14 Nisan Medyanın Halleri

İşte günün önce çıkan köşe yazıları...

BIYIK DA YETMİYOR

SALİH TUNA/ SABAH

Faiz yükseltmek çare olsaydı, faizlerin yüzde 97'ye çıkartıldığı Arjantin'de kur ve enflasyon düşmek yerine ikiye katlanmazdı.

Bakın işte dünyanın en büyük bankası ve yatırım şirketi JPMorgan Chase'den Jack Manley de yüksek faizlerin enflasyonu azdırdığını söyledi.

Ne olacak şimdi?

Sanıyor musunuz ki Ortodoks iktisadi amentülerini zerre miskali sorgularlar.

Nerdeee!

"Ortodoks iktisat bükücü" laflar ettiği için (Post-Keynesyen yaklaşıma sahip ekonomistlerden) İlhan Döğüş'ü bloklayan zihniyetten söz ediyoruz. Gerçi İlhan hocanın da suçu az değildi. "Tasarruf ile yatırım arasındaki ilişki, ana akım yaklaşımın iddia ettiğinin aksine yatırımdan tasarrufa doğrudur; tasarruf sonuçtur..." ifadesiyle "Ortodoks iktisadi imanlarını" sarsmıştı. Takdir edersiniz ki, mezkûr yaklaşım, Ortodoks ekonomik politikalara iman edenlere "Faiz sebep, enflasyon sonuç" sözü kadar uzaktı.

NÜKLEER SİLAHLARIN GÖLGESİNDE

AYŞE BÖHÜRLER/ YENİ ŞAFAK

İsrail’e en fazla silah satan şirketler Amerika ve Avrupa merkezli. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) raporlarına göre, Almanya, İsrail’e en çok silah satan ikinci ülke. İsrail silah ithalatının yüzde 30’unu Almanya’dan karşılıyor. Diğer taraftan İsrail’in kendisi de en büyük silah üretici ve satıcıları arasında yer alıyor, Filistin’i bir laboratuvar gibi kullanıyorlar. İsrail ayrıca nükleer silaha sahip bir ülke. Yine SIPRI raporlarına göre 80-90 nükleer başlığa sahip. Üstelik bunları uluslararası hiçbir kuruluşun denetimine açmıyor.

Tam da bu noktada bölgedeki tek nükleer silah programlı ülke olan İran ile gerilim iyice tırmanmış durumda. Karşılıklı tehditler savurulurken İsrail en ufak bir saldırıda ilk hedefinin İran olduğunu açıkladı. ABD ve Avrupa ülkeleri şimdiden vatandaşlarına Orta Doğu’ya seyahat etmeme uyarısında bulunuyorlar. İran hem Suriye’deki varlığı hem Lübnan’ın güneyindeki güçleriyle İsrail’e iki sınırda da komşu durumda. Öylesine birbirlerine yakınlar ki bir taraftan bağırsan diğer taraftan rahatlıkla duyulabiliyor. Durum vahim boyutta, Almanya ve Rusya başta olmak üzere iki tarafı itidale çağırıyor.

İNSAN LEKESİ: SAHTE BARIŞÇILAR VE PARAYLA TUTUŞTURANLAR

NEDRET ERSANEL/ YENİ ŞAFAK

Genel kabul gören tez, İsrail’in/Netanyahu’nun Tahran’ı savaşa çekerek kendi bölgesel ve iç sıkışmışlığına nefes borusu açmak adına, sadece/aslında İran’ı değil, ABD ve İngiltere’yi sahaya indirme planının bulunduğudur…

Ek gerçek, İran’ın, Gazze krizinin başından bu yana, “kendi topraklarına saldırı olmadıkça savaşa karışmayacağına” ilişkin resmi duruşuyla, Ortadoğu’da bir tür inanışa dönüşmüş, “Tahran gürler ama yağmaz” kabulünün/pratiğinin diş macununun ortasına basar gibi sıkıştırılmasıdır… (…)

Böylece iki tablo ortaya çıkar…

Birincisi, önce ABD ve kısmen Batı’nın, Gazze’de savaşı, hele İran üzerinden bölgeye yayılmasını, sonunda da henüz söndürülemeyen diğer yangın bölgeleriyle (mesela Ukrayna) buluşarak dünyayı kavurmasını dizginleme isteklerinin sebebi, büyük insanî meziyetlerini değil iktidarlarını korumaya matuftur…

İkincisi ise, çok daha güçlü ve korkunç biçimde, askeri savunma endüstrisi ile küresel ekonomide yaşanan ve büyüyen çökme halinin Batı’ya keseceği faturanın makul düzeye indirilmesi adına daha büyük savaşlara ihtiyaç duyan odaktır. (Bkz; ‘Merhametliler Mangası’, 10/04.) CENTCOM bunun ancak pratikteki tetikçisi/gardiyanıdır. Lanetliler koalisyonu, ‘özel küreselciler’ ile ‘resmi kıyamet tasarımcıları’ arasındadır.

Hal böyleyken, yaklaşan seçimlere bakarak, Amerikan halkının yeni savaş istemediğine ilişkin gerçeklik veri olarak anlamsızlaşır. ‘Aslında isterler’ anlamında değil, ‘önemleri yoktur’ anlamında. İkna edilirler!

Sivil yardım kuruluşu WCK’ya, İran konsolosluğuna, Haniye’nin evlatlarına yönelik atakların sorumluları bunlardır. Sonrası için küpedir ama duymayı bilen kulağınız olması gerekir.

BİZ İSRAİL’E ÇELİK VE DİKENLİ TEL YOLLARKEN İRAN VE DİRENİŞ GRUPLARI SAVAŞIYOR SAYIN HAKAN

Hürriyet’ten Ahmet Hakan bu ara köşemizin sık konusu oluyor. Dün de yine maalesef “kolpa” bir yazı yazmış. Yanlış anlaşılmasın biz kendisine bu tabiri kullanmıyoruz. Yazısında geçiyor. Başlığı şöyle: “İran baştan sona kolpa.” Hakan şu ifadeleri kullanıyor:

“SON günlerde İran’dan gelen açıklamalar şöyleydi:

İsrail’i bayramdan önce vuracağız. İsrail’i bayramda vuracağız. İsrail’i bugün vuracağız. İsrail’i yarın vuracağız. İsrail’i ha vurduk ha vuracağız.

Sonuç: İsrail’e karşı mantar tabancası bile patlatamadılar.

Erdoğan’a Gazze üzerinden vurmak.

İran dini lideri Ali Hamaney, İsrail’in Şam Konsolosluğu’na düzenlediği saldırıdan sonra halka intikam sözü’ vermişti.”

Ahmet Hakan’ın bu yazısı muhtemelen matbaadayken Hizbullah, İsrail hedeflerini vuruyordu.

İran’ın Kudüs gücü zaten boş durmuyor.

Filistin meselesinde Kasım Süleymani gibi aslanlarını şehit vermiş bir ülkeye kolpa demek size hiç yakışmıyor Ahmet Hakan.

TüİK ve DEİK raporları ortada. Türkiye’den İsrail’e çelik, gıda, petrol ve dikenli tel gidiyor. Ticaret Bakanlığının son kısıtlaması bile bizim aylardır yaptığımız haberleri doğruladı.

Siz bunu yazamadığınız için mi kolpa değilsiniz?

Aydınlık ortaya çıkardı. İncirlik’ten Agratur’a oradan da Tel Aviv’le silah sevkıyatları yapıldı.

Bunu yazacak cesaretiniz olmadığı için mi kolpa değilsiniz?

İran yıllardır ABD ve İsrail’e karşı Filistin’e, Gazze’ye, Hizbullah’a, Yemen’e, Suriye’ye, Irak’a destek oluyor. Türkiye’de sadece boykot ve dua ile yetiniyor. Silah başta olmak üzere Filistin’e desteğimiz daha da fazla artmaz zorunda. Fakat Ahmet Hakan gibiler bunlara gözünü kapatmış, durumu “kolpa” buluyor.

Notunuzu alın. ABD ve İsrail kaybettiğinde yine konuşalım kim kolpa kim değil.

***

Yüksek kur ve enflasyona biricik çare olarak "Faizleri yükseltin" deyip durdular. Faizler yükseldi, lakin öngörüleri tutmadı. Bu sefer de yeterli düzeyde yükseltilmedi dediler.

Faizler tekrar ve tekrar yükseltildi... Sonuç?

Sonraki Haber