AKP'deki 'mırıltılar' ve nedeni!

Önce Başdanışman Yalçın Akdoğan, sonra da bizzat Başbakan Erdoğan gündeme getirdi. İsim vermeden Silivri'de görülen davalarda "kumpas" kurulduğundan söz etti. Arkasından dün yine partisinin TBMM grubunda kürsüye çıktı. Daha da ileriye gitti. "Bugün artık geçmişteki bazı yargılamaların da üzerinde çok büyük soru işaretlerinin oluştuğunu daha net olarak görüyoruz" dedi.

Sonra da ilave etti:

"Sahte ihbar mektuplarıyla, yasadışı dinlemelerle, sahte delillerle tasarlanmış ve ayarlanmış bir kısım yargı mensuplarıyla insanların nasıl mahkum edildiklerini bugün çok daha belirgin şekilde görebiliyoruz."

Yani "yasa dışı dinleme"yi, "sahte delil"leri, "ayarlanmış hakim ve savcı"ları gündeme getirdi.

5 yıldır söylenenleri söyledi

Erdoğan, adını tam koymasa da "BTÖ"den, yani Silivri duruşmalarında gündeme getirilen "Beşiktaş Terör Örgütü"nden söz etti. "Bu hukuksuzluklar tamamen örgüt saikıyla yapılıyor. Örgüt bağlantısı var" vurgusu yaptı.

Erdoğan, Ergenekon, Balyoz, ... gibi davalarda 5 yılı aşkın süredir yapılan itirazları tekrarladı.

AKP'deki kıvranmalar

Başbakan bunları söylüyor ama AKP'de kıvranmalar var. Hüseyin Çelik ayrı telden, İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün ayrı telden çalıyor. MYK ve MKYK'da "mırın kırın" edenler var.

Erdoğan'a yakın olarak bilinen bir gazeteciye bu durumu sordum. İlginç bir yanıt verdi. "Başbakanın açıklamalarından sonra kimse 'yeniden yargılama'ya karşı çıkamaz. Partide buna mırın kırın edenlere bak nedenini anlarsın. Bunların bir bölümü Cemaatle gizli açık bağlantısı olanlar. Diğer bölümü de Cemaatin elinde dosyası, kaseti olduğundan şüphelenenler. İhaleci takım. Karanlık iş çevirenler. 'Acaba benim pisliklerim de ortalığa dökülür mü?' endişesi taşıyanlar. AKP'de bunların dışında yeniden yargılanmaya itiraz eden olmaz. Milletvekilleri en çok Ergenekon, Balyoz, ... davalarından sıkıntılı. Öcalan'la açılım yaparken, Başbuğ'un, komutanların hapiste olmasını kimseye anlatamıyorlar. Yeniden yargılama seçim öncesi onları rahatlatır" dedi.

AKP'de işler karışık. Herkesin ayrı bir derdi var. İşler o kadar arapsaçına dönüşmüş ki kimin eli kimin cebinde belli değil. Erdoğan duruma hakim olmaya çalışsa da herkes kendi paçasını kurtarma derdinde.

CHP ne yapıyor?

AKP'deki durum bu. Peki ana muhalefet partisi CHP'deki durum ne? "Yeniden yargılama" için bir yasa teklifi verdiler. CHP yöneticileri "Bizim teklifle Feyzioğlu'nun teklifi birbirine çok yakın" diyorlar. Ama bu konuyu gündemlerinin ön sırasına alma konusunda isteksizler. Neredeyse "Meclis kapansa da bu iş kalsa" havasındalar.

Tahliye olan CHP milletvekillerinin yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasına gösterdikleri hassasiyeti, Silivri'de, Hasdal'da, Mamak'ta, Sincan'da yatan vatanseverlere göstermeye hiç niyetli değiller.

CHP milletvekilleriyle konuşuyorum. "Başbakan sıkışmış durumda. Resmen yasa dışı dinlemeden, sahte delillerden, ayarlanmış hakim ve savcılardan söz ediyor. Niye yüklenip bu sorunu çözmüyorsunuz?" diye soruyorum. Suskunlar. Daha da zorlayınca parti yönetimini işaret ediyorlar. "Orası istesin TBMM grubu harekete geçer. Ama orası hapistekilerin dışarı çıkmasını pek istemiyor" diyorlar.

CHP'deki durum şimdilik bu!