27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşverenlere öğütler

Engin Ünsal

Engin Ünsal

Eski Yazar

A+ A-

Ülkemizde işverenlerimiz ne çalıştırdıkları işçilere ne de işçi sendikalarına sıcak bakmamaktadır. İşçileri işyeri ailesinin bireyi olarak görmemekte, işçi sendikalarını kârlarına ortak kurumlar olarak görmektedirler.
Oysa işçiye ve sendikaya yakın durmanın işverenler için sayısız yararlar vardır. İşçinin çalıştığı işyeri ile kendisi arasında bir bütünlük kurabildiği zaman işçinin işyerine sadakati artar. Sadakat çalışma yaşamında çok önemli bir unsurdur hem işçi hem de işveren için içeriği zengin bir anlam ifade eder. Çalışma barışının kurulması işçinin işyerinde kendisini evinde hissetmesine bağlıdır. Böyle durumlarda işyerinde iş kazaları azalır, verim ve ürün kalitesi artar, ham madde kullanımı en verimli düzeyde olur.
İşçinin işyeri ile özdeşleşmesi, işverenin işçiyi özümsemesi hem işyerleri için hem de ülke için yararlıdır. Bu olguyu gerçekleştirmiş ülkelerin başında Japonya gelir ve işverenlerimizin Japon işverenlerinden öğreneceği çok şey vardır.
ÖMÜR BOYU İSTİHDAM
Japon çalışma yaşamanın en belirgin niteliği işyerlerinde iş güvencesinin varlığıdır. Japon işverenler işe işçi alırken o işçinin iş güvencesinin çalışma yaşamı boyunca süreceğini bilerek işe alırlar. Bizdeki İş Kanunu 25. maddesinde sayılan fiiller olmadıkça işçinin işten çıkarılması düşünülmez. Böyle olunca işçinin çalışma yaşamına psikolojik bir rahatlıkla devam etmesi ve üretken olması öne çıkar.
SOSYAL DİYALOG ÇOK GÜÇLÜDÜR
Japon işverenleri ile Amerikan işverenleri arasında ki en önemli fark Amerikan işvereni üretimle ilgili kararları üst düzeyde alır ve işçilerin bu kararı uygulamasını ister. Oysa Japonya’da üretim ile ilgili konularda kararlar aşağıdan yukarıya doğru alınır. Önce işçinin, sonra ustabaşının, sonra bölüm şefinin görüşleri alınarak üretim plânlaması yapılır. Üretimde işçin görüşü alındığından işçi ürettiği malın veya hizmetin en üst kalitede olması için kendisini sorumlu tutar çünkü üretim plânlaması kendisine de sorulmuştur ve üretimden kendini sorumlu tutar.
HER İŞYERİNİN MARŞI VARDIR
İşçiler iş başlamadan önce ya işyerinin bahçesinde veya tezgâhlarının, masalarının başında işe başlamadan önce işyerinin marşını hep bir ağızdan söylerler. Bu marşın tüm çalışanların katılımı ile söylenmesi birlik ruhunu, takım anlayışının perçinlenmesine katkıda bulunur. Bu nedenle Japonya’da işyerlerinde, “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” anlayışı egemendir.
İŞYERİNİN BODRUMU ÖNEMLİDİR
Çalışanların psikolojisi ile üretim arasında yakın bağ vardır. İşçinin bozuk moralle işini devam etmesi hem işçi hem de işveren için zararlıdır. Özellikle bu moral bozukluğu işyeri ilişkilerinden kaynaklanıyorsa bunun giderilmesi gerekir. Bu nedenle her işyerinin bodrum katında tüm üst yöneticilerin mumyaları bulunur.
İşçiye hangi üst yönetici kötü davranmışsa işçiye bodrum katına inmek ve orada hazır bulunan sopalarla kendisine yanlış yaptığına inandığı üst yöneticinin mumyasını bir güzel döğerek rahatlar. Sinirlerindeki elektiriği böylece boşaltarak işinin başına dönen işçi keyifle çalışmasına devam eder.
İŞÇİYİ SEVMEK ÖNEMLİDİR
İşverenlerimiz işlerinde başarılı olmak için her şeyden önce işçilerini sevmek, onların işyeri ile özdeşleşmesini sağlamak için gerekli önlemleri almak zorundadır. Her şey sevgi ile başlar. Bunu hiç unutmamak gerekir.