19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yüksekova-Diyarbakır hattında infaz timleri!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

5 yıl önceydi... Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde polisler, astsubaylar, imamlar ve hatta mühendisler sokak ortasında kurşunlanarak öldürülüyordu...

Tıpkı Hizbullah'ın 14 yıl önce Güneydoğu kentlerindeki saldırıları gibi; çoğu arkadan tek kurşunla işlenen cinayetler korku ve kaos yaratıyordu!..

2009-2011 arasında yoğunlaşan saldırılarda, kurbanlar arasında şu isimler de vardı;

Polis memuru Engin Açıkgöz ve kardeşleri Sabri ve Sadi Açıkgöz, polis memuru Metin Batak, uzman çavuşlar Yasin Ak, Yalçın Bozok, Durdu Çapar, Yahya Karakaya, Murat Kozanoğlu ve imam Aziz Tan.

Kimilerinin PKK'nın kent "milis"lerine, kimilerinin ise örgütün dağdan inen militanlarına mal ettiği bu cinayetler halk arasında da tepki çekince bıçak gibi kesildi...

Çünkü her eylem Hizbullah'ın "faili meçhul"lerini anımsatıyordu ve bölgeye çalışmaya giden suçsuz günahsız mühendislerin bile öldürülmesi PKK'ya öfke yaratıyordu...

İnfaz timlerinin merkezi haline gelen Yüksekova artık neredeyse PKK'nın denetiminde bir kurtarılmış bölge olarak görülüyor...

Örgüt militanları elleri kollarını sallayarak geziyor, devlet ise "açılım" iddiasıyla bölgedeki denetimini yitiriyor...

İSTİHBARATI VURAN PKK!..

Bugünlerde ise Diyarbakır, 5 yıl öncesinin Yüksekova'sı gibi faili belli cinayetlere sahne oluyor...

Kentte önceki gün 42 yaşındaki polis memuru, evli ve 2 çocuk babası Osman Bal, evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda şehit oldu...

Dün ise Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü "İstihbarat" Şube Müdürlüğü'nde görevli polis Ali Kızıloğlu şehit edildi...

Peki, bu cinayetleri kim işliyor?.. Diyarbakır Emniyet Müdürü'nün, "muhtemelen bir terör saldırısı olabilir" şeklindeki ihtiyatlı yaklaşımı gerçeği kapatmıyor...

Son dönemde araç yakma, insan kaçırma, taciz ateşi ve askerleri şehit etmesi, PKK'yı polis cinayetlerinde de baş kuşkulu yapıyor...

PKK içinde "kontrolsüz gruplar"ın eylem yaptığı iddiası, son olarak Lice'de terörist heykeli dikilmesiyle ortaya çıkmıştı... Çünkü PKK yöneticilerinin, olayı "yerel unsurların hareketi" olarak yorumlaması dikkatleri bu gruplara çekmişti...

Diyarbakır merkezinde "asayiş birimi" adı altında kimlik kontrolü ve trafik denetimi yapan "milis"ler, polis cinayetlerinde de kuşkulu olarak gösteriliyor...

Peki; örgüt böylesi eylemlere niçin yöneliyor?.. PKK; tıpkı Yüksekova-Hakkari ve çevresinde olduğu gibi, kaos ve panik yaratacak eylemlerle bölgedeki güvenlik çemberini kırmaya ve denetim üstünlüğü sağlamaya çalışıyor...

Yüksekova deneyimi de gösteriyor ki; Diyarbakır'daki faili belli saldırılar, PKK'nın yerel güçler üzerinden yeni bir taarruz planını uygulamaya koyduğunu kanıtlıyor...

Kentte dün yapılan acil güvenlik toplantısı da "infaz timleri"nin yarattığı tehdidin büyüyeceğine işaret ediyor!..

ALTIOK'UN ROTASINDA PUSU!..

Atatürk; Türkiye'yi gericilik ve yoksulluktan Aydınlığa ulaştırmak için CHP'yi kurdu...

Cumhuriyetin temellerini atan parti, çağdaş, evrensel sol değerleri benimsediği için kitlelerin umudu oldu...

Atatürk'ün ilkelerini belirlediği Altıok ideolojisi, ulusalcılığı kesinlikle ırkçılığa dayandırmadı... Tam aksine sol değerler üzerinden ulusun bütünlüğü, halkın refahı için cumhuriyet şekillendirilirken, vatan sevgisi temel alındı...

CHP'deki ideolojik tartışmanın "yeni" ve "eski" üzerinden yürütülmesi ne yazık ki partinin rotasına yönelik taarruzları ve pusuları da deşifre ediyor...

Kendi rotasından yürümek yerine; AKP taklitçiliği ve cemaat ilişkilerinin muhalefete "son 4 seçimde 4 hezimeti" yaşatması ortadayken, CHP tabanı artık kurtuluş yolu arıyor...

CHP; ancak sağcısından solcusuna, Türk, Kürt, Arap ve Çerkez gibi tüm etnik yapıları, dindarından sosyalistine kadar "cumhuriyet" diyen toplumun tüm kesimlerini kucaklayarak iktidara yürüyebilir...

Ancak bunun karşılığı Said Nursi müritliği, cemaat hayranlığı, bölücülük taşeronluğu değildir... Atatürk'e düşmanlık etmek, laikliği ötelemek de değildir...

Bunun karşılığı; "ikinci cumhuriyetçilik" değildir... Altıok'u ameliyat masasında ölüme terk etmek hiç değildir...

CHP delegesi iktidar gelmek istiyorsa, tıpkı AKP'nin, MHP ve BDP'nin kendi ideolojisi üzerinde büyümesi gibi, partilerinin de ancak kendi rayları üzerinde hedefe gidebileceğini görmelidir...

Aksine CHP, CHP olmaktan çıkacak; umut ve iktidar arayan vefakâr örgütlerle cumhuriyetten kaygı duyan milyonlarca yurttaş bir kez daha kahrolacaktır...

CHP'Yİ ÖLDÜRMEYİN ÇIĞLIĞI!..

Evet; AKP'ye karşı kesinlikle herkesi kucaklayan solcu, özgürlükçü, aydınlanmacı bir CHP... Ama kesinlikle kendi tabanına ve örgütlerine, asli kadrolarına sahip çıkan bir CHP...

Aşağıdaki üç açıklama da, AKP'ye öfkeli, cumhuriyetten kaygı duyan her yurttaş için aynı zamanda "CHP'yi öldürmeyin" çığlığıdır... Bu yüzden dikkatle okumakta yarar vardır;

- "Genel Başkan 'Altıok'u yeniden tanımlayacağız' diyor. Önce kiminle yorumlayacaksınız? Atatürk düşmanlarıyla mı?.. Atatürk ve cumhuriyete bağlı insanlarla mı?.. Solculuğundan, devrimciliğinden utanan CHP istemiyorum..." (Muharrem İnce)

- "Ne yazık ki CHP'de ciddi bir eksen kayması var. CHP yönetimi kendi ilkelerinden, 'Altı Ok'tan korkar hale geldi. Altı Ok'u nasıl yenileyeceksin, kiminle yenileyeceksin? Atatürk'ün kurduğu partinin genel başkanı, Atatürk'ün koyduğu ilkeleri yeniden yorumlayamaz..." (Süheyl Batum)

- "Yeni CHP... İçinin ne şekilde doldurulduğunu anlayabilmiş değilim... Çağa uygun hareket etmek, yenileşmek, güçlü kadro ve politikalarla olur bence... Geçmişten, Atatürk'ten utanarak, sıkılarak, sanki O'ndan kurtulmaya çalışan bir söylemle değil..." (Emine Ülker Tarhan)