AKP’de ne oluyor Erdoğan’ın planı ne?

19 Mayıs 2012 İstiklal, 29 Ekim Ulus, Silivri kuşatması, “Haziran Direnişi”, Tandoğan, Anıtkabir “Aslanlı Yol” buluşması Başbakan Erdoğan ve AKP’yi salladı.

Bakan çocuklarına rüşvet ve yolsuzluk operasyonu dengeleri altüst etti. En son evde istiflenen milyar dolarlık para stokuyla ilgili ses kayıtları birçok hesabı bozdu. Erdoğan miting meydanlarında bağırıp çağırsa da “korku” had safhada.

Çarşamba bombaları

Başbakan Erdoğan Çarşamba günü yerel medya temsilcileri ile kahvaltı yaptı. Arkasından peş peşe “bombalar” geldi. Gazeteciler açısından “verimli” bir gün oldu. Kürsüden internete düşen ses kayıtlarını doğruladı. O güne kadar “montaj, dublaj” demişti. Meğer ses kayıtları, ne montajmış, ne dublaj!

Yargıya talimat vermiş, ihaleye müdahale etmiş. Ona göre çok normal. Hatta bu durumu eleştirenlere kızdı. “Ne var bunda?” dedi.

F tipi örgüte karşı frene bastı

Erdoğan F tipi örgüte bağırıp çağırsa da eli kolu bağlı. Elinde her türlü belge, bilgi olmasına rağmen harekete geçemiyor. “Çarşamba bombaları” arasında bu konu da var. F tipi örgüte karşı operasyonu ertelemiş. Düğmeye 30 Mart sonrası basacakmış. “Örgütün şeması elimizde. Aklınızın hayalinizin alamayacağı şeyler var” açıklamasına rağmen, tarih olarak 30 Mart sonrasını veriyor.

O, muhalefeti “kaset esiri” olarak suçlasa da kendi durumu da aynı. F tipi örgütün “MASAK üzerinden elde edilen bilgileri, yurt dışı hesaplardaki paraların kayıtlarını, gayrı ahlaki kasetleri” dillendirmesini herkes biliyor. Bu nedenle, “Sokağa çıkamayacak” hale getirecek kaset korkusu yaşıyor. Frene basması da bundan.

Cumhurbaşkanlığında geri adım!

Bir başka “Çarşamba bombası” da “Cumhurbaşkanlığı” konusunda geldi. Erdoğan toplantı sonrasında gazetecilerle yaptığı özel sohbette, gündeminde Cumhurbaşkanlığının olmadığını söyledi. “Mevcut Cumhurbaşkanı devam edebilir” ifadesini kullandı.

Açıklama duyulur duyulmaz AKP Genel Merkezi karıştı. Parti yönetiminde Başbakan Erdoğan’ın sözleri tartışıldı. “Taktik hata” dendi. Bu açıklamanın derhal yalanlanması kararlaştırıldı. İş Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’e düştü. “Başbakanımız kesinlikle ‘Mevcut Cumhurbaşkanı devam edebilir’ dememiştir” duyurusu yaptı.

Çelik’in açıklamasından sonra Başbakan Erdoğan’la görüşen gazeteci arkadaşlarla görüştüm. Hepsi Başbakan Erdoğan’ın o sözleri söylediğini bildirdiler. Onlar ısrar ettiler. Ama çalıştıkları gazetelerin yönetimleri ısrar etmediler.

Peki AKP niye panikledi? Bugüne kadar parti yöneticilerini ve bakanları ortada bırakan Erdoğan bu kez niye “Ben öyle dedim” demedi?

İnce hesaplar var.

Her şey 30 Mart’a ayarlı

Erdoğan günü kurtarma derdinde. PKK’ya “30 Mart’a kadar ses çıkarma ne istersen verelim” sözü verilmiş. Öcalan 30 Mart’a kadar süre tanıyor.

F tipi örgüt için de durum aynı. Erdoğan 30 Mart tarihini şimdiden açıklayarak, “Adım atmayın, seçimden sonra görüşelim” mesajı veriyor. Zaman kazanmaya çalışıyor. Belli ki pabuç pahalı.

Peki 30 Mart’tan sonra ne olacak?

AKP kulislerinde konuşulanlara göre hesap şöyle:

“Erdoğan yeni bir darbe yemeden 30 Mart’ı getirirse yüzde 40’a yakın oy alır. Bu oyla masaya güçlü oturur. ABD ile de bu çerçevede pazarlık yapar. ABD ile anlaşılırsa cemaat önemli değil. Cemaatin ipi zaten CIA’nın elinde, ABD ne derse onlar onu yapar. Gelişmelere göre Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler için yol haritası belirlenir.”

PKK’nın özerklik kalkışmasına hazırlığı umurlarında bile değil. Türkiye’de yargı bitmiş, Türk Ordusu darmadağın edilmiş, ekonomi tıkanmış, ... akıllarına bile gelmiyor. Tek dert paçayı kurtarmak!

Durum bu!