18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Yeni Anayasa’nın canlı bombaları

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

AKP yönetiminin “Yeni Anayasa” girişimi özet olarak dört maddeden oluşuyor:1. Türk Milleti kavramanı Anayasa dışına sürmek.2. Özerklik.3. Cemaat ve tarikatları yasallaştırarak Devrim Kanunlarını delmek.4. Başkanlık rejimi.Bu dört maddenin dördünde de canlı bomba var.
MİLLETSİZ TÜRKİYE’DE TERÖRBirinci canlı bomba: Vatandaşlık tanımından Türk Milleti çıkarıldığı zaman, Türkiye’nin milleti ve devletiyle bölünmesi talebi Anayasaya geçirilmiş olur ve Bölücü Teröre anayasal zemin verilir. Türk milletsiz bir Türkiye’de milletin parçalanmasına yönelik terör eylemleri hem hukuki, hem de ideolojik dayanak kazanır.Zaten Türk milletinin anayasadan çıkartılması için en gayretli parti, PKK’nın güdümündeki HDP’dir. ABD emperyalistleri de, bu dayatmanın başındaki uluslararası güçtür.AKP ve CHP, Anayasanın vatandaşlık maddesini değiştirme talepleriyle Türk milletine savaş açan ABD ve PKK ile aynı mevziye giriyorlar.
VATANSIZ TÜRKİYE’DE TERÖR“Vatansız Türkiye” olur mu diyeceksiniz. Elbette olmaz. AKP, CHP ve HDP’nin özerklik girişimi, vatanı ve milleti bölme girişimidir. Bu çabanın Avrupa Özerklik Şartı’nın arkasına saklanması bir şey değiştirmiyor. Özerklik dediğiniz an, ülke topraklarının bir bölümünde ayrı bir siyasal rejimi kabul ediyorsunuz. Ve o ayrı rejmin uygulandığı özerk bölgenin halkı da, plana göre Türk milleti dışında bir kavim olarak tanımlanıyor. O zaman hem ülkenin bütünlüğü, hem de milletin bütünlüğü anayasal düzlemde ortadan kaldırılıyor. Böylece ABD ve İsrail’in “İkinci İsrail” girişiminin sınırları çiziliyor.Özerklik, Güneydoğu’da yaşayan yurttaşlarımızı ve Kürt kökenli yurttaşlarımızı farklı ya da öteki olarak tanımlıyor. Özerklik kabul edildiği zaman, Kürt yurttaşlarımıza anayasa düzleminde “Siz bizden değilsiniz” denmiş olur. Böylece Türk milletinin ayrılmaz parçası olan Kürtlerimiz Türkiye’nin her yerinde ikinci sınıf konumuna hapsedilir. Bir yandan bu aşağılama nedeniyle Bölücü Terör kışkırtılır. Öte yandan “özerk bölge”de PKK’ya bölgesel otorite sağlandığı ve sınırlar da çizildiği için, Bölücü Teröre devlet olanakları verilir.Özerkliğin “Bütün Türkiye’de yerel yönetimleri güçlendirme” tatlandırıcısıyla sunulması, milleti kandırmaktan başka bir anlam taşımıyor. Türkiye’de etkin ve güçlü yerel yönetimler, ancak güçlü bir merkezî devletle geliştirilebilir.
CUMHURİYETSİZ TÜRKİYE’DE TERÖRCemaat ve tarikatların anayasal kurumlara dönüştürülmesi, Cumhuriyetin dayandığı toplumsal temelin tasfiyesi anlamına gelir. Cumhuriyet, iktidarın babadan oğula geçmesini ortadan kaldırmıştır. Ortaçağ toplumunda yalnız sultanlar ve krallar değil, beyler, ağalar, şeyhler ve cemaat liderleri de otoritelerini soykütüğünden alıyorlardı. Bilindiği gibi, tekkeler, zaviyeler ve türbeler, 1925 yılı sonunda önce 2413 sayılı Hükümet kararnamesiyle ve arkasından 30 Kasım 1925 günü kabul edilen ve 13 Aralık 1925 günü yürürlüğe giren kanunla kapatılmıştı. 2 Eylül 1925 günü Gazi Mustafa Kemal Paşa başkanlığında toplanan Hükümet, tekke ve zaviyelerden elverişli olanlarını okul haline getirme kararını almıştı. AKP, CHP, PKK/HDP, cemaat ve tarikatları yasallaştırmak için anlaşmış bulunuyorlar. MHP de, bu konuda Vatan ve Cumhuriyet düşmanı cephede yer alıyor.Cemaat, tarikat, aşiret gibi bölünmeler nedeniyle Ortaçağda yaşanan azgın şiddet ne yazık ki arkada kalmış değil. Bugün Ortadoğu ve Orta Asya’daki terör örgütleri, cemaat ve tarikat bağlarını kullanarak terörist yetiştiriyorlar.
MAFYA REJİMİNDE TERÖRAKP’nin “Başkanlık Sistemi” dediği, aslında bir Mafya Rejimi tasarısıdır. Türkiye’de Başkanlık, katı bir kuvvetler ayrılığı rejimini değil, Başkanın sultasını getirir. Başkanın çevresindeki mafya, yalnız yürütme organını değil, yasama ve yargıyı da avucuna alır. Ekonomideki mafyanın diktası oluşur. Parlamenter rejimin tasfiyesiyle de terör örgütlerine alan açılır.
YENİ ANAYASA’NIN PARÇA TESİRİSayın Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Yeni Anayasa girişiminin içerdiği tehlikeleri, nerdeyse her gün anlatıyor. Aydınlık’ta yayınlanan yazıları hepimizi bilgilendiriyor ve aydınlatıyor.Bütün milletimizi, bütün partileri uyarıyoruz.Dikkat! Dört maddelik Yeni Anayasa girişiminin dört maddesinin de içinde canlı bomba bulunmaktadır. Üstelik bu canlı bombalar, yalnız Sultan Ahmet Meydanı’nda, yalnız Ankara Garı’nda ve yalnız Suruç’ta patlatılmayacaktır, parça tesirinin alanı bütün Türkiye’yi kapsamaktadır.Yeni Anayasa girişimi, siyasal, toplumsal, ekonomik sonuçlarıyla terör eylemidir. Türk Milletini Anayasa dışına sürmek, Özerklik getirmek, Devrim Kanunlarını delmeye kalkmak ve Başkanlık rejimi, hepsi de birer terör eylemidir. Bu kez mayınlar ve dinamitler, Türkiye’nin altına yerleştirilmektedir.Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Polisin ve Köy Korucularının 24 Temmuz’dan bu yana yürüttükleri Bölücü Teröre karşı mücadeleye karşı en tehlikeli sabotaj, Yeni Anayasa girişimidir.AKP, CHP ve MHP, Yeni Anayasa girişimine derhal son vermeliler.Vatan Partisi ve Türkiye’nin Millî Demokratik güçleri, Yeni Anayasa terörüne kesinlikle geçit vermeyeceklerdir.