AKP, CHP, HDP, MHP Bildiğiniz gibi!

15 Temmuz ABD/FETÖ darbe girişimi sonrasında umutlanmıştık. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Hiçbirimiz artık 15 Temmuz öncesi gibi davranamayız. En başta cumhurbaşkanı olarak ben davranamam”demişti.

AKP’den, CHP’den, MHP’den gelen bilgiler de benzerdi. “Artık ıvır zıvır işleri bırakırlar, Türkiye için bir araya gelirler”diye düşünmüştük. Yanıldık.

3 ay geçmeden fabrika ayarlarına geri döndüler. Salı günleri yapılan grup toplantıları da bunun göstergesi.

“Erken seçim” iddiaları konuşulurken, atışmaları hemen başladı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN

Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya krizinin çözümünde üzerine düşeni yaptı. ABD’ye karşı çıkışlarında haklı. AB ülkelerine sitemi doğru.

Ama Irak Başbakanı Haydar el İbadi'ye karşı üslubu şaşırtıcı. “Sen benim kalitemde, kıratımda, seviyemde değilsin, haddini bil”ifadeleri yanlış.

Yeni hükümetin “Dostlarımızın sayısını arttırıp, düşmanlarımızın sayısını azaltacağız”politikasına da ters.

Rusya, İran, Irak, Suriye Türkiye’nin güvenliği için çok önemli. Bu ülkelerle ilgili açıklamalarımızda dilimize hakim olmamız lazım. Dün söylediklerimizin neye malolduğunu gördük. Sorunun çözümü kavgadan değil, konuşmaktan, uzlaşmaktan, en çok da güven vermekten geçiyor.

Musul’da “mezhepçi”anlayış güven sarsıyor.

AKP VE BİNALİ YILDIRIM

Liderler içinde en dikkatli olan oydu. Ama Erdoğan’ın tavrı anında ona da yansıyor. Diplomasi tecrübesi az. Yanına tecrübeli bir diplomat almasında ve onu dinlemesinde yarar var.

Hele böyle dönemlerde, hiç olmazsa birinin sakin olması Türkiye’nin çıkarına.

FETÖ soruşturmalarına gelince;

Elbette kararlılık sürmeli. Ama dikkatli olmanın zamanı da geldi. 3 ayın muhasebesinin yapılması ve yanlışların düzeltilmesi şart.

FETÖ’ye karşı mücadelede en geniş birlik sağlanmalı. Kesin başarı ve kısa sürede sonuç alınması buna bağlı.

Tabi bunun için FETÖ’nün siyasi ayağının üstüne gitmek de zorunlu.

CHP VE KILIÇDAROĞLU

CHP ve Kılıçdaroğlu şu günlerde işi gücü bıraktı “mağdur”(!) uğraşıyor. Salı günkü Meclis grup konuşmalarını tamamen onlara tahsis etmiş durumda.

Yanlış mı hatırlıyorum diye dönemin milletvekillerine ve Meclis muhabirlerine de sordum. Ergenekon mağdurlarından esirgediği hassasiyeti, FETÖ mağdurlarına gösteriyor. CHP tabanı gelişmelerden rahatsız. “FETÖ partisi gibi olduk”eleştirileri artıyor.

AKP de FETÖ konusundaki günahlarını, CHP’nin tavrı ile unutturmaya çalışıyor.

MHP VE BAHÇELİ

MHP’nin durumu da diğerlerinden farksız. Bahçeli en son “başkanlık sistemi”konusunda da yine AKP’ye el uzattı. “Bugünkü durum anayasaya aykırı. Suç işliyorsunuz. Meclis’e bir teklif getirin”dedi.

“Fiili durumun, hukuki durum” haline getirilmesini istedi.

MHP’li tanıdıklarımıza “Yine mi?” sorduk. Yanıt vermekten kaçındılar. Bazıları, “Belki de başkanlık sistemi Meclis’te 330’u bulamaz ve bu tartışma biter”dese de söylediklerine kendilerinin bile inanmadığı belliydi.

HDP

HDP, PKK’nın TBMM birimi olduğunu gizlemiyor. Peş peşe şehitler gelirken onlar hala koltuklarında oturmaya, devletten maaş almaya devam ediyorlar.

Dünyada başka bir örneği yok.

Artık bu işi uzatmak Türkiye’ye zarar veriyor. Terörle mücadele eden bir devlet teröristleri ve terör destekçilerini sırtında taşıyamaz.

VATAN PARTİSİ

AKP, CHP, MHP, HDP bildiğiniz gibi. Türkiye’nin onca sorunu varken onlar başka işlerle meşgul. Türkiye’nin çıkarlarının değil, kendi çıkarlarının peşindeler.

Bir de Vatan Partisi var. Türkiye’nin hangi sıkıntısı varsa oradalar. Rusya krizinin çözümünde baş roldeler. Suriye sorunu için bir ayakları Şam’da. FETÖ, PKK, … ile mücadelede en öndeler. Gençlik, eğitim, … deyince ilk akla gelen onlar.

Çünkü Vatan Partisi’nin derdi Türkiye!