26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yunanistan dersleri

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Yunan halkı, AB+IMF dayatmalarını oyladı.
Hayır: Yüzde 61.3
Evet: Yüzde 37.3
Böylesine yüksek beklenmiyordu.
***
Sonuç 1: AB tarihinde kocaman bir ilk.
AB+IMF kriterlerine karşı artık Yunan halkının kriterleri var.
AB’nin büyük patronları destursuz olamayacak.
***
“Evet”ler kazansa neler olacağı belliydi.
Sürpriz yoktu: Kemerler daha fazla sıkılacak.
Üretmeyen, borç ekonomisi sürecekti.
Şimdi: Görünüşte “belirsizlik” var.
Olacakları da, olmayacakları da kestirmek zor.
Halk yine de “hayır” demekten korkmadı.
Yunanlılar macerayı mı seçti?
***
Sonuç 2: Hayır. Halk aslında 6 yıl “evet”i test etti.
AB+IMF politikalarının çıkmazını yaşayarak gördü.
Maaş ve ücretleri azaldı.
Ekonomi yüzde 25 küçüldü.
Alternatifi seçti.
Burada anahtar mesele “önderlik”. Yani “karargâh”.
Halk Syriza’ya ve liderine güvendi.
Türkiye olarak dersler çıkarmamız gerekiyor.
***
Bir ayrıntı Türkiye’de gözden kaçtı.
Syriza yakın tarihte bir adım attı (11 Haziran).
Devlet televizyon ve radyolarını (ERT) yeniden açtı.
2013’te elden çıkarılmıştı. Kemer sıkma kapsamında.
ERT açılmasaydı, medya bütünüyle “evet”çi özellere kalacaktı.
***
Sonuç 3: Kamunun çıkarları, kamunun araçlarıyla savunuldu.
***
Modern “Yunan efsaneleri” tedavüle sokuldu.
“Yunan halkı tembel. 2 bin avro emekli maaşlarıyla yan gelip yatıyorlar.”
Sonra Yunan sokağından röportajları gördük.
Meğer az çok bize benziyorlarmış.
İnsanlar ortalama 900 avroluk maaşlardan söz ediyorlardı.
Hem de yüksek fiyat seviyesine rağmen.
***
Sonuç 4: Psikolojik harekatın silahı kirli bilgidir.
Yunanistan krizinde bolca kullanıldı. 
***
Bir rakam vermek istiyorum: 240 milyar avro.
AB ve IMF’nin Yunanistan’a açtığı “yeni” kredi.
2010-2011 yıllarında hesabına geçmişler.
Rakam fazla büyük.
Neredeyse ülkenin Avrupa bankalarına borcu kadar (253 milyar dolar).
Tuhaf olan şu: Yunanistan’ın AB’ye borcunda pek bir azalma yok.
Bu durumda Avrupa’nın ayağa kalkması gerekmiyor mu?
“Sana bu kadar para verdik. Aldın yedin. Borcunu ödemedin” diye.
Hayır, kimse sesini yükseltmedi.
Çünkü, zaten öyle olmuştu.
Yüksek kredi, banka borçları için açılmıştı.
* * *
Anlatalım. Mali tablo açıktı.
Yunanistan borcunu ödeyecek durumda değildi.
Anlamı: Alman ve Fransız bankaları batacaktı.
Zira: Alacaklılar iki ülkenin bankalarıydı.
Büyük patronlar, AB ve IMF fonlarını devreye soktu.
Yunanistan’a adeta para akıttı.
Ama bir şartla: Banka borçları kapatılmalıydı.
Öyle de oldu: Dış banka borçlarının önemli kısmı ödendi.
***
Sonuç 5: Yunanistan’ın borcu yerinde duruyor.
Değişen sadece alacaklılar oldu.
Alman ve Fransız bankaları kurtarıldı.
Onların yerini AB ve IMF aldı.
Yunanistan ödemezse ne olacak?
Ceremeyi banko patronları değil, vergi verenler çekecek.
***
Şimdi: Yunanistan yeni bir tecrübenin başında.
Borca dayalı, üretmeyen sisteme “hayır” dediler.
Liberalizm diyorlar buna.
Üreten milli ekonomiyi nasıl inşa edecekler?
Dikkatle, saygıyla izleyeceğiz.