18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Zamane ilahiyatçıları

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Türkiye’nin başına gelmiş en büyük felaketlerden birisi, şu ilahiyat profesörü denilen tiplerdir. İçlerinde bilim adamı kimliği taşıyanlar çok çok azdır. Çok büyük bölümü çöpleşmiştir. Çünkü bunlar İslam felsefesine bir yorum getiremedikleri gibi yeniliklere de vahşi bir ordu halinde saldırırlar. Bu militanlar; Orta Çağ ortamında üretilmiş önyargılı tespitleri tekrar etmekten başka bir şey yapmazlar, sadece nakilcidirler. Maddi bilimlere düşman olmak bunların en birinci görevleridir. Felsefeyi, bin sene önceki sözde üstadları gibi neredeyse kâfirlik sayarlar. Tarih anlayışları da dünya dışı, tarih dışıdır.

İşte bunların elindeki ilahiyat fakülteleri de çöpleşmiştir. Çünkü, bu okullarda, “akılcı bilimler” değil “nakilci ilimler” öğretilir.

SÜNNİLİK BİLE DEĞİL

Bu çöp ilahiyatçılar öyle bir katılaşmışlar ki Sünni ideolojinin kaynaklarından olan Mutezili felsefesini bile yok sayıyorlar. Bundan 1200 sene önce, Halife Memun zamanında, akılcı âlimler, “Kuran mahluktur!” yani yaratılmıştır fikrini savunuyorlardı. Bunlar “Kuran, belli bir zamanda Arapça söyleşi olarak ortaya çıktı!” diyorlardı.

Haydi şimdi söyleyin veya yazın da görelim. Derhal milletin kutsal değerlerine hakaretten hapse atılırsınız. Öğrenciler, sizi taşlamaya kalkışır.

Halbuki daha 750’lerde belirginleşen Mutezi felsefeye göre, bugün bizlere kaza ve kader diye dayatılan ilke de yanlıştır. Çünkü Allah adildir. O; bir insanın alnına açlıktan ölme, padişahın adamlarınca katledilme gibi kötü sonuçları asla yazmaz. Kısacası bugünün Türkiye’sinde inatla imanın şartı gibi gösterilen “Kaza ve kadere iman” 1200 sene önce reddedilmiştir. İnsanı eylemlerinde özgür sayan bu düşünceyi, günümüzün imam hatipleri ve ilahiyat fakülteleri kâfirlik gibi göstermekte, dışlamaktadır.

İslam dünyası bugün yerlerde sürünüyorsa, bunun en birinci sebebi işte bu nakilci ilahiyatçı takımıdır. Ha sömürgecileri aklayan Mısırlı Kardavî ha yolsuzluklara geçit veren Türkiye’deki Hayrettin Karaman...

Bunlar “ilah-i-yat-çı”ya... Bilirsiniz, ilah, put demektir. Bizim ilahiyatçılar gerçekten putçular. Siyasi putlara taparlar. Yerleri de onların tasarımındaki el-Cehenna’dır.

İSRAİL’İN GÜVENLİĞİNİ AKP SAĞLIYOR

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, 2010 yılında aldığı bir karar ile Malatya-Kürecik’te bir radar istasyonu kurulmasını sağladı. Emekli Tümgeneral Beyazıt Karataş, NATO emrindeki bu radar istasyonu ile ilgili olarak diyor ki : “Kürecik radarı esas olarak İran’a karşı kurulmuş bir sistemdir. Bu erken ihbar özelliği sayesinde İsrail’i de bilgilendireceği için bu radar üssü İsrail’in güveliğine de katkı sağlamaktadır.”

Görüyorsunuz ki içeride İsrail yönetimine atıp tutan Erdoğan; bugüne kadar İsrail’i koruyacak her türlü sistemi desteklemiştir. İsrail ile ticari ilişkilerimiz de İsrail tarafının açıklamasına göre gayet tatlı biçimde sürdürülmektedir. Kendisine ABD’deki Yahudi Örgütü ADL tarafından “Yahudi Cesaret Madalyası” boşuna mı verildi sanıyorsunuz ey müminler?!

ÖZEL BELGECİ SELVİ SUSUYOR

Bu köşeden sordum ki: “Ey Abdülkadir! Sen, CHP’nin Rıza Zarrab ile ilgili olarak gündeme getirdiği ve Başbakan Erdoğan’a iletilen MİT raporuna (bilgi notuna) yalan diyorsun. Erdoğan’ın uyarıldığı o notun doğru olduğunu Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz TBMM’de yaptığı açıklamada kabul etti. Söyle bakalım kim yalancı? Sen mi, İsmet Yılmaz mı? Sen mi CHP mi? Susma, cevap ver.”

Susuyor arkadaş.

Ve bu Nazlı Ilıcak türü belgecilere bir soru: Ergenekon davasında özel tanık yapılan kokuşmuş suç makinesi “Osmanım!”a laf etmeyenlerin Zarrab davasının tanıklarına söz söylemesini bugün kim ciddiye alır?

SÜLEYMAN SOYLU, ERDOĞAN İLE KILIÇDAROĞLU’NU KARIŞTIRDI

Süleyman Soylu’ya bakınca aklıma hemen Devlet Bahçeli geliyor.

Dönmekte; Mevlevi semazenleri (özür dileyerek andım) bile geride bıraktılar.

Kendisi 2009’da DYP Genel Başkanı iken meydana toplanan kalabalığa şöyle haykırıyor:

“Eğer tertemiz bir adamsam, eğer dürüst bir adamsam; tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenden hesap sormazsam namerdim, namerdim!”

2009’da Başbakan Erdoğan’a böyle kükrerken şimdi aynı havalarda Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırıyor.

Dürüst adam ya; karıştırıyor efendim...