Yeni bir 'Osmanım' vakası mı?

Hırant Dink cinayeti üzerinden yürütülen operasyonda ilginç gelişmeler yaşanıyor. Cinayetin sanıkları "Nizam-ı Alem Ocakları" ile bağlantılı ama nedense kimse görmek istemiyor. "Işık Evleri" tezgahından geçmişler, kimse dile getirmiyor. Emniyetteki "F tipi örgütle" bağlantılı, ama kimse üstüne gitmiyor.

Garip bir durum var!

Ailesi ve avukatları da sessiz. Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Ordusu konusundaki hassasiyetleri(!) bu konuda yok. Nedense bu gerçekleri görmezden geldiler. Dink cinayetini araştıran ve cinayetle ilgili kitap yazan bir gazeteci dostum, "Aileyi uyardım, avukatlarının kendilerini yanılttığını söyledim" demişti. Ama etkili olamadığı anlaşılıyor.

Tuncel'in tehditleri ve yakalanması

Cinayetin en kritik adamı Erhan Tuncel. Ama nasıl olduysa beraat etti. Karar Yargıtay aşamasında bozuldu. Tuncel hakkında tutuklama kararı çıktı. Bir süredir kaçaktı. Derken, AKP'nin yayın organı diye anılan Star Gazetesine konuştu.

"Dink cinayeti gösteriyor ki devlet içinde Ergenekon üstü bir yapılanma var ve bu cinayetin aydınlatılması sürekli engelleniyor. Devletle ilgisi yok jandarmayı inceleyin" dedi. Bütün irtibatlarını açıklayacağını ifade etti.

Tuncel'in açıklamasında dikkat çeken bir başka konu da Dink'in avukatlarından Fethiye Çetin'i övmesi. "Çetin, Ergenekon'u aşan bir yapının parmak izlerini kendi bulduğu kayıtlarla deşifre etmiş" ifadelerini kullanması anlamlı.

Bu işte bir iş var!

Tuncel bu açıklamasından hemen sonra Kumburgaz'da yakalandı. Belli ki nerede olduğu biliniyordu. Adres mahkeme kayıtlarında vardı. Ancak 38 gündür o adrese bakmak kimsenin aklına gelmedi. "Haziran Direnişi"ne katılan gençleri gözaltına almak için bulunabileceği bütün evlerin kapılarında 24 saat kamp kuranlar, söz konusu Tuncel olunca yan gelip yattı.

Yakalanınca, "Memlekete hizmet etmenin bedeli budur, Adnan Menderes'in idam edildiği gün tutuklanma bir şereftir" diye konuştu.

Belli ki yeni bir oyun sahneleniyor. Tuncel üzerinden bir plan yapıldığı açık. Tuncel'in "Star'a konuşturulması, yakalanması, söyledikleri" hepsi bütünün parçaları. Sanki yeni bir "Osmanım" vakası ile karşı karşıyayız. Danıştay cinayeti ile Ergenekon Savcıların "Osmanım" diye hitap Osman Yıldırım sayesinde birleştirilmişti. Bakalım buradan ne çıkacak?

Yoksa Ergenekon Davası çok çürük olduğu için yeni malzemeye mi ihtiyaç duyuldu?

Kim bilir? İzliyoruz!

***

Kılıçdaroğlu-Ricciordone sır görüşmesi

Türkiye'de devlet kuralı diye bir şey kalmadı. ABD Büyükelçisi eyalet valisi edasıyla ortalıkta. Önceki gece de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile bir otelde baş başa görüştü. Bir büyükelçi ana muhalefet partisi genel başkanı ile görüşecekse randevu alır ve makamına gider, ziyaret eder. Bu görüşmelerde de mutlaka parti yönetiminden başkaları da bulunur. Görüşme tutanak altına alınır ve partinin belgeleri arasına konur.

Daha önce Baykal da benzerini yapmıştı. Şimdi Kılıçdaroğlu aynı yolda. ABD büyükelçisi ile bu kadar mahrem ilişki olur mu? Belli ki konuşulanları 3. kişilerin bilmesi istenmiyor. Erdoğan-Büyükanıt Dolmabahçe buluşması gibi bir şey.

Umarız CHP yönetimi ve bizler bu görüşme ile ilgili ayrıntıları günün birinde "Wikileaks belgeleri"nden öğrenmeyiz.