24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yapısal dönüşüm adımları paketine eleştirel bakış

Melih Baş

Melih Baş

Gazete Yazarı

A+ A-

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak (B.A.) 10.4.2019 tarihinde YDA ekokomik (ekozombik) paketini açıkladı.
4,5 YIL SEÇİM YOKSA NİYE 8 AYLIK PAKET?
B.A. konuşmasına 4,5 yıl seçim yok diyerek başladı, ama niyeyse sekiz aylık adımlar maketi pardon paketi sundu, dokuz sayfalık powerpoint dosyasında! Uzun erimli bir plan yapılamıyor herhalde! Kaldı ki, bu açıklanan adımların çoğu da yüzeysel sunuldu. Burası (ya da orası) çok önemli galiba! Paket dört temel başlıkta açıklandı, şimdi her birine bakalım.
FİNANSMAN
Bankalara 28 milyar liralık ikrazen özel tertip iç borçlanma senedi verilecek ve böylece sermaye yeterliliği ve likiditesi arttırılacak. Bu senetler aslında hatır senedi olarak tanımlanırsa, Merkez Bankası’na repo yapılarak elde edilecek nakit ile bankaların kredi vermeye devam etmesi amaçlanmış. Pakette adı geçen iki sektörden inşaat sektöründe teminat mektuplarıyla birlikte kredilerin toplamı 400 milyar TL ise ve enerji sektöründeki döviz borçları toplamının da 50 milyar dolar olduğu göz önüne alınırsa, 28 milyar TL pek ekokomik! Bu arada bankaların bilançoları da ödenmeyen (NPL) ‘noktasında’ makyajlanmış olacak. Ha bir de banka yöneticilerine yüksek primler ödenmeyecek, kâr dağıtımı yapılmayacakmış. Sermaye arttırımı teşvik edilecek, sorunlu krediler bilanço dışı fonlara (enerji girişim sermaye fonu, gayrimenkul fonu) devredilecekmiş.
Kredilerde sektör seçimi yaparken yerlileştirme, ihracat, katma değer unsurlarına dikkat edilecekmiş. Kredi müşterilerine bağımsız denetim raporu zorunluluğu, şeffaflık, finansal yönetim kalitesi vb. düzenlemeler getiriliyormuş.
Ulusal veri merkezi kurulacakmış. Ulusal kredi derecelendirme şirketi kurulacakmış. Peki acaba uluslararası geçerliliği ne olacak bu şirketin? Yoksa denetim sektöründe olduğu gibi olmasın? Adı yerli sadece!
Kıdem tazminatı fona devredilecek, giderek bu da BES sistemiyle entegre olacakmış. Böylece sistemin büyüklüğü milli gelirin yüzde 10’una ulaşacakmış. Kıdem tazminatının çeşitli hususlarının yasal boyutları değişecekmiş. Tarafların uzlaşması kavramı yerini katılım kavramına bıraktı aman dikkat!
MALİYE POLİTİKASI
Kayıtdışını kayıt içine almak, gelirden ziyade istihdam öncelikli vergi politikası, mükellef haklarını geliştirmek, kolaylaştırıcı vergi politikası mimarisi amaçlanmış. Hem deniyor ki, dolaysız vergiler artırılacak, hem de kurumlar vergisi oranı daha da azaltılacakmış. Vergiyi tabana yayma söylemini, vergi yükünü dar ve sabit gelirliler daha çok üstlenecek diye anlayın siz. Bu ne perhiz, bu ne .... turşusu! Kader galiba?
İHRACAT VE ÜRETİM
Yedi temel stratejik sektör seçilmiş: enerji, maden, petrokimya, ilaç, turizm, bilişim, otomotiv. Bunlar için kredi arz teşvik mekanizması kurulacakmış. Yanısıra varlık fonu stratejik yatırım planlaması da yapılacakmış.
ENFLASYONLA MÜCADELE
Bu konuda sorumlunun gıda olduğu konusunda hemfikir olunmayı takiben, gıda enflasyonu konusunda önlemler alınacakmış. Bu bağlamda tarımda milli birlik projesi başlığı altında Sera A.Ş.’nin kurulması, planlamanın yapılması, küçükbaş hayvan sayısının dört yıl içinde 47 milyondan 100 milyona çıkarılması (2010’da 29 milyon iken 2019 yılında 47 milyona çıkmış ise, vaat edilen bu astronomik artış da pek ekokomik doğrusu). Pakette hem küresel meta değer zincirlerini hem de kooperatifleri vurgulamak başka bir ekokomiklik! Kooperatif olgusu sosa benziyor.
SONSÖZ
Paket yurt dışında da ikna edici bulunmadı. Kıdem tazminatı konusunda emekçilerde kıpırdanmalar başladı. Paketin enerji ile ilgili boyutuna bakalım. Elektrik dağıtımının özelleştirildiği 2010’dan bu yana hem kayıp-kaçak arttı hem de ucuzlama yoluyla rekabet artmadı (bkz. Türkiye Enerji Görünümü 2019 Raporu). Gerçekler farklı yani!
Sonuçta ülkenin marka değeri düşüyor. Brand Finance’in 2018 Ekim Raporu’na göre, ülkemizin marka değeri 2017 ile kıyaslandığında 100 ülke içinde 24.’lükten 34’lüğe düşmüş. Yüzde 33 değer kaybederek, 570 milyar ABD dolarından, 382 milyar dolara düşmüş!