6 kıta, 25 ülkeden 40 temsilci: Yeni uluslararası düzeni biz kuracağız

Vatan Partisi öncülüğünde önceki gün yapılan “Yeni Uluslararası Düzen” sempozyumuna “Asya Çağı” damgasını vurdu. Çin'den Filistin'e, Rusya'dan İran'a bütün katılımcılar, ABD hegemonyasının çöktüğünü, tek kutuplu düzenin kazanma şansı olmadığını vurguladı.

Sempozyuma Türkiye’den Vatan Partisi lideri Dr. Doğu Perinçek, Çin’den Çin Komünist Partisi Merkez Komite üyesi Dr. Zheng Dongchao, Rusya’dan Avrasyacılığın simge ismi Aleksandr Dugin, Pakistan’dan senatör Mushahid Hussain Sayed gibi önemli politikacılar ve uzmanlar katıldı.

‘TEK KUTUPLU DÜZENİN KAZANMA ŞANSI YOK’

Rus stratejist ve Uluslararası Avrasyacılık Hareketi’nin Başkanı Aleksandr Dugin “Tek kutuplu sistem ve onun oluşturduğu yapı, medeniyet çöküyor” dedi. Dugin’in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

“Trump'ın başkanlığı tek kutuplu dünyanın bittiğinin bir manifestosudur. Biden ise Atlantikçi, tek kutuplu dünyanın kölesidir. Çok kutuplu dünyada birden çok paydaş vardır ve herkes kazanacaktır. Tek kutuplu dünyada ise barış imkânsızdır ve Amerika da şimdi savaşa gidiyor. Tek kutuplu dünya düzeni, vurucu güçlerini kaybediyor. Ve tek kutuplu düzen, milletler arasında barış istemiyor. Ancak ben hâlâ belli bir gücü olmasına karşın, tek kutupluluğun kazanabileceğini düşünmüyorum. Ülkelerimizin arasında belli başlı sorunlar olabilir ancak ortak paydamız her an gelişen çok kutuplu dünya düzeni.

“Tek kutupluluğun kazanmasının şansı yok. Tek kutuplu düzeni savunanların kendilerine yeni köleler bulmasının da şansı yok. Ne Rusya Ne Çin Ne Türkiye ne İran ne de büyüyen başka bir medeniyet. Hükümetlerimiz arasında düşünsel olarak farklar olabilir ancak bizler çok kutuplu dünya seçeneğini güçlendirmek durumundayız. Savaşlardan kaçınmak için bunu yapmak durumundayız. Tek kutupluluğun bitmesi dünyaya bir denge getirecektir. Çünkü tek kutuplu dünya gerçek bir liberal diktatörlüktür. Ortak düşmana karşı Rus, Türk, Çinli, İranlı demeden birleşmeliyiz. Bizler barışı kazanmak durumundayız.”

‘SURİYE, AVRASYA İÇİN DİRENİYOR’

Suriye’den Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Bessam Abu Abdullah “ Suriye’nin Avrasya için direndiğini” ifade etti ve şunları vurguladı:

“Benim konuşmam ABD hegemonyası ile mücadelede Suriye’nin tecrübesini aktarmak üzerine olacak. Suriye halkına ve Suriye devletine karşı verilen savaş 10 yıldan fazladır sürüyor. Burada iki çok önemli soru var. Bu savaş neden 10 yıldan fazladır sürüyor? Ben bu savaşı Yeni Uluslararası Düzeni için bir dönüm noktası olarak görüyorum. Çünkü pek çok kişi bu savaşı 10 yıldır izliyor, ama kimse Suriye’de ne olduğunu bilmiyor. Suriye’nin Fransa kolonisi olmaktan bağımsız bir devlet olmaya geçmesinden 75 yıl sonra, bölgenin Lübnan, Suriye, İsrail gibi farklı ülkelere bölünmesinden 100 yıl sonra, Suriye halkı yine kendi bağımsızlıkları için savaşıyor.

ABD’deki entelektüeller, Büyük Ortadoğu Projesinden bahsediyorlardı, şimdi onu revize ettiler ve Yeni Ortadoğu projesi diyorlar. Bu projenin amacı, Müslüman Kardeşlerin Arap devletlerini kontrol etmesini sağlamak. Proje Tunus, Libya, Mısır ve Mısır’da başarılı oldu. Ana hedef Suriye’ydi. ABD, neoliberal sistemle ekonomileri buluşturmak ve Rusya, Çin ve İran’ı bölgeden atmak istiyor.

“10 yıldır süren savaşta, Suriye halkının ve Suriye ordusunun mücadelesi çok güçlü oldu. Eğer Suriye’ye karşı olan proje başarılı olsaydı, bölge ABD ve neoliberal sistemin kontrolüne girerdi. İçerisinde Türkiye ve Suriye’nin de bulunduğu bölge ülkelerini, kaynaklarını kontrol edebilmek için etnik ve dinsel farklılıklara göre bölmek istediler ve tüm kontrolün onlarda olması için yeni siyasi rejimler kurmak istediler.

“2015’te savaşa Rusya’nın dâhil olması Yeni Uluslararası Düzeni’nin ilk işaretiydi. Batı medyası, bunun bir iç savaş olduğunu göstermeye çalışıyor, ama değil. Bunun bir özgürlük, demokrasi ve insan hakları savaş olduğunu göstermeye çalışıyorlar, ama değil. ABD tarihine baktığımızda görüyoruz ki dünyadaki çatışmaların %82’sinden fazlasında ABD taraf ya da arkasında ABD var. Latin Amerika’daki, Afrika’daki, Vietnam’daki, Filistin’deki savaşlar, Yugoslavya’nın bölünmesi ve Türkiye’ye yönelik kışkırtmaların hepsinde ABD’nin parmağı var. Bölgede Rusya’nın söz hakkının artması, Çin’in Kuşak ve Yol Projesinin büyümesi ve Çin’in kendi çıkarlarını korumak ve uluslararası oyuna dâhil olmak için daha agresif davranması, İran’ın bölgedeki rolünün büyümesinin yanında El-Kaide IŞID gibi örgütler dahil olmak Amerikan maşalarını bitirebiliriz. Bu, ABD emperyalizme karşı mücadelede yeni bir birlikteliğin işaretidir.

“Suriye’nin, mücadele eden tüm ülkelere bir model oluşturduğunu düşünüyorum. Ve Yeni Uluslararası Düzeni hayalimiz, artık bir hayal değil. Çin, Rusya, İran, Türkiye’deki partilerle ve Latin Amerika ile çalışmalıyız.”

‘VENEZUELA DA AVRASYA’DADIR!’

Sempozyuma “Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti’nin ABD Karşısındaki Jeopolitiği” adlı bir sunum ile katılan Micaela Ovelar ise şu önemli açıklamalarda bulundu:

“Ülkem Venezuela, Amerikan üsleri tarafından kuşatılmış durumdadır. Bizler Amerikan emperyalizmine karşı çok kutuplu bir dünya içerisinde birleşik Bolivarcı bir Latin Amerika'yı savunuyoruz. Venezuela bir Avrasya ülkesidir. Çünkü Avrasya bir coğrafi terim değildir. Latin Amerika'nın da parçası olduğu çok kutuplu ve çok merkezi dünyadır. Venezuela da paylaşarak gelişen çok kutuplu ve çok merkezli bir dünyanın parçasıdır.”

‘YENİ DEVRİM ÇAĞINDA GENÇLİĞİN GELECEĞİ’

Sempozyumda Türkiye, Bangladeş, Filistin, Rusya, ABD ve Arjantin’den gençler, gençliğin geleceğini ve ABD hegemonyasının gerilemesi için gençlik mücadelesini konuştular. Türkiye’den Vatan Partisi Öncü Gençlik Uluslararası İlişkiler Bürosu Başkanı Işıkgün Akfırat, konuşmasına Mevlana’nın “Yeni Şeyler” şiirinden “Dünle ilgili her şey dün ile gitti / Bugün yeni şeyler söylemek gerekiyor.” mısraları ile başladı. Aynı zamanda Dünya Anti-Emperyalist Gençlik Birliği’nin Genel Sekreterliğini de yürüten Akfırat konuşmasında şunları dile getirdi:

“Hepimiz ABD hegemonyasının yenilgisinden, Dolar hakimiyetinin çöküşünden ve çok kutuplu bir dünyanın yükselişinden bahsediyoruz. Başkanımız Dr. DoğuPerinçek'in konuşmasında belirttiği gibi, yeni bir devrim döneminin eşiğindeyiz. Ulusal Demokratik Devrimlerin ve Sosyalizme Açılmanın üçüncü dalgası olarak düşünülebilir. Ancak bu yeni dönemin öncekilerden önemli bir farkı var. Bu yeni devrim iklimi, emperyalist zincirin bağlarını ülke bazında tek tek kırmakla kalmayacak, aynı zamanda yepyeni bir uluslararası düzene yol açacaktır.

Bir avuç emperyalist devlet, dünyanın geri kalanını sömürmektedir. ABD emperyalizmi ve onun müttefiklerinin karşısında koca bir dünya vardır. Ezilen uluslar dünyanın geri kalanıdır. Latin Amerika'dan Afrika'ya, Balkanlar'dan Kafkasya'ya ve tüm Asya'ya insanlığın çoğunluğunu ezilen uluslar oluşturuyor. Büyük şairimiz Nazım Hikmet'in dediği gibi, “büyük insanlık” tır.

Çağımızın baş çelişkisi hala emperyalizmdir. Bu nedenle emperyalizm gerçeğine göre konumlanmayan tüm hareketler, dünya çapındaki sömürü sistemi içinde kendilerine yer bulacaklardır. Bu nedenle, sosyalist olmadan anti-emperyalist olunabilir. Ancak anti-emperyalist olmadan ilerici olunamaz. Emperyalizme karşı duruş, tüm siyasi örgütler için turnusol kâğıdıdır.”

Sonraki Haber