Barolar dinlendi: MHP’den tepki Kurtulmuş’tan uyarı
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu altıncı toplantısında barolar dinleniyor. MHP’nin komisyondaki temsilcisi Feti Yıldız'dan tepki; Numan Kurtulmuş'tan uyarı...
Terör örgütü PKK’nın silah bırakma ve fesih sürecinin hukuki alt yapısını çalışmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun altıncı toplantısı yapıldı. Dün TBMM Tören Salonunda gerçekleşen toplantıda üyelere söz verilmeyerek davetlilerin dinlenmesine devam edildi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un açılış konuşmasından sonra Türkiye Barolar Birliği (TBB), Ankara 2 Nolu Barosu, Bingöl Barosu, Diyarbakır Barosu, Hatay Barosu, İstanbul 2 Nolu Barosu, Malatya Barosu, Mardin Barosu, Mersin Barosu, Sivas Barosu ve Van Barosu görüşlerini paylaştı.
Baroların konuya ilişkin önerilerinin henüz ayrıntılı olmadığı görülürken MHP’nin komisyondaki temsilcisi Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız sunumlar sırasında sosyal medya hesabından tepki gösterdi. Kurtulmuş da araya giderken “Sizlerden daha somut ve detaylı teklifler istirham ediyoruz.” dedi.
TOPLUMSAL RIZANIN ARTTIRILMASI
TBMM Başkanı Kurtulmuş, sürece toplumsal desteğin arttırılması için komisyonun çalışmalarının belirleyici olduğunu söyledi. Kurtulmuş önceki toplantılarda dinlenen isimlerin ‘Artık toprağa evlatlarımızı değil silahlarımızı gömelim’ ifadeleriyle ortak bir bakış açısına sahip olduklarını öne sürdü ve şunları aktardı:
“Bazı yasal alt yapı adımlarının gerçekleştirilmesi kaçınılmazdır. Bu çevrçede baroların önerilerinin önemli olacağını düşünüyorum. Komisyonun amacı toplumsal rızanın arttırılmasıdır. Üyelere ve bileşenlere büyük sorumluluk düşüyor.”
Kurtulmuş’un ardından TBB Başkanı Erinç Sağkan’a söz verildi.
TBB: ‘ÖNCE ANAYASAYA UYULMALI’
Erinç Sağkan, milli birlik ve beraberliğin sağlanmasının ön koşulu olarak anasayadaki asgari teminatların uygulanması gerektiğini savundu. CHP’li belediyelere yönelik soruşturma ve tutuklamaların üzerinde durdu. Yargının bağımsız olmadığını öne süren Sağkan’ın şu ifadeleri dikkat çekti:
“Geçiş dönemi kanunu kapsamında adı af olmayan ama sonuçları itibariyle af niteliği taşıyan örtülü af biçimleri sağlıklı değildir. Anayasa mahkemesi de bu tür tutumlara mesafelidir. Gerekli düzenlemelerin nitelikli çoğunlukla yapılması gerekir. Keyfi olarak uygulanmayacak, toplumsal barışa katkı sağlayacak şekilde olmalıdır. Düzenlemelerde barış, geçiş dönemi adaleti ve toplumsal uzlaşı şartları yer almalıdır.”
‘SÜREÇ BU SINIRLARIN DIŞINA ÇIKAMAZ’
Sağkan’ın ardından baroların konuşmalarına geçildi. Ankara 2 Nolu Baro Başkanı Gökhan Ağdemir, anayasal çerçevenin ve buradaki devlet niteliklerinin titizlikle korunması gerektiğini belirtti ve şunları kaydetti:
“Anayasası'nın birinci maddesi, Cumhuriyet rejimini güvence altına alır. İkinci maddesi, devletin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu belirtir. Üçüncü maddesi, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, bayrağını, dilini ve milli marşını koruma altına alır. Atmış altıncı maddesi Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin Türk olduğunu düzenler. Bu hükümler, değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Dolayısıyla bu süreçte atılan hiçbir adım, bu sınırların dışına taşınamaz. Anayasamızın temel ilkeleri, hem barışın hem de birlikte yaşamanın teminatıdır.”
‘YENİ ANAYASA ZORUNLULUK’
Bingöl Baro Başkanı Yusuf Ketenalp, eşit vatandaşlık vurgusu yaptı. “Ben burada tek anadili Zazaca olan başkan olarak dilimin yok olmasını istemiyorum. Kürtçe ve Zazacanın kamusal alanda kullanımı teşvik edilmelidir.” dedi.
Diyarakır Baro Başkanı Abdülkadir Güleç, “Devlet Kürtçeyle barışmalıdır.” diye başladı. Yerel yönetim özerklik şartı çekincesinin kaldırılmasını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmasını talep eden Güleç şöyle bitirdi: “Seçim, infaz ve terörle mücadele kanunlarından yeni düzenlemeler yapılmalı. 1921 Anayasası’ndaki gibi ademi merkeziyetçiliğin önü açılmalı. Yeni anayasa toplumsal bir zorunluluktır.”
Hatay Baro Başkanı Hatay Tut, ilk dört maddenin korunmasına işaret etti. İstanbul 2 Nolu Baro Başkanı Yasin Şamlı ise sürecin emperyalizme bir başkaldırı olduğunu belirterek milletin adının ‘İslam milleti’ olduğunu iddia etti.
‘MESELEYİ TAM OLARAK ANLAMIYORLAR’
MHP’nin komisyondaki temsilcisi Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız sunumlar sırasında sosyal medya hesabından baroları şöyle eleştirdi:
“Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na davet ederek dinlediğimiz bazı kurumların meseleyi tam olarak anlamadığı görülmektedir. Bu sürecin temel amacı, terör örgütü PKK’nın tüm uzantılarıyla birlikte,ön koşulsuz ve kalıcı biçimde silah bırakmasının sağlanması; Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında terörün tüm boyutlarıyla sona erdirilmesi ve milli birliğin daha da sağlam temeller üzerine inşa edilmesidir. Aynı zamanda; Türk milletinin müşterek vicdanında karşılık bulan barış, kardeşlik, güvenlik ve refah temelinde şiddetten arındırılmış bir gelecek inşa edilmesi hedeflenmiştir.”