ABD, Venezuela'da yaptığını şimdi de Türkiye'de deniyor
ABD 8 Ekim günü akşam saat sekizde, Türkiye’de -göçmenler haricindeki- vize hizmetlerini süresiz durdurduğunu açıklarken; Türkiye Cumhuriyeti, tam da eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’nin Aydınlık’a yaptığı açıklamada “ABD’yi mat edecek” hamle olarak değerlendirdiği PYD’yi ezme yürüyüşünün ikinci adımını atıyor; geçen gün başlattığı ve İdlib’i kontrol altına almak suretiyle PKK-İsrail koridorunu tümüyle kesecek operasyon için ek kuvvetleri sınırdan geçiriyordu. ABD diplomatik temsilciliklerinin 15 Temmuz darbe girişimindeki rolünün, her geçen gün belgesiyle, kanıtıyla, kartopu gibi büyüyerek ortaya çıktığı; hatta ABD’nin büyükelçisini Türkiye’den kaçırmak zorunda kaldığı süreç de tüm hızıyla sürmekteydi.
‘GENÇ SPEKÜLATÖRLER’ TEDİRGİN
ABD, yirmi yıldır baş eğdiremediği Venezuella’da -özellikle petrol üzerinden zenginleşmiş- işadamlarını, varsılları hükümete karşı kışkırtmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. ABD geniş halk kitlelerini hükümete karşı örgütlemeye çalışırken, bu sürecin başında iş adamları ve zenginleri Chavez yönetimine karşı kışkırtarak onları marş motoru gibi kullanmıştı. Acaba ABD şimdi Türkiye’ye vizeyi askıya alarak da öncelikle ABD’de okuyan öğrencileri, orada malı mülkü olanları, oraya iş geliştirmek için gidenleri, oraya ihracat yapanları, kısaca Türkiye’nin nicelik olarak küçük ancak nitelik olarak büyük (sesi çok çıkan) bir kesimini kışkırtarak, ‘yaptırım’ının kamuoyunda olması gerektiğinden daha fazla yankılanmasını mı hedefliyor? Öyleyse yakın zamanda borsa spekülatörlerinin, dolar vurguncularının “Mahvolma” edebiyatını; bölücülerin, İsrail severlerin “Yurtta sulh cihanda sulh!” çağrılarını bol bol işiteceğiz demektir.
‘CAMİ BOMBALAMA’DAN ‘VİZE İPTALİ’NE
Türkiye’ye karşı kendini çok daha güçlü hissettiği, “Sultanahmed Camii’ni vururuz!” dediği dönemde bile Türkiye’ye baş eğdirememiş ve Ecevit’in restiyle karşılaşmış iken; birleşmekte olan Batı Asya ülkelerinin şimdi tam desteğini de alan Türkiye’ye karşı, ABD’nin ancak vize durdurumu gibi komik bir tehdit savurması da ABD’nin gün geçtikçe nasıl da çaresizleştiğini gösteriyor.
