29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yeşilçam’a dönüş

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

İnternetteki “Box Office Türkiye” sitesinin verilerine göre geçen hafta sonu sinemalarımızda en çok seyirci toplayan film, şöhreti televizyonda yarışma programı sunuculuğuyla yakalayan İlker Ayrık’ın yönettiği ve başrollerden birini üstlendiği “Yapışık Kardeşler”. İki haftadır gösterimde olan komedi filmi 6-8 Şubat günlerinde 183.499 biletli seyirci tarafından görülmüş. Toplam seyirci sayısı ise 623.517.

Filmi maalesef ben de seyrettim. Yıl boyunca görüp görebileceğim en kötü filmlerden biri olduğunu söyleyebilirim. Eleştirmenlerin yılın en kötü yapımlarına verdiği “Altın Kestane Ödülleri”nin adayları arasına gireceği kanısındayım.

“Yapışık Kardeşler”le ilgili birkaç söz daha etmeden önce, sinemamızın hal ve gidişine ilişkin bir iki veri daha... 

2015’in başından bu yana seyircimizin en çok ilgi gösterdiği beş filmin dördü yerli yapım: “Mucize”, “Bana Masal Anlatma”, “Aşk Sana Benzer”, “Son Umut”, “Yapışık Kardeşler”. Dördüncü sırada bulunan “Son Umut” bir Avustralya yapımı olmakla birlikte, gerek Çanakkale Savaşı’nı anlatan öyküsü, gerekse Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz gibi oyuncularıyla “bizden” bir film sayılabilir. Eğer altıncı filmi de yazmamız gerekirse, o da “Yusuf Yusuf” olarak beliriyor.

Tablo, seyircimizin iddialı Hollywood yapımlarına ya da yerli-yabancı sanat filmlerine değil, bir anlamda Yeşilçam geleneğini sürdüren örneklere yoğun biçimde yöneldiğini ortaya koyuyor. Türk seyircisi, bağlarını aslında hiçbir zaman tam olarak koparmadığı Yeşilçam’la yeniden kucaklaşıyor. Bunun nicel açıdan olumlu sonuçlar verdiğine kuşku yok. Fakat nitel açıdan aynı şeyi söylemek oldukça zor. Öte yandan, eğer Yeşilçam’ı bir “halk sineması” olarak kabul ediyorsak, bugün de benzer bir zemin üstünde olduğumuz net olarak görülüyor. “Mucize” ya da “Yapışık Kardeşler”, belki bir “Tosun Paşa” ya da “Hababam Sınıfı” ayarında filmler değiller, 30-40 yıl sonra da aynı keyifle ve nostaljik duygular eşliğinde seyredilecekleri çok şüpheli ama “yerellik” açısından seyirciyi fazlasıyla tatmin ettikleri de açık. Yukarıda aktardığım sıralamanın şu an için dünyada bir benzeri yok çünkü. İster Santiago’ya gidin ister Dublin’e ya da Paris’e, en çok seyredilen beş filmin o ülke sinemasına ait olduğu bir listeyle karşılaşmanız mümkün değil.

Tekrarlayayım... Bu, ulusal sinema adına iyi bir manzara; filmlerin kalitesi açısındansa durum pek parlak sayılamaz tabii ki.

İNTİHAL DE VAR

Samim Utku’nun yönettiği, o dönemin televizyon komikleri Nokta ile Virgül’ün (Abdullah Şahin-Enver Demirkan) popüleritesinden ve Ahu Tuğba’nın erotizminden güç almaya çalışan, film demeye bin şahit isteyen 1981 yapımı “Yapışık Kardeşler”in bir benzeri şimdiki “Yapışık Kardeşler” de. Ahu Tuğba’nın işlevini bu kez İvana Sert üstleniyor ve cömertlik konusunda ondan hiç de geri kalmıyor.

Balıkesir’in şirin bir kasabasında yaşayan, doğuştan yapışık Halim-Selim kardeşler, çevrelerindeki her kızın kapısını çaldıktan sonra, birden akıllarına gelen parlak fikrin peşine takılıp “kız kaynadığını” düşündükleri İstanbul’un yolunu tutuyorlar. Sonunda da mafyaya bulaşıp akıl almaz bir maceraya atılıyorlar, finalde de mutlulukla hiç ummadıkları bir anda kucaklaşıyorlar ve de bu filmi şimdilik 623 bin kişi seyrediyor, toplamda 2 milyona doğru gidiyor!

2003’te çekilen “Takıldım Sana” (Stuck on You) adlı Hollywood filmi Matt Damon, Greg Kinnear ve Eva Mendes’li kadroyla aynı öyküyü anlatıyordu. Anlayacağınız, ortada net bir intihal-apartma örneği de var. Yani vaziyet gerçekten Yeşilçam dönemine çok benziyor.