17 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yeniden ‘Yazgıcı Şiir’

Seyyit Nezir

Seyyit Nezir

Eski Yazar

A+ A-

ABD’nin Yeni Dünya Düzeni tasarımı sonrasında kapitalizmin hayallerimizi bile ele geçirip paranın rengine boyamasıyla ne yazık ki sanatta da asıl demesek bile birincil amaç para oldu. Yazın dünyasında bu değişimi en açık görebildiğimiz yayınevlerinden biri ve önde geleni ise Can Yayınları... Yanı sıra son zamanlarda güncel ideolojik örüntülerle de sıkı ilişkiye giren yayınevi, işi, uluslararası çapta ideolojik işlev yüklenmeye vardırdı. Özellikle ülke aydınlarını ve gençlerini çeken yazarları vitrine koyup ödül mekanizmasını etkili biçimde kullanarak liberal fosilleri geçerli kılma ve yayma programını enikonu iyi yürüttü.
YAYILMACI NİYETLER
Yayınevi son birkaç yıldır Cemal Süreya’nın yapıtlarına göz dikti; şaire varisleri üzerinden epeyi askıntı oldu. Kapitalizmin işleyişi, yayınevleri arasındaki rekabet, ideolojik kullanım hukuki mevzuat çerçevesinde gelişirken yazarın okur gözünde örselenmesi eser üzerindeki mali hak sahiplerinin pek umurunda olmuyor. Bu bağlamda, Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği (CSKSD), şairin okurla buluşmasının sürekli yükselen bir eğri çizmekteyken aksayıp kesintiye uğraması, düşünsel ve sanatsal yönden son derece özgürlükçü ve geniş ufuklu tavrının dar görüşlü çıkarlara çekilmesi yüzünden hiç de beklenmedik uzaklaşma ve kopmalara yol açabileceğinden endişelidir. Hakçası dernek böyle bir durumda, toplumun yararlanma ve kültürel haklarının zedelenmesi ya da bunlara gölge düşürülmesi tehdidini göğüsleme düşüncesindedir; şairin ölümü sonrasında eser üzerindeki hak sahipliğinin 70 yıl sürmesi kuralının kamu zararına kimi sonuçlara yol açabilmesi, şaire sanatsal ve düşünsel açıdan zarar verici niyetlerle kullanılması, derneğin amaç ve görevleri bakımından kayıtsız kalınamayacak bir durumdur. Dernek, paranın bu tür yayılmacı gücünün karşısında ama edebiyatın ve okurun yanında kalma konumunu, Cemal Süreya’nın öngördüğü tutum ve kararlılıkla koruyacaktır. Yazgıcı Şiir’i herkes yeniden okusun lütfen...
CEMAL SÜREYA ve KAVİMLER KAPISI
Cemal Süreya, Türkiye’yi Kavimler Kapısı Cumhuriyeti olarak görürdü. Düşüncesinin özünde, hiçbir zaman etnik kimliği baskın hale çıkarma yönelimi yer almadı, bunu ima eden tek bir dizesi ya da cümlesi bile yoktur. Tam tersine, bu yöndeki arayışlara karşı, Anadolu’daki bütün etnik toplulukların Türk milleti kimliğinde harmanlanmasına çalıştı. Türkçenin âşığıydı, güçlü bir Türkçe yurttaşlığın oluşması en önemli amacıydı. Bu, derneğin de başından beri izlediği bir tutumdur.
Can Y.’nın Cemal Süreya’da olmayan kimi eğilimleri Batı’da Can Dündar ve çevresinin beklentilerine açık doğrultuda arayış ve keşif çabaları boşunadır. Okur, saptırma girişimlerine omuz silkip geçmeyecektir. Nitekim Cezmi Güntay; Zühal ile Cemal kitabının kapak fotoğrafını On Üç Günün Mektupları’na taşıyarak yayılmacı niyetleri açığa vuran Can Y. karşısında okurun duyarlı davranacağını sosyal medyada işaret ediyor:
“Zühal ile Cemal’in kapağındaki fotoğrafı On Üç Günün Mektupları’nda da ön kapakta kullanmak aman ne büyük ticari zerafet... Can Y., On Üç Günün Mektupları’nı YKY’den kapmakla kalmadı, Zühal Tekkanat’ın anılarından Aydan Ay’ın yazdığı Zühal ile Cemal kitabının kapak fotoğrafına da kaptıkaçtı yaptı. Bir yıldır çok çeşitli tartışmalara yol açan Zühal ile Cemal şimdi de kapışılamayan kapak fotoğrafıyla gündeme geliyor. 1967’de Günel Altıntaş’ın çektiği fotoğraf CSKSD’nin etkinliklerinde ve Üvercinka Dergisi’nde ünlenerek Zühal ile Cemal kitabının kapağına yerleştikten sonra fotoğrafı gözüne kestiren Can Y., herhalde yazar Aydan Ay’ın görüşünü almış olmalıdır. Türkiye’de tüm değerlerin altı üstüne getirilip sınırları yeniden çizilirken yayınevleri arasında fotoğrafların bir kapaktan bir kapağa yürüyüvermesinde şaşılacak ne olabilir mi diyelim? Bir de var ki, ‘Pireler filleri yutacak’ demiş Orhan Veli... Yaklaşan büyük fırtınanın uğultusunu duyuyor olmalısınız. Benden söylemesi...”
ATLAS OKYANUSU’NDA FIRAT’IN SALI
Aydan Ay’ın sosyal medyada konuya ilişkin şu sözleri, en temel saygı ve centilmenlik ilkelerinin umursanmadığını imliyor: “Zühal İle Cemal adlı anıromanıma dair Sn Cezmi Güntay’ ın ve okurların iletileri üstüne şimdilik şunu söylemekle yetiniyorum: Zühal Tekkanat’ın evindeki görüşmemizde, Can Y. adına Sn Bahar Keyik, On Üç Günün Mektupları kitabının kapağı için Sn Günel Altıntaş’ın çekmiş olduğu bu fotoğrafı kullanmak istediklerini dile getirmişlerdi. Oysa derneğin gün yüzüne çıkardığı bu fotoğrafa, Ekim 2017’de Günel Bey’in olurunu alıp Zühal İle Cemal kitabımın kapağında yer verdik. Can Yayınlarından çıkacak olan kitap kapağı için başka fotoğraf kullanın demiştim. ‘Olabilir’ demişlerdi.”
Can Y., göründüğü kadarıyla, Zühal ile Cemal kitabının yazarını, derneği hiçe sayarak, hem CSKSD’ye hem Üvercinka’ya, ilan edilmemiş bir savaş açmıştır. Arşın onlardaysa, Halep Üvercinka’da...
Yinelersek, Cemal Süreya’nın kendisi hiçbir etnik ya da mezhepçi burgac kapılmamış, ömrünü Türkçe yurttaşlığına adamış, Atlas Okyanusu’nda Fırat’ın salı olmayı başarmış evrensel bir şairdir.