26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Vika, Dilara, Gül... Amiraller nasıl 'fuhuş sanığı' yapıldı?

Türk ordusunun seçkin subaylarına yönelik çok sayıda operasyonda, çeşitli marka ve çapta sayısız silah ve mühimmatın nasıl 'ele geçirildiğini' yandaş basında çok okuduk. Ancak böylesini hiç görmemiştik! Üst rütbeli komutanlara ait iç çamaşırlarının nasıl 'ele geçirildiğini' biliyor muydunuz!

Vika, Dilara, Gül... Amiraller nasıl 'fuhuş sanığı' yapıldı?
A+ A-
HİKMET ÇİÇEK

Aydınlık arşiv sorumlusu, sevgili kardeşim Ercan Dolapçı, 29 Ocak 2016 günü “Fuhuş’ ve casusluk” iddialarıyla TSK içindeki seçkin subaylara atılan iftiralar sonucu açılan İstanbul Askeri Casusluk Davası'nda yıllar sonra tüm sanıkların aklandığını anımsattı.

Anayasa Mahkemesi’nin ‘hak ihlali’ kararının ardından 44 sanığın yeniden yargılandığı ‘İstanbul Askeri Casusluk’ davasının karar duruşması Kartal Adliyesi’ndeki Anadolu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılmıştı. Mahkeme heyeti, dijital delillere ilişkin sorumluluğu bulunan kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar vermişti. Mahkeme Başkanı Selçuk Kaya, “Bu dava askeri casusluk değil, dijital terör davası olmalıydı” demişti.

Gelin size o kumpas günlerini hatırlatayım,

VİKA, DİLARA VE GÜL...

Bir iddianamenin üç güzel hatunun adıyla başladığını ilk kez görüyorduk.

"Güzel" dememiz, iddianamenin "fuhuş"tan söz etmesinden ötürü yoksa tanıdığımızdan değil!

250 sayfalık iddianame, İstanbul özel yetkili 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce oybirliği ile kabul edilmişti. 17'si tutuklu 56 sanığın yargılanmasına 20 Nisan 2011 günü başlanmıştı. Sanıklar arasında iki tuğamiral Şafak Yürekli ile Fahri Can Yıldırım da bulunuyordu.

İddianame fuhuşla başlıyor ancak sonra "askeri casusluk"a dönüşüyor. HAVELSAN, ASELSAN, TÜBİTAK vs. bir sürü kurum işin içine karışıyor. Casusluk mu yapılıyor, pornografik bir film mi çekiliyor anlaşılmıyor.

ŞİMDİ FİRARDA

İddianamenin altında Ergenekon savcılarından Fikret Seçen'in imzası bulunuyordu. Ergenekon, Balyoz gibi soruşturmaların yapıldığı, kapatılan özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği görevini yürüten ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından meslekten ihraç edilen Fikret Seçen şimdi FETÖ firarisi. Belçika’da olduğu sanılıyor. Kardeşi avukat Faruk Seçen, "terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılandığı davada etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı olmuştu.

'KOMUTANLARIN KİRLİ ÇAMAŞIRLARI'

Türk ordusunun seçkin subaylarına yönelik çok sayıda operasyonda, çeşitli marka ve çapta sayısız silah ve mühimmatın nasıl "ele geçirildiğini" yandaş basında çok okuduk. “Toprağın 50 santim altında” bulunan lav silahlarını ya da “buzdolabının motor kısmına saklanmış” patlayıcıları biliyorduk.

Ancak böylesini hiç görmemiştik! Üst rütbeli komutanlara ait iç çamaşırlarının nasıl "ele geçirildiğini" biliyor muydunuz!

Fikret Seçen'in hazırladığı "fuhuş ve askeri casusluk" iddianamesi aynen şöyle yazıyordu:

"Üst rütbeli komutanlara ait olduğu belirtilen kirli iç çamaşırları... ele geçirilmiştir." (s.19)

Sanıklar arasında iki Tuğamiral Şafak Yürekli ile Fahri Can Yıldırım'ın da bulunduğu 17'si tutuklu 56 sanığın, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına 20 Nisan 2011 günü başlanmıştı. “Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek, üye olma; devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek; siyasal ve askeri casusluk, özel hayatın gizliliğini ihlal” vb. gibi birçok iddia sıralanmıştı.

Soruşturma, tüm benzerlerinde olduğu gibi 28 Nisan 2010 günü polise gelen bir ihbar e-postasıyla başlamıştı. 4 Ağustos 2010 günü ikinci bir ihbar yapılıyor. "TSK içinde bir fuhuş çetesi"nden söz ediliyor. İsimler ve Gölcük'te bir adres veriliyor. İşte o, "üst rütbeli komutanlara ait" kirli iç çamaşırları orada bulunuyor.

İddianameye göre, "suç örgütü" çeşitli hücrelere ayrılmış. Her hücrenin bir lideri bulunuyor. Hem fuhuş ve şantajla hem de casuslukla uğraşıyorlar.

'DAĞ KADROSUNA' YARDIM!

İddianameye göre 60 "örgüt", TSK, TÜBİTAK, HAVELSAN VE GES'te faaliyet yürütüyordu.

"Özellikle TÜBİTAK tarafından TSK için yürütülen ülke yararına gerçekleştirilen projeleri durdurmaya, yavaşlatmaya veya engellemeye çalıştıkları" ifade ediliyor. (s.20)

Benzeri tertip davalarda olduğu gibi, burada da çok tartışılacağı beklenen bir "delil" karşımıza çıkıyordu: 78 No'lu CD. Bu CD içinde, TSK'da güvenli telsiz haberleşmesini sağlayan MİLSEC-3 projesi ile ilgili, "dağ kadrosu için tehlikeli... durduralım... hiç olmazsa yavaşlatalım" notu yer alıyordu!

AKLA ZİYAN FİŞLEMELER

İddianameye göre yaklaşık 5 bin kişinin kişilsel verileri kaydedilmiş. Değişik kurumlarda görev yapan binlerce kişi hakkında bilgi toplanmış.

"TSK" da görevli 66 kişinin ve 3 ailenin özel hayatları ve cinsel yaşamlarıyla ilgili fişleme şeklinde notların (s.21) ve hatta "internette nasıl hatun ayarlanır?" şeklinde bilgiler bile bulunuyor! (s.24),

AYDINLIKÇI!

Bir sanıkta "ele geçirilen" flash bellek içerisindeki 109 subay ve astsubay için düşülen "sicil notları" ise insanın akıl sağlığını bozacak nitelikte:

"Sosyalist, bekar ve kadınlara düşkün", "kayınpederi PKK sempatizanı", "kardeşi TİKP üyesiymiş" (30 yıl önce 12 Eylül darbesiyle kapatılan Türkiye İşçi Köylü Partisi), "PKK'ya bilgi sızdırdığı duyumları var", "mesaideyken bile kumar oynar" türünden çok ciddi notlar. (s.50)

"Gölcük askeri casusluk" iddianamesine göre bir başka CD'de "bilgi notu" başlığı altında sıralanan isimler hakkında şu notlar düşülmüş:

"Gebzeli, göçmen, güvenilmez", "rütbeli yakını Alevi", "PKK'lı", "Ülkücü ama güvenilir", "Oruç tutar, dinci olabilir", "F tipi yapılanmada", "İşçi Partili", "Türk asıllı değil", "ulusalcı", "militan ruhlu solculardan", "Aydınlıkçı, çok işimize yarıyor", "İzmirli, eşi Rum olabilir" vs. vs...

Her dört amiralinden birinin tutuklu olduğu günlerde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı böyle akıl dışı iddialarla hedef alınmıştı.

Son Dakika Haberleri