9 Ağustos 2025 Dama çözümleri
Türk Daması Federasyonu Eski Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Türk Daması Derneği Eski Başkanı Ahmet Murat Çelik'in hazırladığı Dama Köşesi her cumartesi Aydınlık Gazetesi'nde, yanıtlar Aydinlik.com.tr'de...
BİZ SAHİP ÇIKAMAZSAK NE OLACAK?
Daha önce defalarca dile getirdim: Türk Daması, neredeyse son nefesini verirken, Bursa Mustafakemalpaşa’dan sihirli bir kapı açıldı. O kapıdan içeriye giren taze hava sayesinde, havasız kalmış bu kadim kültür yeniden soluk almaya başladı. Evet, o hareket o gün için harika bir başlangıçtı, umut vericiydi. Ancak zamanla, camiamızda tuhaf bir alışkanlık hâline geldi:
“Belediyeler bize sahip çıksın, organizasyonlar yapsın, ödüller versin, yemekler ve yatacak yer verip, misafir ağırlasın…”
Peki ya biz ne yapıyoruz?
Açık konuşmak gerekirse, camiamızın büyük çoğunluğu sadece dama oynamakla meşgul. Oyunun kendisi dışında pek az şeyle ilgileniyoruz. Diğer kurumları harekete geçirmek, yeni nesillere ulaşmak, kültürü taşıyacak sağlam bir yapı kurmak için kaç kişi elini taşın altına koyuyor?
Camiamızın içerisindeki maddi imkânı olanlar ne kadar sorumluluk alıyor? Bizler onları bu sürece dahil edebildik mi?
Bu soruların cevaplarını sadece ben değil, hepimiz verelim.
Bakın sevgili dostlar, üstelik bugün, belediyeler de artık bu tür organizasyonların maddi yükünü omuzlamak istemiyor ki bu da cabası.
Giderek desteğin azaldığı bir döneme girmiş durumdayız.
Ve şunu tüm açıklığıyla ifade etmek zorundayım:
Bu kültüre sahip çıkmak için belki de son virajdayız.
Bunun parayla pulla maddiyatla izah edilecek yanı yok.
Kültürümüze adını vermiş bir oyun olan Türk Daması’na, ironik şekilde en çok sahip çıkan ülkeler şu an Arap coğrafyasından çıkıyor.
Kuveyt, Irak, İran, Lübnan… Bu ülkeler genç sporcular yetiştiriyor, sistemli çalışmalar yapıyor, organizasyonlarla kültürü ayakta tutuyor.
Özellikle Kuveyt’te Jasem Alali’nin öncülüğünde yapılan çalışmalar, hayranlık verici bir ivme kazanmış durumda.
Gençlerin damaya yönlendirilmesi ve sürdürülebilir bir yapı kurulması, bizde ise hâlâ konuşma aşamasında.
Bu tablo, bana hem gurur hem hüzün veriyor.
Gurur, çünkü Türk Daması dünya sahnesine taşınıyor.
Hüzün, çünkü biz kendi elimizdekine yeterince sahip çıkamıyoruz.
Bugün damayı yaşatmak için büyük özveriyle çalışan birkaç gönüllüyü de küstürürsek, geriye dönüp baktığımızda elimizde ne kalacak?
Onların da bir noktada “Başlarım damasına da, mirasına da” dememesi için hep birlikte sorumluluk almaya mecburuz.
Cidden net bir şekilde uyarıyorum.
Ya kahvehane köşelerinde yok olup gidişini izleriz...
Ya da Mustafakemalpaşa başta olmak üzere, bu kültüre gönül verenlerin yanında biz de dimdik durur, mirasımızı ayakta tutarız.
Karar bizim.
Bu haftanın soruları, camiamızda herkesin sevdiği, İstanbul’un en renkli dama ustalarından İrfan Durak tarafından hazırlandı.