Yeni Mankurtluğun amentüsü

22 yaşıma kadar ideolojimin esiriydim, sonradan sorgulamaya başladım.

30 yaşımda parayı, gücü ve insanı keşfetmeye, 40’ından sonra ise kendimi aramaya koyuldum.

45 yaşıma geldiğimde çok akıllı olduğumu zannederdim, akabinde sıradan olduğumu öğrendim.

Hayır Ferrari’sini satan Bilge modu ya da pozlarında değilim!

Nirvana veya Fenafillah’a erişmeye çok uzağım ama ahlak ve değerlerin toplulukları millet yapan şeyler olduğuna inanırım.

Diyeceksiniz ki yazıya böyle bir giriş niye?

Türkiye ahalisi bağlamında ümidimi yitirmeye başladım da ondan!

Yaşanan onca şoktan sonraki ruhsuzluğa ve tepkisizliğe kahrolmamak elde değil!

Maalesef çeyrek asırdan fazladır hakim kültür, toplumu üç olguya esir etmiş durumda.

Bunlar; inanç ile afyonlama, çıkar yani ummak ve korkudur ki yeni Mankurtluğun amentüsü artık bunlar olmuştur.

Böyle bir savrulma olduğu içindir ki 2 imam ve bir bölücü 5 bin yıllık birikimi olan koca bir milleti ve devleti adeta esir alarak üstünde tepinebiliyorlar...

TANIK BALÇİÇEK!

AKP ile beraber piyasa bulan çok sayıda sözde gazeteci var ki Habertürk’te Balçiçek adı ile bilinen, soyadı aklıma gelmeyen kadıncağız bunlardan biridir.

Neye dayanarak mı söylüyorum?

-”Zehra’nın morluklarını gördüm, yaşadığı travmaya tanık oldum” demesinden...

Hangi Zehra, neyin morluğu mu?

Hani şu Kabataş’ta üstü çıplak 70 kişinin üstüne işediği söylenen ama sonra bunun büyük bir yalan olduğu tescillenen Zehra gelin.

ODA TV’nin haberine göre, Zehra’nın kayınpederi bu sözde tanıklığa (!) önceki gün ödül vermiş iyi mi!

İşte o ödül ancak Balçiçek gibilere pek yakışıyor...

BÖYLE AŞAĞILAMA OLUR MU?

Güdümlü Başbakanlığın modeli olarak Yıldırım Akbulut dillendirilir ki hakkında fıkra kitapları bile yazıldı.

Ancak dürüstçe söylemek gerekirse bugün yaşananların onda biri Akbulut döneminde yaşansaydı Yıldırım Bey hemen “Al Mührünü” deyip istifayı basardı ki Körfez krizi esnasında Akbulut, Özal ile değil Genelkurmay ile beraber saf tuttu.

Şimdi şu olanlara bakın:

Başbakan Davutoğlu emrinde olan arkadaşı MİT Müsteşarı Fidan’ı siyasete girmeye ikna ediyor ve istifasını sağlıyor.

Ama heyhat bu istifa 26 gün sonra adeta burun sürtülerek geri aldırılıyor ki burnu sürtülen sadece Fidan değil Başbakanlık makamıdır!

DÜN JÖLELİ, BUGÜN MANSUR!

Tesadüfen bir yere geliniyor da, tesadüfen orada kalınamıyor ki işte Mansur Yavaş buna örnektir.

Bu arkadaş adı-sanı bilinmezken Ankara’da Gökçek’e olan tepki ile 2009 seçimlerinde yüzde 27 oy alınca ayakları yerden kesildi ve kendini adeta Allah’ın siyasete bahşettiği lütuf gibi görmeye başladı.

5 yıl susarak sanal karizmasını sürdürdü ve 2014’te bütün muhalefetin ortay adayı olmasına rağmen kaybetti.

Sonrası mı?

Yine susarak siyaset evliyası sanılmayı umuyor.

Öyle ki ülke yok olmaya dolu-dizgin iken bir kere olsun ne Tayyip Erdoğan’ı, ne Fethullah Gülen’i ne de Apo’yu ağzına alıp eleştirmedi ve çağrıldığı onlarca TV programına katılmayı reddetti.

İşte bu Mansur bana anlatılana göre, bu aralar tıpkı Jöleli’nin geçmişte yaptığı gibi milletvekili adaylığı için CHP ve MHP ile aynı anda dirsek temasında imiş!

BARANSU’DAN F TİPİNE KONUŞURUM TEHDİDİ

Farkında mısınız tutuklanmadan önce Cemaatin fevriliği sebebiyle kendinden uzak tutup görmezden geldiği Mehmet Baransu bu aralar F tipinde eller üstünde.

Peki ne mi oldu?

Haber kaynağımdan dinlediğim şudur:

Mehmet Baransu gözaltı sürecinde Hidayet Karaca misali kendisinin sahiplenmemesine ve yalnız bırakılmasına içerleyerek Cemaat baronlarına şu mesajı iletmiş:

-”Beni yalnız bırakırsanız ben de her şeyi anlatır ve beraber yok oluruz.”

Bu mesaj üzerine Pensilvanya paniğe kapılmış ve Baransu için sahiplenme fermanı yayınlanmış.