26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Al bayraklı büyük ırmağı anlamak

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

24 Temmuz günü, tarihimizde üçüncü kez dönüm noktasını belirliyor. 24 Temmuz 1908: Hürriyet Devrimi.24 Temmuz 1923: Lozan.24 Temmuz 2015: Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ABD’nin “Kara gücüm” diye ilan ettiği Bölücü Terör Örgütüne karşı harekâtının başlangıcı.
24 TEMMUZ 2015: DÖNÜM NOKTASI24 Temmuz 2015 günü, ABD’nin dayattığı ve AKP-PKK ortaklığıyla yürütülen “Açılım” sona ermiş ve Türk ordusu vatan bütünlüğü için harekete geçmiştir. PKK’nın beli kırılmaktadır.24 Temmuz, bu açıdan 21. yüzyıldaki vatan savunmasının başladığı gündür. Halk olayın farkında. İlk işareti Bursa verdi. Şehit cenazesinde 100 bin yurttaş yürüdü. Arkasından 17 Eylül günü Ankara’da Türk milleti ayağa kalktı. Halk, “Meclis’te PKK istemiyoruz” diye haykırıyor.Yüreği Mehmetçikle çarpmayanlar, Ankara’daki büyük yürüyüşü küçümseme gayretine girdiler. ABD emperyalizminin parmaklarına bakıyorlar. Düşmanın ve bozguncuların “Saray savaşı” propagandası, bilinçlerini karartıyor. Ama artık bu tartışmaya evlâtlarını askere gönderenler son vermiştir: Bu savaş, “saray savaşı” değil, vatan savaşıdır. Bunu anlamayanlar, vatan savaşı düşmanlığına kadar yuvarlanırlar.
YÜRÜYEN MİLLETE FRANSIZ KALMAKUçaklardan çekilen resimlere bakınız, Atatürk Bulvarı’nda Kızılay’dan Ulus’a kadar al bayraklı büyük bir ırmak akıyor. Yediden yetmişe, yoksuldan zengine, sağcıdan solcuya, halk omuz omuza yürüyor. Millet birleşiyor ve Türkiye’nin geleceğine ağırlığını koyuyor. Dillerinde “devrimci” olanlar, o al bayraklı büyük ırmağın içinde olmadıkları için, yürüyen halkın duygularına, özlemlerine yabancılar. Vatan için yürüyen emekçiyi anlayamıyorlar. Dahası emekçilerin ayak seslerinden korkuyorlar. Al bayraklı büyük ırmağa kendilerine göre kusurlar bulmakla meşguller. Küresel güçlerin vatansızlaştırdığı entel, yaşadığımız büyük olaya Fransız kalmıştır. Yürüyüş, emekçi karakterdeydi, burası çok önemli. Emekçiler adına nutuk atan kimileri, ABD güdümlü PKK’nın kuyruğuna takılırken, emekçi halk vatan mevzisindedir. İstiklâl Savaşımızda da İstanbul’da sözümona “Sosyalist” Fırkasının lideri bir İştirakçi Hilmi vardı. Bir ayağı İngiliz Büyükelçiliğinde idi. Irak’ta Amerikan işgalinden sonra Bağdat’ta kurulan hükümetin içinde, sözde “Komünist Partisi” bulunuyordu. Her kurtuluş savaşının bozguncuları ve hainleri vardır.
MİLLETİN YAPTIĞI İŞDevrim işte ayağa kalkan bu milletin yaptığı ve yapacağı iştir. Kimileri farkında değil, ama millet, işte büyük karara ilerliyor. Yürüyüşe geçen, aslında halkın büyük çözümüdür, başka deyişle devrimin kendisidir. Devrim, bulutların üzerindeki bir hülya değildir, her zaman elle tutulan bir olaydır. O gün omuz omuza yürüdüğümüz Çankırı’nın Ilgaz köylerinden gelmiş çiftçiler gibidir devrim, Makina Kimya’nın tulumlu işçileri gibidir, Altındağ esnafı gibidir. Kalın nasırlı parmakları, güneş yanığı yüzleriyle o emekçiler, kimilerine yabancı gelebilir. Ama başka bir halk yok, bu ülkede devrimi yapanlar onlardır. İstiklâl Savaşını da Yakup Kadri’nin Yaban romanında anlattığı, kerpiç duvarın dibinde bitini ayıklayan Anadolu bozkırının emekçisi yapmıştı. Bu vatan için Sakarya boylarında, Dumlupınar ve Altıntaş ovalarında onlar can verdi.
2013 HAZİRAN AYAKLANMASININ DEVAMIBugünkü halk hareketi, 2013 Haziran-Temmuz Ayaklanmasının devamıdır.Taksim Gezi’de başlayan hareket, ilk günlerde daha çok yaşam tarzıyla ilgiliydi, daha sonra Vatan Partisi’nin önderliğinde eline Türk bayrağını aldı ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganıyla bütün milleti kucakladı. 2013 Haziran-Temmuz Ayaklanması, orta sınıfları da harekete geçirmekle birlikte, ağırlıklı olarak emekçi karakterdeydi. 24 Temmuz sonrasının millî hareketinde emekçi özelliğinin daha güçlü olduğunu görüyoruz. Vatan, en çok emekçilerindir çünkü. 2013 Haziran Ayaklanması, şimdi bütün milletin bağımsızlık ve vatan bütünlüğü talebine dayanarak sağlam omurgaya oturmuştur. Hiçbir talep, vatan bütünlüğü, ülke güvenliği ve terörden kurtulmak kadar birleştirici, kucaklayıcı ve güçlü değildir. Bizim vatansız entellerimizin anlamadığı budur.
MİLLET KENDİ EYLEMİ İÇİNDE DEVRİMCİLEŞİYORTürkiye, millî devrime yönelmiştir. Halk, bu büyük mücadelede özgürleşecek ve örgütlenecek, yönetmeyi öğrenecek, devrimcileşecek, kendisini değiştirirken düzeni de değiştirecek. Bu sürecin doruğunda, Türkiye devleti ve halkıyla Atatürk Devrimi temelinde yeniden örgütlenecektir. Hükümet halkın olacak. Devlet milletin olacak. Herkesin işi olacak, herkes çalışacak ve üretecek. Artık anlamalı, al bayraklı büyük ırmağın menzilinde bu özlemler bulunuyor.