4 Ekim 2025 Dama çözümleri

Türk Daması Federasyonu Eski Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Türk Daması Derneği Eski Başkanı Ahmet Murat Çelik'in hazırladığı Dama Köşesi her cumartesi Aydınlık Gazetesi'nde, yanıtlar Aydinlik.com.tr'de...

MARDİN

Fedakârlık, özveri, nezaket, misafirperverlik ve düzen… İşte bütün bu güzellikler ve daha fazlası, 3. Mardin Dama Turnuvası’nda bir araya geldi. Sadece bir spor müsabakası değil; aynı zamanda gönüllerin buluştuğu, dostluğun ve kardeşliğin pekiştiği eşsiz bir şölen yaşandı.

Yazıma öncelikle turnuvanın ev sahibi ve ana sponsoru olan kıymetli büyüğümüz Sayın Erol Mirzabeyoğlu hocamıza teşekkür ederek başlamak istiyorum. Bizleri ağırladığı konağında çalışan tüm nazik ve gayretli bireyler de aynı takdiri hak ediyor. Öyle bir misafirperverlik, öyle bir ikram ve hizmet aşkı vardı ki, doğrusu kelimelerle izah etmek mümkün değil. Benim elimde bu letafeti anlatacak yeterli kelime haznesi yok. Sporcular ve izleyicilerle birlikte yüzü aşkın misafirin her ihtiyacı tek tek, aksatılmadan ve ertelenmeden anında karşılandı.

Dahası, turnuvaya ev sahipliği yapan mekân başlı başına bir tarihî hazineydi. Artuklu döneminin önemli meliklerinden Melik es-Salih Şemseddin Mahmud adına inşa edilen ve 600 yılı aşkın bir süredir ayakta duran bu muhteşem yapı, Mardin’in ruhunu yansıtan en güzel manzaralara bakıyordu. Böyle bir eseri anlatmaya kalksam sayfalar dolusu yazıyı kaleme almam gerekir. Bu konuyu tarihî belgelerle destekleyerek derinlemesine sizlere ayrıca anlatacağım; bu da, sizlere sözüm olsun. Böyle eşsiz bir yapıyı, kendi gayreti ve bireysel çabasıyla ihya edip günümüze taşıyan Erol Hocamıza, ülke olarak minnettarız. Zira toplumlar, gelenekleri, örfleri ve tarihî birikimleriyle kaim olur.

Turnuvanın bir başka öne çıkan yönü ise Mardin dama camiasının öncü ustaları oldu. Hacı Mehmet Sadaka Karadeniz ve Haşim Yılmaz’ın da misafirlerine karşı gösterdikleri nezaket ve özverili davranışlar takdire şayandı. Onların misafirperverliklerinin izahı yok, bunu ancak yaşayarak görerek anlarsınız. Özellikle Mehmet Sadaka abimizin, kazandığı dördüncülük ödülünü ve sponsorluk taahhüdünü Gazzeli kardeşlerimize ulaştırılmak üzere bağışlaması, hepimizin içini ısıttı. Aynı güzelliği, turnuvanın beşincisi, Gaziantep’in saygın ustalarından Hüseyin Yaşamalı da sergiledi. Kendisi ödülünü almak şöyle dursun, üzerine bir buçuk katını ekleyerek ilim talebelerinin ihtiyaçlarına bağışladı. Bu asil davranışlar, damanın sadece oyun değil; aynı zamanda bir ahlak ve irfan mektebi olduğunun en güzel göstergesiydi.

Böylesine örnek davranışlarla dolu bir camianın mensubu olmak, bana büyük bir iftihar vesilesi oluyor.

Dama benim iyikim.

Şanlıurfa, Gaziantep, Muş, Diyarbakır, Adana, Bingöl, İzmir ve Batman gibi illerden kalabalık heyetler, diğer şehirlerden bireysel katılımlar ile birleşerek turnuvayı adeta bir bayram havasına çevirdi. Hiçbir aksaklık yaşanmadan, organizasyon komitesinin gayretiyle her şey kusursuz bir şekilde ilerledi.

Komitemiz; Murat Kıray, Mustafa Öcal, Mehmet Şah Yiğit ve bendeniz den oluşuyordu. Herkes görevini büyük bir bilinçle ve titizlikle yerine getirdi. Bilgi işlemde Mustafa Öcal sayesinde en ufak bir aksama olmadı. Turnuva öncesinde Murat Kıray, tüm hazırlıkları eksiksiz tamamladı. Özellikle belirtmeliyim ki, Mehmet Şah Yiğit, bugüne kadar gördüğüm en iyi dama saha hakemliğini yaptı. Otuzbes masayı tereyağından kıl çeker misali idare etti. Ben de teveccüh edilerek karar merciinde görev aldım. Her konuda adalet ve şeffaflığa azami özen gösterdim. Çok şükür, kimseyi kırmadan, üzmeden, incitmeden bu güzel organizasyonu tamamladık.

Turnuvanın neticelerine gelince:

1. Hasan Yoğurt (Batman)

2. Ömer Başoğlu (Gaziantep)

3. Metin Baran (Diyarbakır)

4. Mehmet Sadaka (Mardin)

5. Hüseyin Yaşamalı (Gaziantep)

Dereceye giren, giremeyen, gelerek ortamı şenlendiren herkese dama camiası adına ayrı ayrı teşekkür ederim. Güçlü oyunlarıyla turnuvaya damga vuran, dereceyi kıl payı kaçıran Muş’tan Bilal Arıkboğa ve Diyarbakır’dan Nesim Yavuz, turnuva boyunca rakiplerine zor anlar yaşatsa da yüzlerinde daimi bir gülümsemeye sebep olan Ahmet Tokmak, samimiyetiyle huzur veren Hasip Atan, İrfan Coşar, Cihan Kılıçaslan, gerçek bir takım kaptanı olan İsmet Koç ve daha nice güzel dama dostumuz… Hepinize şükran borçluyuz.

Dostlukla, samimiyetle, paylaşma duygusuyla yoğrulan bu turnuvada bir kez daha anladık ki, dama sadece bir oyun değil, aynı zamanda bir kültür köprüsüdür. İnşallah bir dahaki turnuvada bu yıl çeşitli sebeplerle aramızda olamayan dostlarımız da bizlerle birlikte olur ve daha büyük bir şölene hep birlikte imza atarız.

Mardin’den sizlere daha anlatacak çok şeyim var. Ama şimdilik bu kadarla iktifa edeyim. Daha sonraki yazılarımda hem bu kadim şehrin hem de dama geleneğinin daha derinliklerine inmeyi ümit ediyorum.

Bu hafta sorular Mardin Turnuvasından üçüncü oyunun sahibini maalesef hatırlayamadım kendisini hatırlatırsa haftaya paylaşırım.

Şimdi kalın sağlıcakla.

Sonraki Haber