AKP’de 276 sıkıntısı

AKP’nin derdi 367 değil, 276” demiştik. Salı günü 4 eski AKP’li bakanla ilgili olarak Meclis’te yapılan Yüce Divan oylamasında bu net bir şekilde görüldü. AKP için artık hedef “anayasa değişikliği” değil. Bir şekilde 276’yı bulmak.

30 Mart yerel seçimleri ilk sinyali vermişti. Alınan yüzde 43 civarındaki oy genel seçimlere yansıtıldığında AKP ancak 280-290 arasında milletvekili çıkarabiliyordu. Şimdi durum çok daha kötü. Yani 276 zor.

HİÇ BEKLEMİYORDUK

AKP’li TBMM Grup Başkanvekilleri en fazla 10-15 arası fire bekliyorlardı. Salı gecesi ilk oylama sonuçlandığında şaşkına döndüler. Suratları asıldı. Kuliste etraflarını saran milletvekillerine “Hiç beklemiyorduk” dedikleri duyuldu.

AKP’DE TEHLİKE ÇANI

O gece ilk oylamadan sonra AKP kulisi sessizliğe büründü. Özellikle “Yüce Divan’a hayır” oylarının 276’nın çok altında kalması moralleri bozdu. AKP’nin TBMM’deki milletvekili sayısı 312. Hadi 2’si oy kullanamıyor, geriye 310 milletvekili kalıyor. Ama bir bakan dışında  260 bile zor bulundu. 

Sizin anlayacağınız kırılma büyük!

Oylama gecesi TBMM’deydim. AKP kulisinde AKP kurucularından bir milletvekili ile sohbet ettim. Sonuçla ilgili ne düşündüğünü sordum. Fazla konuşmak istemedi. “Tehlike çanı. Umarım parti yönetimi mesajı alır” demekle yetindi.

HAZİRAN SEÇİMİ ZEKASI

AKP’de Haziran’da yapılacak seçim için parti yönetimine mesaj çabaları sürüyor. Oylama sonrası durumdan vazife çıkaranlar oldu.  4 eski bakan aleyhine oy kullanan AKP’liler için “içimizdeki hainler”, “şerefsizler” suçlaması yapıldı. 

Bu açıklamalar AKP içinde yeni bir bölünme yarattı. “Hain” ve “şerefsiz” ifadelerinin çizmeyi aştığını söyleyenler var. Suçlamalar için, “Haziran seçimleri öncesinde biat açıklaması” değerlendirmesi yapılıyor. Erdoğan’a “bizi gör” mesajı olarak yorumlanıyor. 

YENİ BİR PARTİ ÇIKAR MI?

Yaşananlar AKP yönetimini sarsmış görünüyor. Parti yönetimi harekete geçti. Seçim öncesi başka kriz istenmiyor. Önümüzdeki günlerde milletvekilleri için özel toplantılar gündemde. Hatta yeni bir kamp bile konuşuluyor.

Sayı büyük. Ortalık birden hareketlendi. Beklentiler arttı. “Yeni bir parti çıkar mı?” diye soruluyor. 

Elbette her an her şey olabilir. Seçime girme sorun değil. Bu iş için kurulmuş ve seçime girme şansı bulunan çok sayıda parti var. Parayı verdin mi iş biter. Ama AKP içinde yeni hareket için henüz bir önderlik yok. 

Abdullah Gül seçeneği ciddi bulunmuyor. ABD’lilerin deyimiyle “liderlik gösteremedi” deniyor. Kulislerde Mart ayında emekli olacak olan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın adını telaffuz edenler bile var. Başka girişimlerden de söz ediliyor. Ancak zaman iyice daraldı. AKP’li muhalifler şimdilik bir seçenek yaratabilmiş değil. Ama  siyasette olmaz olmaz! Kastamonuluların deyimiyle “Daş düşebülü, ayı çıkabülü..!”

MECLİS’İN İTİBARI

AKP’li 4 eski bakanla ilgili Meclis’te yapılan oylamada sadece o bakanlar oylanmadı. Meclis kendi itibarını da oyladı. 

Sonuç pek iç açıcı olmadı. Her şey ortada. Taraflar da zaten reddetmiyor. “O telefon tapeleri bize ait değil”diyemiyorlar. Buna rağmen 4 bakanın Yüce Divan’da hesap vermeleri engellendi. Meclis kendi ayağına kurşun sıktı. İtibarını kaybetti.

Şöyle geriye dönüp bir düşündüm. Irak işgali öncesi Meclis’e sunulan “Tezkere”yi ve “Tezkerenin reddini” anımsadım. Meclis nasıl itibar kazanmıştı. Müslüman ülkelerin sokaklarında, Asya’da, Afrika’da, Avrupa’da, Amerika Kıtası’nda herkes Türkiye’yi  ve Meclis’in kararını konuşmuştu.

Bizzat şahit olmuştum. Birçok Müslüman ülkede, Türk olduğumuzu öğrenince içtiğimiz kahvenin, yediğimiz yemeğin parasını almamışlardı. Bütün ısrarlarımıza rağmen kabul etmemişlerdi.

Nedeni Meclis’in kararıydı. Meclis’in itibarı bizim de itibarımız olmuştu. Bilmem anlatabildim mi?