19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Yıldızlararası’ndan ‘Geçmiş’e

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

Sinema Yazarları Derneği-SİYAD, önümüzdeki 23 Şubat’ta 47. kez vereceği ödüllerle, geride bıraktığımız yıl sinemalarımızda gösterime giren yerli filmler içindeki “en iyiler”i belirlemiş olacak. 96 üyesi bulunan dernek, yılın en iyi yabancı filmlerini ise birkaç gün önce açıkladı. Buna göre oluşan listedeki ilk beş film şöyle: 1) “İki Gün ve Bir Gece” (Deux Jours Une Nuit), 2) “Muhteşem Güzellik” (La Grande Bellezza, 3) “Sen Şarkılarını Söyle” (Inside Lleweyn Davis), 4) “Büyük Budapeşte Oteli” (The Grand Budapest Hotel), 5) “Gece Vurgunu” (Nightcrawler)

2014’te seyrettiklerim içinde “en iyiler” olduğunu düşündüğüm 10 film, yani SİYAD oylamasındaki kişisel listem de şu şekildeydi:

1. “Yıldızlararası” (Interstaller). Christopher Nolan’ın hayli zorlu “kara” filmi, uzayın sonsuz boşluğunda pek çok benzeri gibi Tanrı’ya ya da mucizelere değil, bilime ve adanmışlığa bel bağladığı için etkileyiciydi. Teknik başarısının ve olağanüstü mekanların yanında duygusal açıdan da hayli sarsıcıydı ve uzun süresinin en az üç katı için de koltukta oturulabilirdi.

2. “Sadece Âşıklar Hayatta Kalır” (Only Lovers Left Alive). Özellikle de Tilda Swinton’ın olağanüstü oyunculuğuyla, “zombileşen” insanoğluna yönelik büyüleyici bir eleştiri. Hiçbir filmine kayıtsız kalınamayacak Jim Jarmusch, gerçekçi bir vampir-vampirella atmosferine soktu sinemaseverleri.

3. “Kırık Çember” (The Broken Circle Breakdown). Çok acı bir “evlat kaybı” öyküsü...  Aşk, sıra dışı bir evlilik ve kadere isyan üstüne bir öykü anlatıp Belçika’nın Oscar adaylığına uzanan film, final sahnesiyle de çok derin iz bıraktı.  

4. “Yüksek Risk” (Starred Up). “Hapishane filmi olsun da çamurdan olsun” diyenler için beklentiyi çok çok aşan, şiddet dolu bir gerilim. Eski cezaevi terapisti Jonathan Asser’in senaryosu, İngiliz yönetmen David McKenzie’nin elinde baba-oğul geriliminin de (hem de aynı cezaevinde) tavan yaptığı bir drama dönüşmüştü. 

5. “İnce Buz, Kara Kömür” (Bai Ri Yan Huo). Berlin’de Altın Ayı kazanan, çok ilginç bir “seri katil ve peşindeki polis” serüveni ... Yönetmen Yinan Diao 1999’dan günümüze uzanarak, Çin toplumundan gerçekçi kesitler yakalıyor, ayrıksı bir aşk öyküsü anlatıyordu. 

6. Düşman (Enemy). Jose Saramago’nun dilimize de çevrilen romanından uyarlanan, baş döndürücü bir “kimlik” yitimi serüveni. Kanada sinemasının “soğuk parıltılı” modern atmosferine girdiğimiz, çok özgün bir gerilime gark olduğumuz filmde başroldeki Jake Gyllenhaal da çok iyiydi, Dennis Villeneuve’in yönetimi de...

7. “Kapital” (Le Capital). Costa Gavras’tan kapitalizmin midesine indirilen sert bir yumruk daha... Avrupa’nın en büyük bankalarından birinin başına geçen hırslı genç adam, bankayla birlikte kendisine de yönelik büyük oyunun farkına varır ve kendi kartlarını açar...

8. Ömer (Omar). Filistin sinemasından sarsıcı bir Batı Şeria, direniş, aşk ve ihanet öyküsü... İsrailli bir askerin öldürülmesi üzerine yakalanan genç, davasına ihanete zorlanır. Fakat, evdeki hesap hiç kimse için çarşıya uymaz. 

9. Büyük Usta (Yut Doi Jung Si). Çin-Hong Kong sinemasının büyük ustası Wong Kar Wai, devrimin ayak seslerinin duyulduğu, Japonlarca işgal edilmiş bir ülkede dövüş sanatlarına törensel bir havayla yaklaştı. Duygu da vardı, aksiyon da, Tony Leung ve Zhang Ziyi de...

10. Geçmiş (Le Passe). İranlı Asgar Ferhadi’den olağanüstü “Bir Ayrılık”ın ardından bir kez daha boşanma öyküsü... Dört yıl önce ayrıldığı eşiyle son bağlarını da koparmak üzere Tahran’dan Paris’e gelen adam, devreye giren yeni sorunlar ve Doğu-Batı çelişkisi, İran sinemasının yumuşak dokunuşlarıyla yansıyordu beyazperdeye.