24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Unutulan 18 Nisan Kâğıtçılık Bayramı

'SEKA Akdeniz Müessesi de bunlardan birisi idi. SEKA’lı olmak bir ayrıcalıktı.'

Unutulan 18 Nisan Kâğıtçılık Bayramı
A+ A-
Burhan Cahit DOĞAN

SEKA, diğer tüm Kamu İstikasi Teşekkülleri gibi yalnızca fabrikalardan oluşmuyordu, okulları, camileri, sinema, tiyatro salonları, meslek okulu, sosyal tesisleri ile birer eğitim kurumlarından oluşuyordu. SEKA Akdeniz Müessesi de bunlardan birisi idi. SEKA’lı olmak bir ayrıcalıktı.

Şimdi SEKA’da emeği geçenler ya emekli, ya da vefat ettiler. Ancak lojmanlarında yetişen çocuklarımızın arkadaşlıkları hiç bitmedi. Çünkü o çocuklar bir aile ortamında büyüdüler. Hemen hepsi de iyi okullardan mezun oldular. Şimdi torunum İzmit’e geldiğinde yok edilen fabrikaların yerine kurulmuş SEKAPARK’a “beni götür” dediğinde içim eziliyor. Gittiğimde gözlerim buğulanıyor, selüloz kokusunu hissetmek istiyorum, buhar kazanlarının gürültüsünü özlüyorum. SEKA’yı yok edenlere ona vesile olanlara lanet ediyorum.

ADIM ADIM YOK ETTİLER

18 Nisan 1936 şu anda kimseye modern anlamda ilk Türk kâğıdının üretildiği gün çağrışımını yapmamaktadır. Çünkü Türk kâğıtçılığı SEKA ile birlikte tarihin tozlu raflarına kaldırıldı.

SEKA; Türkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları Genel Müdürlüğü sürekli üretmiş, bir yandan kâğıdı üretirken, fabrikalarının sayısını da çoğaltmış, 50 yılda on devasa fabrikaya ulaşmış. Sonra duraklamaya geçmiş, 12 Eylül Darbesi’nin Sorosçu çocukları, genişlemesine onay vermemiş. SEKA’ya maliyetinin altında fiyatlarla kâğıt sattırmış, seçim kaybeden milletvekili adaylarına diğer KİT’lerde olduğu gibi yönetim kurullarını arpalık olarak kullandırmış, işinin ehli mühendisleri, iktisatçıları yerlerinden ederken, başı secde gören tarikatçıları işten anlamasalar dahi yönetici yapmış... Sonra da suçu işçiye yükleyerek, SEKA’nın battığını ilan etmişlerdir.

Ne acı ki, 2003’te SEKA’ nın kapatılmasına, babalar gibi satılmasına Necmettin Erbakan’ın torpili ile 1978’de tepeden inme genel müdür yardımcılığı görevine atanan, SEKA’da genel müdür vekilliği bile yapmış Kemal Unakıtan’ın, Maliye Bakanlığı döneminde karar verilmiştir. Şimdi huzur(!) içinde uyuyor mu bilemem.

MEHMED ALİ KÂĞITÇI’NIN ROLÜ

Cumhuriyet Türkiye’sinde selüloz ve kâğıt üretecek bir sanayin kurulması fikrinin ortaya atılması ve kamuoyuna benimsetilmesi Mehmed Ali Kâğıtçı adı ile özdeşleşmiştir. 1899 yılında İstanbul Heybeliada’da doğan Mehmed Ali Bey, ilk ve orta öğrenimden sonra Darülfünun Fen Fakültesi’nden 1922 yılında kimyager olarak mezun oldu. Aynı fakülteden “medeniyat, umumi riyaziyat ve tıbbi kimya” sertifikaları alan Mehmed Ali Bey, 1923 yılında Kimya Enstitüsü’nde asistan olarak göreve başladı. Bir süre sonra arkadaşlarına Türkiye’nin kâğıt fabrikasına şiddetle ihtiyacı olduğundan ve bu fabrikayı kuracağından bahsettiğinde, ona “deli” gözüyle bakmalarına aldırmadan Almanya’ya giderek Hannover Teknik Üniversitesi’nde kâğıtçılık eğitimi alırken bir yandan da kâğıt fabrikasında işçi olarak çalıştı. Daha sonra Fransa’ya geçen Mehmed Ali Bey, Grenoble Üniversitesi Fen Fakültesi’nden 30 Temmuz 1927 de “Yüksek Kâğıt Mühendisliği” diplomasını birincilikle aldı. Yurda döndükten sonra değişik görevlerde çalışırken, bir yandan da Türk Kâğıt Sanayiinin kurulması yönünde değişik üniversitelerde konferanslar vermeye başladı. Mehmed Ali Bey’i Türk kamuoyuna tanıtan ilk haber, İstanbul Sultanisi’nden edebiyat öğretmeni olan Hakkı Tarık (Us)’un gazetesi Vakit’te yer aldı. “Türk gencinin Avrupa’daki büyük muvaffakiyeti” başlığı ile verilen haberde, Mehmed Ali Bey’in kâğıtçılığı öğrenmek için yaptıkları anlatılıyor, Mehmed Ali Bey’den sitayişle bahsediliyordu.

ATATÜRK DESTEK VERDİ

Sonraları Mehmed Ali, aynı gazetede kâğıtçılıkla ilgili bir dizi makale yayınlamış ve bu yazılarını 1928 yılında “Selüloz ve Kâğıt Sanayiinde Tüketici Değil Üretici Olmalıyız” adlı bir kitapçıkta toplamıştır. Mehmed Ali Bey’in bu girişimleri, yabancı birçok yatırımcının da iştahını kabartmış, Türkiye’de bir selüloz ve kâğıt sanayinin kurulması yönünde pek çok kuruluş müracaat etmiş, ancak muvaffak olamamışlardır. Mehmed Ali Bey’in bu çabaları Atatürk’ün dikkatini çekmiş, huzuruna çağırmış, “Söyle bakalım çocuk, bu ülkede gerçekten selüloz ve kâğıt üretimi mümkün mü” diye sormuş. Mehmed Ali Bey olayı anlatmış, yabancılara ihtiyaç olmadan ülkede yerli kağıt üretmek için gereken hammadde kaynaklarının bulunduğunu söylemiş. Bunun üzerine Atatürk o zamanlar İktisat Vekili Celâl Bayar’a Sümerbank’a bağlı olarak Selüloz ve Kağıt Sanayiinin kurulmasının plana alınmasının uygun olacağını ve Mehmed Ali Bey’e bu yönde tam yetki verilmesini söylemiştir.

KRUGER’E ATILAN TOKAT

Bunun üzerine Sümerbank’a bağlı Selüloz Sanayi Müessesesi kuruldu. Mehmed Ali Bey yer tespiti için dolaşırken, içerdeki ithalattan çıkarı olan hainler, Avrupa’ya haberi uçurmuşlardı. Dünya kibrit kralı Hans Kruger, onu Çırağan Oteline çağırdı. Kral dairesinde mükellef bir sofra hazırlanmıştı. O, sofraya hiç bakmadı bile... Kruger denen sömürgeci ona, “Bırak bu işleri, gel Avrupa’nın herhangi bir kentinde sana villa tahsis edelim. Türkiye’ye göndereceğimiz kâğıtları sen seç. Ton başına yüzde 5 komisyonunu ve bin lira maaşı (Atatürk’ün maaşı 575 TL) al keyfine bak” demiş... Bu teklifi hiç düşünmeden reddetmiş. Kruger “Bari şu senin için hazırlattığım yemeği yeseydin” dediğinde, “Ben o yemekten bir lokma alsam teklifinizi nasıl reddedebilirdim” demişti. Böylece Kruger’e koca bir şamar indirmişti.

ÜRETİMİ YOK ETTİLER

Küçük cüsseli o büyük adamın, 14 Ağustos 1934 günü temelini İsmet İnönü ve Celâl Bayar’la birlikte attığı Kâğıt Fabrikası içeriden ve dışarıdan yapılan tüm engellemelere rağmen 18 Nisan 1936 günü ilk kâğıdını üretmiş, o gece rahmetli tarihçi Cemal Kutay’la birlikte bir tren vagonuna yükledikleri bir bobin gazete kâğıdını Ankara Ulus Matbaasına götürmüşlerdi.

Ertesi gün sabaha karşı büyük bir heyecanla Türk kâğıdına basılan Ulus gazetesini, Atatürk’ün huzuruna çıkartmışlar. Öyle ki o büyük adamın sizi sabahın şafak vaktinde grand tuvalet, karşılaması duydukları heyecanı bir kat daha arttırmıştı.

2002 yılında 20 milyon ödeneği kalkınması için SEKA’ya çok görenler, o 20 milyonun belki 5 katı paralar harcayarak üretimi yok edip, insanları tüketime ve işsizliğe mahkûm etmişlerdir. Büyük insan, Mehmed Ali Kâğıtçı ruhun şad olsun.

İzmit Kağıt Fabrikası’nın ilk kağıt üretimini yaptığı gün. Fabrika Müdürü Mehmet Ali Kağıtçı ve İzmit Valisi Hamit Oskay çalışanlarla birlikte bu mutlu anı paylaşıyor. (18 Nisan 1936)

Son Dakika Haberleri