Washington’da HDP: ABD’ye yakın ve liberal

Seçim sonrası Washington’da bir toplantı.  

Center for American Progress’de.  

Muhtemel hükümet senaryoları konuşuluyor. 

Bir değerlendirme: “HDP, AKP’yi ABD çizgisine yakın durmaya zorlayabilir.” 

Sözlerin sahibi Alan Makovsky.  

ABD’nin önde gelen Türkiye uzmanı. 

Ankara’daki siyasi operasyonların fikir babalarından. 

Türkiye’yi yönetenlerle hep yakın temasta oldu. 

*** 

ABD ile ilişkileri öylesine ilerlemiş ki. 

HDP, Washington’da AKP’den bile daha yakın görülüyor. 

AKP nedir: BOŞ Eşbaşkanlığının partisi. 

Buna rağmen öncelik HDP’de. 

Hatta: HDP’nin AKP’yi hizaya getirmesi bekleniyor. 

*** 

Bir HDP değerlendirmesi de Blaise Misztal’den. 

Bipartisan Policy Center uzmanı. İki vurgusu var. 

Bir: “Seçimlerin galibi, yarışı son sırada bitiren Kürt yanlısı HDP oldu.” 

İki: “Liberal görüşleri ve çok kültürlülüğü destekleyen...” bir parti. 

*** 

Bunlar elbette resmi açıklamalar değil. ABD’de bolca bulunan düşünce 

kuruluşlarına ait. 

Fakat ABD sistemi de böyle çalışıyor zaten. 

Düşünce kuruluşları: 

Ya: Yönetimin siyasetlerine gerekçeler üretir. 

Ya da: Yönetimin siyaset oluşturmasına fikri zemin hazırlar. 

*** 

Washington’dan yapılan açıklamaların anlamı? 

2014 sonbaharına gidelim. 

ABD, Aynelarap’ta (Kobani) bir tercih yaptı. 

PKK’yı bölgemizde kullanmaya karar verdi. Silahlı güç olarak. 

Böylece 25 yıllık ilişki resmileşmiş oldu. 

Düşünce kuruluşları şimdi fiili durumun teorisini yapıyor. 

*** 

HDP cenahına gelelim. ABD’den gelen açıklamalardan hiç alınmadılar. 

Zaten beklenmiyordu. 

Ancak, kimsenin HDP’yi eleştirmeye hakkı yok. 

PKK/HDP kendisiyle tutarlıdır. 

Çünkü: Hiçbir zaman anti-emperyalistlik iddiaları olmadı. 

*** 

HDP, koalisyon formüllerinde de tutarlı. 

Israrla önerdikleri: AKP merkezli koalisyon. 

Selahattin Demirtaş’ın açıklamalarını görelim. 

Formül: “AKP- CHP koalisyon seçeneği ilk tartışılması gerekendir.” 

Niçin: “Toplum da oy verirken bunu istedi.” 

CHP’yi de uyardı: “CHP sorumluluktan kaçmamalı” (9 Haziran 2015). 

Aynı görüşü dün tekrarladı. Ve bir de hükümet programı yazdı büyük koalisyona. 

Bir: “Açılım.” Yani özerklik. 

İki: “Yeni anayasa.” Yani Türklüğü anayasadan çıkarmak. 

*** 

Sizin de dikkatinizi çekmiştir. Demirtaş, CHP’liler gibi sözü hiç dolaştırmadı. 

Doğrudan birinci tercihlerini dillendirdi. AKP-CHP koalisyonunu. 

Böylece “yeni” seçmenlerini kandırmış mı oldu? 

Kesinlikle hayır. 

HDP baştan beri iki şeyi birbirinden özenle ayırdı: AKP ile Tayyip Erdoğan’ı. 

Kampanyasını Erdoğan karşıtlığı üzerine kurdu. 

AKP’yi ise esirgedi. Çünkü, açılım için AKP lazım. 

*** 

Soralım: AKP ve HDP sayısı 230’u fazlasıyla geçiyor. 

Yani Anayasayı değiştirecek kritik eşiği. 

Fakat: Neden hâlâ AKP-CHP koalisyonu diyorlar? 

Neden AKP-HDP formülüyle oyalanmıyorlar? 

*** 

Basit: AKP-HDP örtülü ortaklığıyla açılım sınıra dayandı. 

AKP tek başına daha ilerisine cesaret edemiyor. 

İçinden itirazlar var. Zorlarsa, kopmalardan çekiniyor. 

“Milli mutabakat” görüntüsü lazım. Burada CHP’ye iş düşüyor. 

Açılımın bundan sonraki adı bellidir: AKP-CHP koalisyonu. 

Zaten: Dışta Batı, içte TÜSİAD böyle istiyor. 

Aynı nedenlerle. 

*** 

Bir basit soru: CHP ne der? 

Veli Ağbaba’ya bakılırsa fena kararlılar! 

CHP Genel Başkanı Yardımcısı. 

“Kılıçdaroğlu başbakan olmazsa biz yokuz” (12 Haziran). 

Güya: HDP destekli CHP-MHP koalisyonu demek istiyor. 

Ama MHP çoktan açıkladı: “HDP’nin bulunduğu formüllerde olmayız.” 

Sonuç: Kimse boşuna kafasını yormasın. 

“Denedik, olmadı” için mazeret üretiyorlar. 

“Büyük koalisyona” çoktan razılar. 

*** 

Dikkat: En keskin Tayyip Erdoğan karşıtlarına bakın. 

Çoğu göz boyuyor. AKP’ye bir tek itirazları yok. 

*** 

Özet: Tayyip Erdoğan bir programdır. O programın adı da AKP’dir. 

Kim ki ikisini birbirinden koparıyor: 

Ya: Kafası karışıktır.