Seçim sonuçları ve gümleyen lastikler

Havai fişekler mi atılıyor, sevinçten havaya mı sıkılıyor zannettiniz. Dün gece duyduklarınız bu zamana kadar gümleyen lastiklerin ve yakında gümleyecek olanların sesidir. Peki biz hangi lastik patladığında arabayı, yolu, şoförü ve lastikleri top yekün değiştireceğiz. İşte mesele budur

Seçim sonrası Türkiye’nin durumu: Araba eski, lastikler kabak, yol bozuk, şoför sakar…

Lastikler mutlaka patlayacaktır, patlamak ne kelime gümleyecektir! Gümm.

Zaten duyup, görmüyor musunuz 1 senedir lastikler sürekli gümlüyor. HÜDAPAR meclise sokuldu… Güm! Emekli maaşları… Güm! İsrail ile ticaret, Ukrayna’ya SİHA… Güm! İsveç NATO’ya… Güm güm! Nerede bir korna, klakson, seçim şarkısı sesi duysak, çok geçmeden güm güm güm!

Durup dururken lastikler patlamıyor elbet. Araba yeni, yol bakımlı, şoför tedbirli, becerikli, uyanık… Zorla bakalım gümletebilir misin? Ama öyle değil maalesef.

Her gümlemenin arkasında bir bozukluk, bir aksaklık, bir çürüklük, bir beceriksizlik… Bir organın, bir aracın, bir aygıtın eskimişliği, çürüklüğü… Ardından bir gümleme. Eğitim sistemi yamalı lastik, gümlemese şaşarsın. Merkez Bankası faizi şişirirse güm! Bir bakan ABD’de para dilense güm! Nerede bir imar değişikliği yapılsa, güm! Tarikatlarla kol kola girilir, PKK ile ittifak kurulur, belediye başkan adayı ağzını açar… gümmmm!

YOL YİNE BOZUK

Sahi ne oldu 31 Mart Akşamı Türkiye’de. CHP seçimi AK Parti’nin önünde bitirdi. Peki ya ne değişti? Artık lastikler patlamayacak mı? CHP, yeni bir program mı koydu halkın önüne, devrimci bir yol mu önerdi, fedakâr uyanık-tedbirli- becerikli şoförler mi buldu? Veya seçimlerde başarı gösteren Yeniden Refah Partisi mi yaptı bunları? İşin aslı araba yine eski, lastikler yine kabak, yol yine bozuk, şoförün aklı bir karış havada. Uzmanların belirttiğine göre bütün yaz ve önümüzdeki kış sürüp gidecekmiş bu gümlemeler. Hem de öyle ki yağmurdan kaçanlar daha beter bir doluya tutulacakmış.

Halkımızın hevesini kırmak istemem. Ama neye seviniyoruz? Halkı ve vatanı parçalamak için her türden etnik milliyetçiliği kaşıyan, belediye imkanlarını bölücü örgüte peşkeş çeken, bankamatik memurları üreten, sırf terör örgütünde akrabaları, militanları var diye belediye kadrolarını vasıfsız, niteliksiz, eşitsiz bir şekilde dağıtan, belediye araçlarıyla mayın döşeyen, silah taşıyanlar güneydoğudaki belediyelerimizi yönetecek önümüzdeki dönemde. Evlatlarımızı dağa çıkartmaya çalışacaklar. Hem de bunlar siz seçimi kazandığı için sevindiğiniz CHP’nin ittifakıyla olacak. Hükümetin zaten bölücü partileri kapatacak bir cesareti ve programı yoktu. Artık Kayyum atayacak gücü, mecali de yok. Çalın davulları, Türkiye demokrattır diye.

UR GİBİ DURMADAN BÜYÜYENLER

Belediyelerde işler yine komisyoncuların elinde olmayacak mı? Çok zaman geçmeden halkın umutları yine yıkılmayacak mı? Belediyede işe girmek için gene torpil, kartvizit, rüşvet sistemi işlemeyecek mi? Senin hizmetin için kullanılması gereken paralar, yerli ve yabancı şirketlere ve seçimi kazanmak için söz verdiklerine peşkeş çekilmeyecek mi? Keşke bu sorulara hayır cevabını verebilsek. Ama yine eski araçlara bindik, bezirgan siyaset erbapları birinin ömrü dolunca diğerini umut olarak şişiriyor. Şişmenin sonucunu hepimiz biliyoruz yine gümm! AK Parti’ye kızdınız, haklısınız. Ama biraz düşünün Türkiye’nin bu hale gelmesinde şimdi oy verdiklerinizin sorumluluğu yok mu? Daha 1 sene önce bu kurtarıcıların arabasına binmediğinize göre onların da lastiklerinin kabak olduğunu biliyorsunuz. Biraz yoldan sonra gümleyecekleri besbelli.

Ankara’daki mağluplar ve galipler ne biçim açıklamalar yaparlarsa yapsınlar, Türkiye’de her şey pamuk ipliğine bağlı. Hem de millî pamuk ipliğine değil, en halis Amerikan malı pamuk ipliğine. Bu adına demokrasi dedikleri özünde tarikat rantına, terör örgütlerine ve mafya sermayesine yaslanan partilerin cenderesi uzun sürmeyecek. Halka acı çektiren, dar kafalı, kireçlenmiş, hantal, kendini kral yurttaşı köle görmeye alışmış, hazır yiyici, bir ur gibi durmadan büyüyen menfaatperestler ne yapsalar bir lastik patlatacaklar.

MOTORU SU KAYNATAN KÜLÜSTÜR ARABALAR

Bakalım Kıbrıs davasını daha nasıl süründürecekler? Mülteci meselesini daha nasıl istismar edecekler? Bölücülere daha ne tavizler verecekler? Türkiye’nin kaynaklarını hangi keselere bölüştürecekler? Faizi daha ne kadar pompalayacaklar? Tunceli’nin adını ne zaman Dersim yapacaklar? Şeyh Sait’in türbesini ne zaman açacaklar? Avrupa Özerklik şartlarında ne biçim yumuşayacaklar? Dış borç bulabilmek için hangi kafiyeli palavraları bulacaklar ve yalvaracaklar? Hangi depremlerin ve sellerin altında can vereceğiz? Türkiye’nin ticaretini daha nasıl baltalayacaklar, İran’a ve Rusya’ya düşmanlıkta hangi seviyelere gelecekler? FETÖ’ye hakkını nasıl teslim edecekler ve daha başka hangi tarikatları palazlandıracaklar? Bu sırada birbirilerine nasıl düşecekler, hangi Ali Cengiz oyunlarını bulacaklar? Daha nelerimizi satacaklar ve hangi fabrikalarımızı kapatacaklar? Motoru su kaynatan külüstür arabalarına binmemiz için daha ne yalanlar atacaklar?

Havai fişekler mi atılıyor, sevinçten havaya mı sıkılıyor zannettiniz. Dün gece duyduklarınız bu zamana kadar gümleyen lastiklerin ve yakında gümleyecek olanların sesidir. Peki biz hangi lastik patladığında arabayı, yolu, şoförü ve lastikleri top yekün değiştireceğiz. İşte mesele budur.

Sonraki Haber