Vatan Kongresi izlenimlerimiz

30 yıldır siyasi parti kurultaylarını izlerim ki, 1987’de Özal’ın vurulduğu kongrede Kartal Demirağ hemen üç metre önümden ateş etmişti.

Çok sayıda parti kurultayını izleyen bir gazeteci olarak önceki gün yapılan Vatan Partisi kongresine dair izlenim ve hükümlerim şunlardır:

- CHP ile MHP’nin dolduramayız korkusuyla uzak durduğu Arena Kongre Salonu’nun sadece içi değil koridorları da doluydu ve büyük kitle alabildiğine coşkuluydu.

- Salonda öznesi Türk milleti ve Atatürk olan her renkten ve yaştan insanlar vardı.

- Hükmüm İşçi Partisi’nin Vatan’laşarak kitleselleşmeye yelken açtığıdır.

- Vatan Partisi verdiği mesajlarla, CHP ile MHP’nin boşalttığı milliyetçi-toplumcu-halkçı-devrimci-laik-üniter, antiemparyalist ve bütünleştirici zeminin en iddialı sözcüsü olacağını ortaya koydu.

- Yeni katılımlardaki renk-lilik ya da çok boyutluluk Vatan Partisi’nin hedef seçmen kitlesi bağlamında çeşitleneceğinin göstergesiydi.

- Kurultaydaki örgütlü ve dinamik yığınların ortak paydası “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” anlayışıydı ki, bu görüntü siyasi şirketler konumunda olan mevcut parti sistemimize karşı umut ve alternatifti.

- Özetle Vatan Partisi’nin inkişafı ve Sayın Doğu Perinçek’in verdiği mesajlar, emperyal kıskaçta olan Türkiye adına seferberlik ruhuyla inşa edilen yeni bir Kuvayı Milliye hareketinin tarihten bayrağı ya da vekaleti alması gibiydi.

CHP’DE TASFİYE HAZIRLIĞI

CHP Parti Meclisi tam bir Bizans taktiği uyguladı.

Yalova il örgütüne yüzde 100 hakim olan Muharrem İnce’ye önseçim şansını vermeyip bu ilde merkez yoklaması kararını verdi.

Buna mukabil Antalya’da mevcut delegasyonla sorunu bulunan Deniz Baykal’ı delegeyle baş başa bıraktı ki, amaçları Baykal’ı önseçimi bahane edip tasfiye etmektir.

Proje belli; CHP’yi dikensiz gül bahçesine dö-nüştürüp Kılıçdaroğlu’nu parti içinde rakipsiz bırakmaktır. Diyeceksiniz ki, seçmen buna olumsuz tepki verir! Umurlarında değil zira yüzde 20’nin altına düşse bile Dersimli Kemal postta oturmaya devam edecek ve CHP’yi tarihsel yörüngesinden çıkarma görevini sürdürecek.

MASUM TÜRKER’İN KILIÇDAROĞLU İSYANI

Masum Türker benim çok eski bir gazeteci arkadaşımdır ki sürekli olarak bana “Mebusluğumu ve dolayısıyla bakanlığımı sana borçluyum zira Merhum Ecevit beni senin programında görüp beğenmiş ve aday yapmıştı” der.

Önceki akşam Masum Türker Bey aradı ve şunları söyledi:

-“Sabahattinim, Sayın Kılıçdaroğlu’nun DSP bağlamında söyledikleri gerçek değil.”

Masum Bey “Nasıl” dememe fırsat vermeden devam etti:

-“Görüşmemizin ve buluşmamızın içeriğini yanlış aksettiriyor ve doğru olmayan pek çok şeyi söylüyor ki, bu CHP’nin genel başkanına yakışmıyor. Amacı merkez solun bütünleşmesi değil yalan üzerinden şovdur.”

SADECE AĞIT YETMEZ!

Ben de kız çocuk babasıyım.

Özgecan’ın başına gelenleri okuyunca vallahi ağladım.

Bir şeyler yapmalı ama ne?

Sadece ağıt yetmez, ötesi gerek! Özgecan benim inancım ve imanıma göre şehit ve dahası hepimizin utancıdır.

Toplumda haklı olarak “Sapıkları idam edelim” öfkesi var ama sorun başka yerde!

Söyleyin Türkiye bu sapıkları nasıl üretti?

Yenişafak gazetesinin türbanlı yazarına göre böyle şeyler ABD’de her gün oluyormuş, önemsememek gerekirmiş!

Ben önemserim zira o sapıkları üreten iklim; onların ötekileştiren tavrıyla, işsiz-ruhsuz başıboş bir güruhun sokaklara salınmasının sonucudur.

AZİZ NESİN’İN KÜRTÇÜ OĞLU!

Adı: Ahmet Nesin.

Aziz Nesin’in Kürtçü oğlu.

HDP’den Antalya adayı olmak istiyormuş!

Ahmet’in tek bir özelliği var, o da Aziz Nesin’in oğlu olmak!

Özellik, Aziz Nesin ile organik bağ ise dikkate alınması gereken şudur: Aziz Nesin Kürtçü değil Atatürkçüydü.

Öyle ise Ahmet Nesin’in yaptığı nedir?

Emperyal soslu Kürt ırkçılığını solculuk gibi sunan ve aday olan Ahmet’i Aziz Bey yaşasa herhalde dehlerdi.

NOT: HALK TV’DE BİRİ YÖNETMEN BİRİ MUHABİR İKİ KADIN ÇALIŞAN VE GENEL MÜDÜR HAKAN AYGÜN İLE SAYGIDEĞER EŞLERİ ÇEVRESİNDE UÇ VEREN SKANDAL İDDİALAR BAĞLAMINDA OLAYIN İÇİNDE OLANLARDAN BİRİNDEN MEKTUP ALDIM... ÇOCUK ALDIRMAYA KADAR UZANAN TÜRLÜ MESNETSİZ İDDİALARI ÖZEL HAYAT OLDUĞU İÇİN ARAŞTIRMA GEREĞİNİ BİLE DUYMADAN ASLA VE KAT’A YAZMAYACAĞIMI İLAN EDİYORUM.