26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Grev hakkı ıvır zıvır bir şey mi?

Engin Ünsal

Engin Ünsal

Eski Yazar

A+ A-

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ülkemizin en önemli ve en üretken işveren sendikasıdır. 12 Eylül sonrası günlerinde işçilerimiz toplantılarda gür sesleri ile “DGM’yi ezdik sıra MESS’de” diye çok bağırdılar. Bir hukuk ucubesi olan DGM’lerin kaldırılması çok iyi oldu fakat iyi ki MESS ezilmeden varlığını sürdürebildi. Çünkü sosyal siyaset alanında çok önemli çalışmalar yaptı. Ülkenin sosyal siyaset alanında boy vermiş tüm insanlarını, akademisyen, işçi ve işveren sendikaları temsilcilerinin tümünü kaç kez Antalya’da toplayıp çalışma yaşamının sorunlarının tartışılmasına olanak sağladı. Çıkardığı SİCİL ve MERCEK dergileri ile çok önemli ve değerli makalelerin ilgilenenlere ulaşmasına aracılık etti. Bizim üç konfederasyonumuzun işçilerin eğitimi ve aydınlanması ile pek işleri olmadığından onların böyle bir girişim sergilemesine bugüne kadar tanık olmadık. Utanıp MESS’den örnek alırlarsa belki onların da böylesine önemli yayınları yaşama geçirmelerini ve işçi sınıfının önünün açılmasına katkı da bulunmalarını hayal etmek istiyoruz.

MESS KUŞKU YARATMAK İSTİYOR

Sicil dergisinin 35. sayısına ek olarak bir araştırma yayınlandı. Başlığı, “87 ve 98 sayılı Sözleşmeler Bağlamında Grev Hakkı”. Derinlemesine yapılmış bir çalışma ve uluslararası sözleşmelerde grevin bir hak olarak yer almadığını kanıtlamaya çalışıyor. 87 ve 98 sayılı ILO Sözleşmeleri’nin metinlerinde örgütlenme hakkının yer aldığını ve greve bir hak olarak değinilmediğine işaret ediliyor. Bu iki önemli sözleşmeyi yüzeysel olarak değerlendirirsek bu sonuca varılabilir ve grev hakkının bir hak olarak bu sözleşmelerde değinilmediği ve dolayısı ile grevin uluslararası sosyal siyaset literatüründe bir hak olarak yer almadığı soncuna varılabilir ama bu son derece yanıltıcı olur. Yanıltıcı olur çünkü hukukun bir temel kuralı yasaları “lafzen ve ruhen yorumlamaktır.” Yasayı sadece sözcüklerine bakarak yorumlayamazsınız. Yasanın (ya da sözleşmenin) temel amacının ne olduğunu kavramak yani yasanın ruhunu anlayarak o yasayı yorumlamak gerekir.

87 SAYILI SÖZLEŞMENİN 10. MADDESİ AÇIK

87 sayılı sözleşmenin 10. maddesini bu yorumla okumak gerek. 10. madde diyor ki, “bu sözleşmede örgüt terimi çalışanların ve işverenlerin çıkarlarına hizmet eden ve bu çıkarları savunma amacını güden çalışanların ve işverenlerin her türlü kuruluşunu ifade eder.” Bu maddede çıkarları savunma deyiminin altını çizmek gerek. İşçi ve işveren kuruluşları için çıkarları savunma hakkı olmadan sendika özgürlüğünden söz edilemez. 10. madde savunma hakkını temel bir hak olarak kabul ediyor. Çıkarları savunma sözel veya eylemsel olabilir. Ceza yasaları nasıl kişinin yaşam hakkını korumak için “meşru müdafaa” hakkını kabul ediyorsa grevin işçi çıkarlarının korunması için bir eylemsel hak olarak kabul edilmesi gerekir. Sözleşmenin ruhunu böyle algılamak gerekir. Tanınmış olan örgütlenme hakkını korumak için, bununla ilgili çalışanların çıkarlarını korumak için eylemsel savunma hakkını kabul etmezseniz örgütlenme hakkının rahatca engellenebileceği ve yok hükmünde sayılacağı sonucuna kolayca ulaşabilirsiniz

ENİŞTEM BENİ OHAL İÇİN Mİ ÖPTÜ?

Türkçemizde beklenmedik olayları anlatmak için, “eniştem beni niye öptü” deyimi sıkca kullanılır. Şimdi durup duruken MESS neden grev hakkının uluslararası belgelerde yer almadığından söz ediyor sorusu akla geliyor. Anayasanın 90. maddesi gereği usulünce T.C. tarafından onaylanmış olan 87 sayılı sözleşme iç hukuk hükmündedir ve iç hukuk hükümlerinden üstündür. Acaba MESS Anayasanın 54. maddesinde kabul edilmiş olan ve 6356’da düzenlenmiş olan grev hakkının 87 sayılı sözleşmeye aykırı olduğunu ve bu nedenle yasalardan kaldırılması gerektiğini mi söylemek istiyor? Hukuksuzluğun kol gezdiği günümüzde bir Kanun Hükmünde Kararname ile, Anayasa’da var olmaya devam etsa bile, grev hakkının kaldırılmasını mı istiyor? Nasrettin Hoca’nın göle maya çalması gibi ya tutarsa diye umut mu ediyor? Cumhurbaşkanı’nın grev ıvır zıvır bir şeydir dediği ülkede OHAL döneminde bu hak rahatlıkla kaldırılabilir.

Kimse şaşırmasın. Burası Türkiye. Burada her şey olabilir. Bu yazıyı okuma özürlü sendikacılarımız için yazdık. Uyanık olsunlar yoksa grev hakkı KHK ile bir gecede kaldırılabilir.