AKP hamile mi?

30 Mart yerel seçimleri sonrası “AKP rahatladı” diyenler yanıldı. AKP’de hareketlilik arttı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri tartışması ile birlikte gruplaşmalar hız kazandı. AKP’liler gruplar halinde bürolarda, Ankara’nın ünlü lokantalarında buluşmaya başladı.

Geçtiğimiz günlerde ünlü Recep Usta lokantasında TBMM Başkanı Cemil Çiçek bir grup milletvekiliyle yemekte buluştu. Masada Abdulkadir Aksu, Necati Çetinkaya, Salih Kapusuz, Mustafa Elitaş, Saffet Ulusoy’un da aralarında bulunduğu çok sayıda milletvekili vardı. Yemekten çıkarken CHP milletvekilleriyle karşılaşmışlar. Çiçek CHP’lilere takılmış. CHP’lilerin anlattığına göre “Bakın hepimiz ‘3 Dönem Kuralı’ mağduruyuz” demiş.

Belli ki, son MYK’da alınacak kararı önceden öğrenmişler.

Buluşmalar muhalefet bölgesinde

Buluşmalar AKP’nin etkin olduğu değil, muhalefetin etkin olduğu semtlerde gerçekleşiyor. Tercih Çankaya, Yıldız ve Çayyolu. Zaman zaman da Gölbaşı. Özel odaları olan lokantalar ilk sırada.

Eskiden Ankara Büyükşehir Belediyesine ait lokaller kullanılırdı. Gökçek’e güven azalmış. Dinlenme endişesi mekan değişikliğine yol açmış. AKP’lilere takılıyorum. “Muhalefetin kazandığı bölgeler sizin için de kurtarılmış bölge mi oldu” diye soruyorum. “Bizimkiler duymasın ama biraz öyle!” yanıtını veriyorlar.

“AKP hamile mi?” soruma ise, “Henüz değil. Ama hamile kalırsa 9 ay 10 gün beklemez” dediler.

AKP’de saflaşma

Erdoğan “birlik” görüntüsü verse de AKP kaynıyor. İllerdeki milletvekillerinin çoğu birbiriyle kavgalı. Genel seçimin yaklaşması safları keskinleştiriyor. “Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa”ya göre hesap yapanlar var. Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilirse milletvekili listesine etkisinin azalacağını ümit edenler tetikte. “Yanlış ata oynama” endişesi yaşayanlar huzursuz.

AKP’deki saflaşma ana hatlarıyla şöyle:

3 Dönemciler:

Önemli bir bölümü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yakın. Son MYK’da ümitleri sona erdi. “3 Dönem Kuralı” değişmeyecek kararı morallerini bozdu. Yani AKP’nin assolistlerine yol göründü.

Karar “Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olacak” şeklinde yorumlandı. Ama henüz her şey bitmiş değil. “İlahlar”ın müdahalesi gündemde. 3 Dönem mağdurları(!) şimdi ne yaparız da bu krizi aşarız derdindeler. Yeni parti için kolları sıvarlarsa şaşırtıcı olmaz. Ama Gül’lü mü, Gül’süz mü olacağı tartışmalı.

Gülcüler:

Sayıları epeyce azaldı. Bazıları da 30 Mart’tan sonra saf değiştirdi. Gül’ün kendilerini koruyacağına olan inançları giderek tükeniyor.

Erdoğancılar:

Erdoğan’ı her koşulda savunuyorlar. 30 Mart seçimlerinden sonra sınır tanımaz oldular. Erdoğan’ı iyice putlaştırdılar. Bunu da Erdoğan duysun diye her şeyi yapıyorlar. Partideki en eğitimsiz kesim.

Dar ekip:

Son dönemde izlenen politikaların mimarları. Seçim sonuçlarında oyların çok fazla düşmemesini kendilerine bağlıyorlar. İçişleri Bakanı Efkan Ala, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, açılımlardan sorumlu Beşir Atalay en önde. Erdoğan’a yaslanıp havalanmaları partide tepki çekiyor.

Gözden düşenler:

Daha önce Erdoğan’a yakın duran ama F tipi örgütle kavgada geri duranlar. Erdoğan bunları not etmiş. Toplantılarda sitemlerini iletmekten çekinmiyor. Bu kesim en çok bürokrat kökenli siyasetçilere ve MİT Müsteşarı Fidan’a tepki gösteriyor. MİT Müsteşarının AKP Genel Başkan Yardımcısı ve bakan gibi hareket etmesinden ve Erdoğan’ı yanlış yönlendirdiğinden şikayet ediyorlar.

Efkan Ala’ya da “gıcık” oluyorlar. Sık sık, “Dünün memuru siyasetçi oldu” eleştirileri yapılıyor. “Çok konuşuyor, yakında düşer” diyenler de var. TBMM kulislerinde, “İdris Naim Şahin’in bir başka versiyonu” ifadelerine de rastlanıyor.

Taşralılar (İl Başkanları)

Birçoğu milletvekili olmak istiyor. Bu nedenle illerindeki milletvekilleri ile araları pek iyi değil. Milletvekillerini parti yönetimine şikayet etmekten çekinmiyorlar. 3 Dönem Kuralı’nın taviz verilmesine kesin karşılardı. Etkili oldular. MYK’da alınan son kararla rakiplerinin önemli bir bölümünü elediler.

İl başkanlarının tutumu Erdoğan’ın da işine geldi. İzliyoruz...