Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan: FETÖ'nün talebinin hayata geçirilmesi acı

Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, 'çoklu baro' teklifiyle ilgili Aydınlık'a çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, şunları söyledi:

"Türkiye’deki 80 baronun tamamı ve çatı örgütümüz Türkiye Barolar Birliği, çoklu baro sistemine karşı. Çoklu baroyu getirmekteki amacın ne olduğunu da anlayabilmiş değiliz. Neden böyle bir ihtiyaç olduğu ortaya konulmuyor. Baroların tamamının karşı olduğu bir düzenlemede ısrarcı olunması, artık bunun bir ihtiyaçtan kaynaklandığı iddiasını tamamen boşa çıkarıp bir tahakküme dönüştüğünü ortaya koyuyor. Bunun bir FETÖ projesi olduğunun ısrarla altını çizdik. Bu, ilk defa gündeme gelen bir konu değil. 2011'de de, 2014'te de gündeme geldi. FETÖ’nün yargı içerisinde çok ciddi anlamda örgütlendiği bir dönemde ve özellikle HSK'nın 2010 referandumu ile yapısı değiştirildikten sonra iddia makamı ve karar mekanizmasının büyük ölçüde ele geçirildiği, bağımsızlığını yitirildiği noktada tek bir ayak kalmıştı, o da savunma makamıydı. Onun da bağımsızlığını yitirmesi için o dönemde çoklu baro önerisini getirmişlerdi. Acı olan, FETÖ'nün bu ülkeye yaşattıklarından sonra halen onların bakış açısıyla savunmanın bağımsızlığını yitirmesi için çoklu baronun aynı yöntemler kullanılarak hayata geçirilmek istenmesi."

'KONTROLSÜZ YAPILARI ORTAYA ÇIKARIR'

Ankara Barosu önceki başkanlarından Sema Aksoy da bir ilde birden fazla baro kurulmasının, avukatlık mesleğinin birliğini bozacağını ve yeni kutuplaşmalara meydan vereceğini, bu sistemin kabul edilemez olduğunu söyledi. Getirilmek istenen sistemin avukatlar arasında da dayanışma ve birlik ruhunu yok edeceğini belirten Aksoy, şunları söyledi:

"Tek adrese bağlı olan avukatların gurur kaynağı olan baroları ortadan kaldırmak dağınık, kontrolsüz ve disiplinsiz yapıları ortaya çıkaracaktır ki bundan en büyük zararı gören de yargı olacaktır. Dolayısıyla devletin temeli olan adalet zarar görecektir. Bazı baroların temsilde adaletin sağlanması noktasında yaptıkları eleştirilerin, baroların yönetim kurulları yanında her gruptan temsilcilerin de yer alacağı güçlü baro meclisi ile çözüleceği kanaatindeyim. Barolar avukatın, vatandaşın, hukukun, yargının, adaletin ve demokratik, laik, sosyal hukuk devleti rejiminin güvencesidir. Dokunmayın. Yıkarsanız herkes altında kalır. Çünkü yargı hepimizin başını soktuğu evimizin çatısıdır. Bağımsız yargının güvencesi de bağımsız ve tarafsız barolardır."

Sonraki Haber