaşına “Ortalığı kana buladınız” diye çamur atmasına CHP seçmeni dahi itibar etmiyor.
Millet, Mehmetçiğin yanındadır ve seçimini de Mehmetçiğin yanından yapıyor. Vatan Savaşına karşı çıkanları sevmiyor ve sevmeyecektir.
Millet, önümüzdeki süreçte Vatan Savaşında tutarlı olan, vatan mücadelesi ile üretim ekonomisine geçişi birleştiren tercihlere yönelecektir. İktidar yolu, Vatan Savaşı mevzisindedir.

VATAN SAVAŞI BOZGUNCULARI
PKK’NIN UMUTSUZLUĞUNU PAYLAŞIYORLAR
Savaşlarda duygular, savaş mevzilerinde oluşur.
İstiklâl Savaşında da yaşandı. Düşman tarafında olanların umudu, İngiliz emperyalizminin ve Yunan Ordusunun başarısındaydı. İstanbul’da İngiliz işbirlikçiliği yapanlar, İstiklâl Savaşının yenilgisini istiyorlardı. Ruh halleri, düşmanın ruh haliydi.
Benzer bir durumu bugün de gözlemliyoruz. Görüyoruz, görmemek mümkün değil: Vatan Savaşına “Saray Savaşı” diyenler, Türk ordusunun başarısızlığa uğraması için can atıyorlar. Bölücü Terör Örgütü mensupları hendeklere gömüldükçe, bunların da umudu gömülüyor.
Ve en önemlisi, AKP yönetiminin ancak Vatan Savaşı mevzisinden yıkılabileceğini görmek istemiyorlar. Çünkü bulundukları mevzi, buna el vermiyor.