26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Devrime adanmış bir hayat -1

Atatürk'ün kendileri için esin kaynağı olduğunu söyleyen Fidel Castro iktidarın ele geçirilme aşaması, demokratik devrimini ilerletme aşaması ve sosyalizmin inşa (sosyal devrim) aşamasında Küba halkına önderlik etmiştir

Devrime adanmış bir hayat -1
A+ A-
Hikmet Çiçek
Sakalı, purosu ve haki üniformasıyla Batı'ya kafa tutan büyük bir devrimciydi. 20. yüzyıla damgasını vuran devrimci önderlerden biriydi. Fidel Castro, 26 Kasım 2016 günü 90 yaşında yaşamını yitirdi.
Comantande (Komutan) Castro, 1990'larda Türkiye'yi ziyaret etmişti. Atatürk'ün kendileri için esin kaynağı olduğunu söyleyen Castro, "Bandırma gemisiyle Samsun'a çıktı. Büyük bir zafer kazandı. Biz de tam 40 yıl sonra, ülkemizden faşistleri kovmak için gemiyle Havana'ya çıktık. Biz de zaferle kucaklaştık" demişti.
Başladığı yere dönüyor
Vasiyeti üzerine naaşı yakıldı. Fidel Castro'nun külleri, 30 Kasım günü bir karavanla ülkenin başkenti Havana'dan Santiago de Cuba şehrine doğru yola çıkarıldı. Castro'nun külleri, 1959 yılında Batista yönetiminin sona ermesine neden olan gerilla hareketinin başlangıç noktasına götürüldü. Castro için son tören bugün yapılacak. Kurduğu ülkesinin toprağına karışacak.
Castro, 1 Ocak 1959'da Batista'nın Küba'dan kaçmasıyla ülkenin doğusundaki Santiago de Cuba kentinden bir zafer yolculuğuna çıkmıştı. Küba'yı bir uçtan diğer uca geçerek 8 Ocak'ta geldiği Havana'da on binlerce kişi tarafından karşılandı.
Küba Devrimi’ne katkıları
Fidel Castro Küba Devrimi’nin en önemli lideridir, Küba halkına Küba Devrimi’nin üç aşamasında da önderlik etmiştir: Marks’ın öngördüğü gibi komünizm mücadelesi proletarya ve işçi sınıfı önderliğinde aşamalarla sürekli olarak ilerleyen tek bir süreçtir. Nitekim Castro iktidarın ele geçirilme aşaması, demokratik devrimini ilerletme aşaması ve sosyalizmin inşa (sosyal devrim) aşaması ve bugüne kadar Küba halkına önderlik etmiştir.
Daha 1959’da Devrim’i zafere ulaştırırken, Castro’nun düşünce yapısı kendi kişiliğini göstermeye, bağımsız ideolojik-düşün yapısını oluşturmaya başlamıştı.
Fidelizm mi Marksizm mi?
O zamanlar, yabancı gözlemciler onun düşünce yapısını tanımlamak için Fidelizm, Castroizm terimlerini dile getirmeye başlamışlardı. Ancak bu kişisel övgü Küba’da asla kullanılmadı. Küba’da sosyalizm geliştikçe, özellikle zor günlerin yaşandığı Özel Dönem’e (1991-1996) girildiğinde, Castro’nun düşünceleri yaşanan sınavlar içinde, parlak bir başarıyla kendi sistemini geliştirdi ve ilk kez Küba Komünist Partisi’nin (KKP) Ekim 1997’de yapılan 5. Kongresi’nin, “İnsan Haklarının Birlik, Demokrasi ve Savunma Partisi” isimli merkezi belgesinde partinin yönlendirici ideolojisinin Marksizm ve Leninizm, José Martí’nin ideolojisi ve Fidel’in düşünceleri olduğu kaydedildi. Bu Fidel’in düşüncelerinin Küba Partisi’nin resmi belgelerinde ilk kez yer almasıdır. Castro’nun Küba Devrimi’nde aldığı tarihi yeri açıklamak için, onun düşüncelerinin oluşum sürecine, düşüncelerinin temel özelliklerine ve Küba Devrimi’ne yaptığı katkılara bakmamız gerekir.

20. yüzyıl ortalarında toplumsal durum
Yirminci yüzyılın 40’lı ve 50’li yıllarına kadar Küba yarım yüzyıldan uzun bir süredir yeni sömürgecilik dönemini yaşıyordu. ABD kendi kontrolü altında tuttuğu Küba’da toplumun gelişmesini engelliyordu. 30’lu yıllarda başlayan reformcu hareket, ılımlı burjuva liderlerinin kararsızlığı ve yozlaşmaları sonucu başarısızlığa uğradı. 40’lı ve 50’li yıllarda, Küba’yı birbiri ardından, yolsuzluk yapan ve diktatörlük eğilimleri olan değişik hükümetler yönetti. Ülke içeride huzursuz ve dışarıdan istila edilmiş durumdaydı. Halkta belirgin bir devrimci coşku vardı. Ancak, işçi sınıfının çıkarlarını temsil eden Komünist Parti’nin (PSP), kendi politikalarındaki yanlışlar nedeniyle mücadelenin ön saflarında yer alması ve devrimi yönetme sorumluluğunu alması zordu. O zamanlar, mevcut durum yeni politik güçlerin oluşumuna ve özellikle de yeni politik önderlerin ortaya çıkmasına gereksinim duyuyordu. Mücadele Küba’yı bu zor durumdan kurtarıp düzlüğe çıkarabilecek şahsiyetlere gereksinim duyuyordu. Fidel Castro bu toplumsal ortamda devrim mücadelesine başladı.

Yarın: Castro’nun düşüncelerinin ideolojik gelişim aşamaları
________________________________________________________________________________________
Çin Dünya Sosyalizmi Araştırmaları Merkezi’nden Profesör Mao Siangling, 42 yıldır, Küba ve Latin Amerika Sosyalizmi üzerine araştırma yapmaktadır. Bu yazı yazarın yakında Türkçe’ye çevrilecek olan “Küba Sosyalizmin Gücü” adlı kitabından alınmıştır. Kitap, Küba Komünist Partisi’nin desteğiyle İspanyolca yayımlanmıştır. Kitabın Türkçe çevirisi yakında Canut Yayınevi’nden çıkacaktır. Yazıyı Türkçeye çeviren Canut Yayınevi Editörü Cem Kızılçeç’e teşekkür ederiz.
Son Dakika Haberleri