28 Şubat davasında ezber bozacak tanık ifadeleri: Tanklar 1965'ten beri Sincan'dan geçer

OLCAY KABAKTEPE / ANKARA

28 Şubat davasında Yargıtay'ın haklarında bozma kararı verdiği 16 sanığın yargılandığı davaya devam edilirken duruşmada, 1992-94 yılları arasında Zırhlı Eğitim Tümen Komutanlığı Gösteri ve Tatbikat Tabur Komutanı emekli Tuğgeneral Ali Er ve Mürted (Akıncı) eski üs komutanı emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş tanık olarak dinlendi. Karakuş, 1965 yılından itibaren tankların Sincan içerisinden geçtiğini belirtirken Ali Er ise, 1993 yılında da tankların tatbikat amacıyla Sincan içerisinden geçtiğini söyledi.

Ali Er

Haklarında verilen hüküm Yargıtay tarafından bozulan 16 sanığın yeniden yargılandığı davanın üçüncü duruşması görüldü. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanıklar Ersin Yılmaz, Erdoğan Öznal, İbrahim Selman Yazıcı ve Metin Yaşar Yükselen ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada, Cumhuriyet savcısı bozma ilamına uyulmasını talep etti. Sanık avukatları da önceki duruşmada, Sincan'da tankların yürütülmesine ilişkin tanık olarak ifade veren dönemin Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanlığı Gösteri ve Tatbikat tabur komutanı emekli Tuğgeneral Namık Kemal Çalışkan'ın beyanlarını hatırlattı. Sanıklardan Kamuran Orhon'un avukatının talebi sonrasında Ali Er tanık olarak dinlendi.

'1 YIL ÖNCESİNDEN BELİRLENMİŞTİ'

Ali Er ifadesinde, "1992-94 yılları arasında Zırhlı Eğitim Tümen Komutanlığı Gösteri ve Tatbikat Tabur Komutanıydım. Bu görev esnasında törenlerde tankların başındaki tabur komutanıydım. Bu dönemlerde taburun sefer görevleri kapsamında Mürted Hava Üssüne tatbikat yapardık. 93 mart ayında olması lazımdı. O dönemde bir mekanize bölük timi hareket ederek Sincan üzerinden Mürted'e gitmişti. Jandarma ve polis yol üzerindeki kavşakları keserek güvenliği almış ve tanklar Mürted’e gitmişti. 1993'te bu tatbikat yapıldı. 94'te de komuta yeri tatbikatı olarak yapıldı. 1 yıl tanklarla Sincan'dan bu şekilde gittim. İkinci yıl ise komuta yeri tatbikatı olarak, personel ve tekerlekli araçlarla yapıldı bu. Bu tatbikatın bayramla ilgisi yok. Bunlar yıllık tatbikat programları şeklinde yapılır. 1 yıl öncesinden belirlenir. Şubat ve mart aylarında yapılırdı bu tatbikat" dedi.

'TANKLAR UÇAKLARI KORUMAK İÇİN'

Erdoğan Karakuş

Duruşmada bir diğer savunma tanığı emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş da, "Size bunu anlatmak zorundayım. 1965'ten beri yapılır bu durum. 1950'li yıllarda Türkiye'ye füzeler konulmuştu. 1962 Küba krizi nedeniyle bizden füzeler söküldü. 1965 yılında füzeler söküldüğü için F-104 uçakları Mürted'e konuldu. Tanklarla korunma o günden itibaren başladı. 1965’ten itibaren Mürted'deki cephanelik korunmak zorundaydı. O dönem Sovyet tehdidine karşı bu zorunluluktu. 1965'ten beri tanklar Sincan içerisinden geçer" şeklinde konuştu.

'48 GÜN TANK GEÇTİ'

1 Ocak 1969'da Mürted'e tayin olduğunu bildiren Karakuş, "Filomun koruma görevi yapabilmesi için tankların Mürted'e gelmesi gerekiyordu. 2-9 Mart 1992'de ben üs komutanıydım. NATO denetlemesi vardı. 100'e yakın tank ve zırhlı araç geldi. Sincan içerisinden geçerek geldi bunlar. 1993'te Türkiye, Çevik Bir'i Somali'de görevlendirdi. Somali'ye Müslüman devletler tarafından tank taburu görevlendirildi. Biz gemiyle gönderdik. Ancak Pakistan taburu sadece tüfekle Türkiye'ye geldi. Onlara tank lazımdı. Bu nedenle tam 48 gün gürül gürül Sincan içerisinden tank geçti" beyanlarında bulundu. Ara kararı açıklayan mahkeme heyeti, dosyanın esas hakkındaki mütalaayı hazırlaması için savcıya gönderilmesine, katılanlara, sanık ve sanık avukatlarına diyecekleri için bir sonraki celseye kadar süre verilmesine karar vererek duruşmayı 20 Haziran 2022’ye erteledi.

EMEKLİ AMİRALLER DAVASINDA SAVUNMALAR DEVAM EDİYOR

'BİLDİRİNİN İÇERİĞİ BARIŞÇILDI'

Atilla Kıyat

Emekli Koramiral Atilla Kıyat ile emekli Tuğamiral İbrahim Akın, kamuoyunda "Emekli amiraller bildirisi" olarak bilinen açıklamada imzaları bulunduğu gerekçesiyle Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava kapsamında talimatla ifade verdi.

Avukatlarıyla Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelen Kıyat ve Akın, davanın görüldüğü Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinin talimatı doğrultusunda İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan ara duruşmalarda savunma yaptı.

'MESLEKİ SORUMLULUK'

Mahkemeye sunduğu yazılı savunmasını okuyan Akın, metnin, barışçıl bir içerikle hazırlandığını, duyurunun Montrö Sözleşmesi hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi ve vatandaşlara karşı mesleki sorumluluklarının yerine getirilmesi amacıyla paylaşıldığını söyledi.

Emekli amiraller tarafından yapılan duyurunun milli menfaatleri ve güvenliği esas aldığını belirten Akın, "Duyurudaki diğer bir konu olan, üniformalı muvazzaf bir amiralin resmi makam aracıyla gittiği tarikat evindeki sarıklı ve cübbeli fotoğraflarının basında yer alması ise şahsıma ve meslektaşlarıma 15 Temmuz darbe teşebbüsünün altında yatan TSK içindeki hiyerarşiyi ve disiplini bozan FETÖ yapılanmasını anımsatmıştır. Tekrarlarının yaşanmaması adına, muvazzaf amiralin verdiği bu görüntü tarafımızca eleştirilmiş ve kamuoyu ile söz konusu duyuru paylaşılmıştır." diye konuştu. Suçsuz olduğunu belirten Akın, beraatini istedi.

İbrahim Akın

'DARBE EMARESİ GÖRMEDİM'

Emekli Koramiral Atilla Kıyat ise yaptığı savunmada, darbe ve darbe teşebbüslerini yaşayarak gördüğünü söyledi. Kıyat, Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılananları savunurken darbelere karşı olduğunu ve bunun TSK'ya büyük zarar verdiğini her platformda anlattığını vurgulayarak, dava konusu duyuruyu dikkatlice okuduğunu ve en ufak bir darbe çağrısı emaresi görmediğini kaydetti. Böyle bir şey görmesi durumunda çoğu kendisinden yaşça küçük olan diğer kişileri, duyurunun yayınlanmaması için ikna edebileceğini aktaran Kıyat, "Duyuru bana göre Anayasanın 26. maddesindeki ifade özgürlüğü hakkımızın kullanılmasıdır." dedi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 4 Nisan 2021'de bir grup emekli amiralin yayımladığı "Montrö bildirisi"ne ilişkin soruşturma başlatmış ve 6 Aralık 2021'de 103 sanık hakkında "devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma" suçundan 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası talebiyle iddianame düzenlemişti. İddianame, gönderildiği Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiş ve ilk duruşmanın 21 Mart 2022'de yapılacağı karara bağlanmıştı. Dava kapsamında İstanbul'da ikamet eden sanıkların, talimatla savunmaları alınıyor.

Sonraki Haber