Bakanlık’tan Eğitim Sen’in ‘mor boyalı’ LGBT propagandasına engel
Eğitim Sen'in okullarda toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında LGBT propagandası yapma çağrısına eğitimciler tepki göstermişti. Milli Eğitim Bakanlığı da bu çağrının ardından 'Yetkili mercilerce belirlenmemiş içeriklerin derslerde anlatılması durumunda adli ve idari işlemler başlatılacaktır.' dedi.
Eğitim Sen, eğitim materyallerinin, toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun değiştirilmesi, toplumsal cinsiyetin zorunlu ders olarak okutulması talebiyle yaptığı eylem çağrısında bulunmuştu. Eğitim Sen, çağrısında “10 Mart’ta tahtaları mora boyuyor, bir ders saatinde toplumsal cinsiyet eşitliği dersi yapıyoruz” diyerek eylemin ‘büyüterek’ sürdürüleceği açıklanmıştı.
Toplumsal cinsiyet kavramının arkasına LGBT propagandası saklayan Eğitim Sen'e ilk tepki, Eğitim-İş Sendikası’nda örgütlü Hepimizin Sendikası Grubu'ndan geldi. ‘Bu çirkin eyleme müsaade etmeyin’ diyerek Milli Eğitim Bakanlığı'na seslendi, konuyu kamuoyunun gündemine getirdi.
'YAPILAN SENDİKAL BİR HAK DEĞİLDİR'
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı bir etkinlikte Eğitim-Sen'in çağrısı hakkında konuştu. Bakan Tekin, konuyu ilgili yargı mercilerine şikayet ederek ve konu hakkında gerekli işlemleri yürüteceklerini söyleyerek "Yapılan anayasaya aykırıdır. Yapılan sendikal bir hak değildir. Adli ve idari işlemleri yapacağız." ifadelerini kullandı.
Bakan Yusuf Tekin şunları kaydetti:
"Yarıyıl tatiline girdiğimiz haftada iki sendika bu anlamda 'sendikalı özgürlükler' başlığı altında olduğunu iddia ettikleri bir eylem yaptılar. Çocuklarımızın eğitim öğretim görme hakkını elinden aldılar ve bir gün okula gitmediler. Bu sendikal özgürlüklerle açıklanabilecek bir durum değil. Sendikal özgürlüklerinizi kullanırken bir başkasının, yani çocuklarımızın, evlatlarımızın eğitim öğretim hakkını engelleyici nitelikte kullanmamak gerekir.
'DAHA ÖNCE DE UYARMIŞTIM'
"Kendilerini o gün uyarmıştım. 'Bu konular devam ettiği taktirde, biz Bakanlık olarak gerekli işlemleri yapacağız. Hukuki, adli ve idari açıdan süreçleri yürüteceğiz' demiştim. Bugün toplumsal anlamda infial uyandırabilecek, toplumun temel referans değerleri ile asla örtüşmeyen eylemlerin içerisine girdi bu sendikalardan bir tanesi.
"Bu, Anayasa'mızda güvence altına alınan, Türk toplumunun temel dinamiğinin aile olduğu ilkesi, temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasına ilişkin ilkesi, Anayasa'mızda güvence altına alınan eğitim öğretim hakkının kullanılmasına ilişkin ilke ile ailenin korunmasına ilişkin ilkelerle ve sendikal özgürlüklerle asla bağdaşmayacak bir biçimde kullanılmaktadır.
'MEVZUATA AYKIRI DAVRANMAYI İLKE EDİNMİŞLER'
"Bu şekilde davranan kişiler, Anayasa'mıza, Milli Eğitim Temel Kanunu ve diğer kanunlarımız olmak üzere bütün mevzuata ısrarla aykırı davranmayı kendilerine ilke edinmiş durumdalar. Bunu yaparken sendikal özgürlüklerin veya sendikal örgütlenme hakkının toplumdaki algısını olumsuz etkileyecek eylemler içerisine girdikleri de açık."
MEB HAREKETE GEÇTİ
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Eğitim Sen'in çağrısına karşı yazılı açıklama yayımladı. MEB'den yapılan açıklamada, "Sendikal özgürlüklerin kullanıldığı iddiasıyla anayasaya, yasalara ve toplumsal değerlere aykırı davranışlarda bulunan açıklamalara asla müsamaha gösterilmeyecek, gerekli adli ve idari süreçler yürütülecektir." ifadeleri kullanıldı.
Bakanlığın açıklaması şöyle:
"Bir eğitim sendikasının, 10 Mart 2025 tarihinde (bugün) okullarımızda, "Bakanlığımızca hazırlanan müfredat dışında belirlenen konularda ders işleneceği ve dersliklerdeki tahtaların farklı renklere boyanacağı" yönündeki beyanına ilişkin aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görülmüştür.
"Bütün demokratik hukuk devletlerinde olduğu gibi ülkemizde de temel hak ve hürriyetlerin kullanılması konusunda anayasal güvenceler getirilmiştir. Bu minvalde anayasamızın güvence altına aldığı özgürlüklerden biri de sendikal faaliyet özgürlüğüdür.
'AİLE HAYATINI KORUMA'
"Öte yandan insan haklarının korunmasına ilişkin bütün uluslararası metinlerde temel hak ve hürriyetler kullanılırken 'başkalarının özgürlüklerini ihlal etmemesi gerektiği', ortak kabul görmüş bir ifadedir.
"Bu açıklamalar ışığında sendikal hakların kullanılmasında;
- Anayasamızın 12. maddesindeki 'Temel hak ve hürriyetler; kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.',
- Ailenin ve Çocukların Korunması başlıklı 41. maddesindeki 'Aile, Türk toplumunun temelidir.',
- Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi başlıklı 42. maddesindeki 'Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.',
- Sendika Kurma Hakkı başlıklı 51. maddesindeki bu hakkın kullanılmasının 'millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlak ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle' sınırlandırılabileceği,
"ilkeleri başta olmak üzere Millî Eğitim Temel Kanunu ile aile hayatını koruma altına alan bütün yasal düzenlemeler göz önünde bulundurulmalıdır.
'MÜFREDAT DIŞI BİR KONU DERS İÇERİĞİ OLAMAZ'
"Eğitim öğretim kurumlarımızda, ilgili mevzuatımızla çerçevesi belirlenerek Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızca onaylanan müfredat dışında herhangi bir konunun ders içeriği olarak belirlenmesi veya okutulması mümkün değildir.
"Gerek sendika yetkilileri gerekse okullarımızda görev yapan öğretmenlerimiz, anayasamız başta olmak üzere kanunlarımızla kendilerine verilen yetki ve görevler çerçevesinde hareket etmekle yükümlüdür.
"Sendikal haklar, örgütlenme özgürlüğü ve toplu pazarlık hakkını içermekte olup kamu hizmetlerinin nasıl yürütüleceğinin çerçevesini ise mevzuat belirlemektedir. Ulusal ve uluslararası normlarda sendikal hakların kullanımı, kamu hizmetlerini keyfi biçimde yürütmek anlamına gelmemektedir.
'SENDİKAL ÖZGÜRLÜK ADI ALTINDA İLLEGAL FAALİYETLER'
"Sendikal hürriyet iddiasıyla yürütülen ötekileştirici, ayrıştırıcı, kamplaştırıcı ve illegal faaliyetlerin "sendikal özgürlük" kavramını dejenere ettiği ve özüne zarar verdiği de açıktır.
"Tüm bu açıklamalar ışığında, sendikal özgürlüklerin kullanıldığı iddiasıyla anayasaya, yasalara ve toplumsal değerlere aykırı davranışlarda bulunarak sendikal faaliyetlerin özüne zarar veren kişi ve kurumların eylem ve açıklamalarına asla müsamaha gösterilmeyecek, gerekli adli ve idari süreçler yürütülecektir.
"Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
İSTANBUL VALİSİ DE AÇIKLAMA YAPTI
İstanbul Valisi Davut Gül de sosyal medya hesabından konuyla ilgili açıklama yaptı. Davut Gül de açıklamasında 'adli ve idari işlem başlatılacak' mesajı verdi.
Gül'ün açıklaması şöyle:
"Öğretmenlerimizin derslerde işleyecekleri konular, ilgili mevzuat ve müfredat çerçevesinde belirlenmiştir. Kamu görevlileri, kendilerine verilen görev ve yetkiler doğrultusunda hareket etmekle yükümlüdür.
"Bu kapsamda, müfredatta yer almayan herhangi bir konunun derslerde işlenmesi mümkün değildir. Yetkili mercilerce belirlenmemiş içeriklerin derslerde anlatılması, mevzuata aykırılık teşkil edecek olup, bu tür durumlarla ilgili adli ve idari işlemler başlatılacaktır."
‘TÜRKİYE SAHİPSİZ DEĞİL’
Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, Eğitim Sen'in okullarda ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ dersi adı altında LGBT propagandası yapma girişiminin bertaraf olduğunu belirtti.
Bursalı yaptığı açıklamada, şunları belirtti:
“İlk andan itibaren Devlet yetkililerini ve toplumumuzu uyaran Hepimizin Sendikası grubunu ve ardından bu derslerin söz konusu olamayacağına dair tavırlarını açıklayan Milli Eğitim Bakanlığı'nı, İstanbul Valiliğimizi kutluyoruz. Okullarımıza LGBT'yi sokamayacaksınız.
“İnsanı kendi bedenine, cinsiyetine, toplumuna, ailesine ve milli-devrimci bütün değerlerine karşı yabancılaştırmak için üretilen bu ideolojiyi evlatlarımıza dayatamazsınız.
“Hiçbir öğretmenimiz de bu girişimi kabul etmez. Türkiye sahipsiz değil.”