20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Vatanımız Türkiye dilimiz Türkçe

Yazılarını ve konuşmalarını Türkçe yapan Rojhat Amedi'nin, tıpkı diğer bölücüler gibi Türkçe kullanımını rahatsız edici bulması yaman bir çelişkidir. Tabii Türkçe yazmasından ve Türkçe konuşmasından memnuniyet duyduğumuzu belirtelim

Vatanımız Türkiye dilimiz Türkçe
A+ A-
MURAT İNCE

Türkiye'nin dört bir bucağında Türkçesiz hayat düşünülemez. Ülkemizde konuşulan Kürtçe, Zazaca ve diğer dillerin ortak konuşma ve anlaşma dilleri olmalarının tarihsel olarak zamanı geçti! Ne Kürdümüz, ne de diğer dilleri konuşanlar Türkçesiz aralarında bile zor anlaşırlar. Bu nedenle geçen aylarda bazı bölücü partilerin HDP önderliğinde "Her yerde Kürtçe konuş" kampanyalarının başarı şansı yoktur.
İstenildiği kadar Kürdümüze bazı dayatmalarda bulunulsun, nesnel gerçeklik karşısında boyun eğmek zorunda kalınacaktır. Tabi ki dil bilimcilerimizin işine karışmak gibi bir eğilimde olmadığımızı belirtelim.

'TÜRKİYE KÜRTÇESİ'
İran, Irak, Suriye'de konuşulan Kürtçeler ile Türkiye'de konuşulan Kürtçenin tarihsel gelişim içinde farklılaştıklarını söylersek yanlış yapmayız. Asırlardır kardeşçe yaşayan Türklerin ve Kürtlerin benzeşmeleri, karışmaları, ortak yaşam alanlarını paylaşmaları, milletleşme sürecini kolaylaştırmıştır. Türk milleti içinde bütünleşmelerini frenlemek isteyen ABD emperyalizmi, PKK vasıtasıyla ayrışmayı dayatmaktadır. Bölünme talebi hiçbir şart altında Kürdümüzden gelmedi.
Türkiye'de konuşulan Kürtçenin, Türkçe ile girdiği uzun yıllara dayanan ilişkisi ve iç içe geçmesi "Türkiye Kürtçesini" yaratmıştır. Türkçe kelimelerin ağırlıkla kullanıldığı ve Kürtçenin içine serpildiği bir coğrafyada yaşıyoruz. O nedenle "Türkiye Kürtçesi" demek hiç de yanlış olmayacak.

TÜRKÇENİN ÖNLENEMEZ ETKİSİ
18 Ocak 2019 tarihinde Rojhat Amedi ismi altında bir internet sitesinde yayınlanan yazı dikkatimizi çekti. Amedi, kimliğine ve diline sahip çıkamayan Kürtçüler hakkındaki yazısının girişinde şu doğru saptamada bulunuyor: "Avrupa'da yaşayan siyasi Kürtler (PKK ve diğer bölücü örgüt mensupları. Mİ), hâlâ Türkçe düşünür, Türkçe okurlar ve Türkçe yazarlar. İş hayatına atılırken de Türk kimliğini öne çıkarırlar. Türkiye ile hiçbir bağı olmayan, Avrupa'da doğup büyümüş çocuklarıyla bile Türkçe konuşurlar. Yani kendi çocuklarını Türk kültürüyle yetiştirirler."
Avrupa ülkelerini "Kürt siyasilerin ikinci vatanı" olarak değerlendiren yazar, Kürtlerin ülkeyle bağlarını koparmadıklarını ve yıllık izinlerini her daim Türkiye'de geçirdiklerini söylüyor. Türkiye ve Avrupa arasında sürekli gelişme kaydeden durumdan Kürtlerin de yararlandıklarını ve bu ticaretin yarısına Kürtlerin sahip olduğunu saptıyor. Yazar, tüm bu girişimlerin, çalışmaların Türk kimliği altında yapılmasından dolayı rahatsızlığını dile getirmeyi ihmal etmiyor.
1980 sonrası bölücü örgütlerin yakalanamayan lider kadrolarının tümü yurtdışına çıktı. Ezici çoğunluğu aktif siyasi hayattan -başta PKK baskısı olmak üzere- değişik nedenlerle çekildi. İş hayatına atılanlar büyük servetler edindiler. Türkiye'ye girişlerinde engeli olmayanlar en güzel sahil kentlerinde lüks villalar aldılar ve yatırımlarda bulundular.

'DİMAĞLARINDA HÂLÂ NE MUTLU TÜRKÜ DİYENE!'
Rojhat Amedi Avrupa'da yaşayan Kürdümüzün, Türkiye ile bağlarını koparmamasını eleştiriyor, "Türkiye'den Avrupa'ya ihraç edilen bütün ürünlerin Türk menşeli, Türk isimli, Türk Bayrağı ile süslenmiş" olmasını hazmedemiyor. "Kürt şehirlerinden gelen ürünlerin de Türk malı gibi sunulması" nedeniyle de ateş püskürüyor.
Avrupa'da hizmet sektöründe çalışanların yüzde 80'inin Kürt olduğunu söylerken hangi istatistiki bilgiye dayandığını açıklamayan yazar, Kürtlerin hâlâ Türklerden çekindiğini ve bu nedenle "Kürt kimliğini ve anadilleri olan Kürtçeyi ticari hayatta asla kullanmadıklarını" belirtiyor.
Avrupa'da yaşayan Kürdümüzün dimağlarında hâlâ "Ne mutlu Türküm diyene" şiarının silinmediğinden yakınan Amedi, "Diyarbakır, Urfa, Antep mutfağı ve kebap türlerinin "Türkisch Kebab" olarak sunulmasını ve "Kurdukları restoranlarda menü ve müziklerin Türkçe olmasını" doğru bulmuyor. Türklerin ve Kürtlerin ne kadar iç içe geçtiğinin de bir göstergesi olan Rojhat Amedi'nin yazısını bu bağlamda önemsedik.

ASIL RAHATSIZ EDİCİ KONU
Yazara göre, yıllarca Kürtçü siyasetleri savunmuş, yıllarca hapis yatmış, işkence görmüş ve en sonunda Avrupa'ya sığınmış bölücü siyasilerin "Hâlâ Türkçe düşünüp Türkçe okumalarından, Türkçe yazmalarından, ticari hayata atılırken de Türk kimliğini öne çıkarmalarından" rahatsız. Yazar, Kürtlerin kendi çocuklarını Türk kültürüyle yetiştirdiklerinden yakınıyor ve yazısını şöyle sürdürüyor: "Çocuklarını bazı Avrupa ülkelerinin Kürtlere sağladığı anadilde eğitim derslerine göndermezler ama, Türkçe derslerine gönderirler. 'Kürtçe akademik bir dil değildir, olamaz, Kürtçe yetersiz bir dildir, sosyal hayatta kullanılacak bir dil değildir' derler."
Yaklaşık elli yıldır Avrupa'da yaşayan Türkiye kökenli Kürdümüzün Türkçeyi tercih etmesi normaldir. Normal olmayan bunu kabul etmek istemeyenlerdir, bölücülüğü meslek edinenlerdir. Amedi, yazısının devamında şu satırlara yer veriyor: "Sürgün yaşamlarında bile Türkçeyi anadili gibi kullanıyorlarsa, uğruna mücadele ettikleri anadilleri olan Kürtçeyi kullanmıyorlar ve ciddiye almıyorlarsa, burada büyük bir terslik vardır. Türkçeyi siyasi literatürde, iş hayatında ve sosyal hayatta anadili gibi kullanan bu siyasilerin, Kürt milletine yapabilecekleri hiçbir şey kalmamıştır."
Yazılarını ve konuşmalarını Türkçe yapan Rojhat Amedi'nin, tıpkı diğer bölücüler gibi Türkçe kullanımını rahatsız edici bulması yaman bir çelişkidir. Tabi ki Türkçe yazmasından ve Türkçe konuşmasından memnuniyet duyduğumuzu belirtelim.

Türkçenin güzelliği

Hiçbir güç, Anadolu insanını Türkçeden mahrum bırakamaz. Türkçe, Türkiye halkının genlerine işlemiştir! Onu bir tarafa bırakarak hiçbir anlamlı başarı elde edilemez. Yurtdışındaki PKK ve diğer bölücü örgütleri yakından tanıma olanağına sahip olmuş biri olarak şunu açıkça söyleyebiliriz: Türkçe hepimizin ortak pınarıdır ve o pınardan besleniyoruz. Türkçe yaşamdır, Türkçe türküdür, Türkçe paylaşmaktır, Türkçe birleşmektir, Türkçe güzellerin güzelidir ve hepimizindir. Onsuz hayat düşünülemez. Türkçe Türkündür, Türkçe Kürdündür, Türkçe Zazanındır, Türkçe Türkiye'de yaşayan herkesindir ve bizi biz yapandır.
Dil birliği bütünleşmenin ve doğal uyumun olmazsa olmazıdır. Türkiye'de anadil tartışmaları çıkaranların amaçları bellidir. ABD emperyalizminin projesi olan 'Türkiye halkını birbirine düşürme, etnik ve dini parçalanmalara sebebiyet verme ve harita değişikliğine gitme' amacını boşa çıkarmamızda dil birliği çok önemlidir.

Son Dakika Haberleri