2024 bütçesi ekonomiye ağır gelecek Yüksek açık yüksek faiz

Deprem ve seçimlerin etkisi yeni yılın bütçe giderlerinin genel ortalamaların üzerinde olmasına yol açtı.

TBMM Genel Kurulunda 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin görüşmeleri tamamlandı. 2023 bütçesi 6 Şubat depremlerinin hasarı ile sarılmıştı. 2024 bütçesinde de deprem etkisi görüldü. Bütçe açığı yüksek seviyelerde kalmaya devam edecek. Ülkenin faiz gideri de artacak. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Uzmanı M. Coşkun Cangöz, “2024 Bütçesi: Mart kapıdan baktırır.” başlıklı inceleme notunda 2024 bütçesini ele aldı. Cangöz, “2024 bütçe büyüklüklerinin ilk defa program kapsamına alındığı 2022 yılı OVP’de 294 milyar TL, 2023 yılı OVP’de ise 582 milyar TL bütçe açığı öngörülürken 2024 yılı bütçe teklifinde açık rakamı 2.6 trilyon TL olmuştur. Bütçe teklifindeki açık rakamı 2022 yılındaki programa göre 9 kat, 2023 yılına göre 4.5 kat artışa işaret etmektedir. Nitekim programda GSYH’nin yüzde 2.5’i seviyesinde bir açık yer alırken 2024 yılı bütçe teklifindeki açık GSYH’nin yüzde 6.4’ü gibi 2003 yılından bu yana kaydedilen en yüksek seviyeye işaret etmektedir. Bu durum kısmen Şubat 2023’te yaşanan depremlerle izah ediliyor olsa da Mayıs 2023 seçimleri öncesinde hayata geçirilen ve bütçenin harcama bazını genişleten uygulamaların etkisi belirgindir.” dedi.

FAİZ DIŞI AÇIK 1.4 TRİLYON

Bütçe harcamalarındaki genişlemenin büyük bir kısmının geçici değil kalıcı mahiyette olduğunu vurgulayan Cangöz, “Program ve teklif arasındaki uçurum, 2024 yılı faiz dışı dengesinde çok daha çarpıcıdır. Nitekim 2022 OVP’de bütçenin 2024 yılında faiz dışı fazla vereceği, 2023 OVP’de ise faiz dışı fazlanın daha da artacağı mesajı verilirken bütçe teklifinde faiz dışı GSYH’nin yüzde 3.4’ü oranında açık yer almaktadır.” ifadelerini kullandı.

Mehmet Şimşek

Açık ve borçlanma ihtiyacına dikkat çeken Cangöz, “2024 Bütçesinin Temel Büyüklükleri 2024 yılı bütçe teklifi 2023 yılına göre merkezi yönetim giderlerinin yüzde 69 oranında artacağını öngörürken faiz giderlerindeki artış yüzde 94 seviyesinde olacaktır. Buna karşılık bütçe gelirlerinde 2023 yılına göre yüzde 71 oranında bir artış beklenmektedir. Gerek bütçe dengesinde gerekse faiz dışı dengede 2002 yılından bu yana bozulma gözlenmektedir. Bu bağlamda 2024 yılında 2.6 trilyon TL bütçe açığı, 1.4 trilyon TL faiz dışı açık öngörülmektedir. Bunun bir sonucu olarak Hazine, borç geri ödenmesinde anaparaya ilaveten faiz ödemeleri için de borçlanmaya başvurmak durumunda kalacaktır.” tespitini yaptı.

GENİŞLEMECİ POLİTİKA

“Genel olarak bakıldığında 2023 bütçesi gibi 2024 yılı bütçesi de genişlemeci bir maliye politikasına işaret etmektedir. Bütçe büyüklüklerinin GSYH oranları da bütçe giderlerinin payının son 10 yıl ortalaması olan yüzde 22’nin oldukça üzerine çıktığını, gelirlerin ise yüzde 20 olan son 10 yıl ortalamasına paralel olarak gerçekleşmesinin beklendiğini göstermektedir.” görüşünü not düşen TEPAV Maliye ve Para Politikası Araştırmaları Merkezi Direktörü Cangöz, şunları ekledi: “Öte yandan 2018 sonrasında yükselen enflasyon, faiz oranları, döviz kurları ve altın fiyatlarına bağlı olarak Hazine, borçlanma maliyetlerindeki artışın bir sonucu olarak 2024 yılı bütçe teklifi faiz giderlerinin 2010 yılından sonra ilk defa yüzde 3’lük seviyenin üstüne uzun dönemli olarak çıktığına işaret etmektedir. Bu durumda 'Bütçede hareket alanı kalmadı' başlıklı TEPAV Günlük notunda da ifade edildiği gibi, artan faiz giderleri nedeniyle önümüzdeki yıllarda bütçe harcamaları, vergi ve borçlanma alanında zor tercihler yapılması gündeme gelebilecektir. Nitekim 2024 yılı bütçesinde harcama kesintisi veya ilave vergi tedbirlerinden kaçınılmış olmasının bir sonucu olarak yüksek bütçe açığı ve yüksek faiz dışı açık tercihi yapılmıştır.”

YILI KAZASIZ ATLATMAK İÇİN...

“Personel giderleri, faiz giderleri ile cari transferler ve sermaye transferlerinin toplamı bütçe harcamalarının yüzde 83.3’ünü oluştururken bütçede kamu mal ve hizmetlerinin sağlanmasına yönelik imkanlar oldukça kısıtlı bir hale gelmiştir. Bununla beraber 2024 yılı bütçesinde de transferler yoluyla belli ekonomik ve sosyal kesimlere aktarılan karşılıksız ödemeler devam etmekte ve bu harcamalar ağırlıklı olarak sabit gelirlilerle, düşük ve orta gelir düzeyindeki kesimlerin ödediği dolaylı vergilerle ve gelecek kuşaklardan transfer niteliğindeki borçlanmalarla karşılanmaktadır. 2024 bütçesi 2016 yılından başlayarak biriken yapısal sorunlara çözüm önermediği gibi mevcut harcama ve gelir yapısını koruyarak seçim yılını kazasız atlatma bütçesi olarak değerlendirilmektedir.”

SEÇİM SONRASI BASKI ARTACAK!

“Merkezi yönetim bütçesi 2022 ve 2023 yıllarında harcama tayınlaması ve enflasyonla birlikte artan bütçe gelirleri nedeniyle olumlu bir görünüm arz etse de 2024 yılı Ocak ayında yapılması beklenen maaş ve asgari ücret artışları, 2023 yılından ertelenen deprem harcamaları ve diğer kamu ödemelerinin yaratacağı baskının Mart 2024 seçimleri sonrasında belirgin bir şekilde hissedilmesi beklenebilir. Özellikle 2018 yılı sonrasında biriken bütçe dışındaki mali risklerin harcamaya dönüşmesi ve faiz giderlerindeki artışın önümüzdeki yıllarda devam etmesi durumunda bütçedeki harcama kalemlerine ilişkin tedbir imkanı da kısıtlı olduğu için vergi düzenlemelerinin yapılması ya da oluşabilecek ilave bütçe açığının borçlanma ile finanse edilmesi kaçınılmaz görülmektedir. Yapısal bütçe dengesinde 2016 yılında başlayan bozulmanın kontrol altına alınması yönünde adımlar atılmaması halinde 2024 yılında maliye tanımlı bütçe açığı program hedefine paralel olarak gerçekleşse de yapısal bütçe açığının yüksek olması beklenmelidir. Nitekim IMF verilerine göre devresel düzeltilmiş bütçe dengesinin GSYH’ya oranı 2015 yılında yüzde 1.61 seviyesinde bir açığa işaret ederken 2023 yılında yüzde 6.34’lük bir açık tahmin edilmektedir.”

Sonraki Haber