Batı’dan Moldava’ya Ukrayna usulü müdahale

Moldova’da muhalefete yönelik yasaklarla girilen seçimleri AB yanlıları kazandı.

Moldova'da yapılan milletvekili seçiminin kesin olmayan sonuçlarına göre Cumhurbaşkanı Maya Sandu'nun partisi dahil üç parti ile iki blok parlamentoya girdi.

Seçimlerin ardından muhalefet kanadından ciddi itirazlar geldi. Muhalefetin önemli aktörlerinden olan "Pobeda" (Zafer) bloğunun lideri Ilan Shor, seçimlerin meşru olmadığını belirterek sonuçları tanımayacaklarını ve tüm sonuçlara itiraz edeceklerini açıkladı.

‘SEÇİM DEĞİL ATAMA’

Shor yaptığı açıklamada, “Dün seçim değil, atama yapıldı.” diyerek seçim sürecinin demokratik olmadığını belirtti. Pek çok muhalif partinin seçimlere katılamadığını, bazı adaylıkların iptal edildiğini ve bu durumun halkın gerçek iradesini yansıtmadığını söyledi. Ayrıca, muhalefetin hem ulusal hem de uluslararası mercilere başvurarak hukuki süreç başlatacağını ifade etti.

Pobeda bloğu, halkı önümüzdeki günlerde düzenlenecek olası protesto eylemlerine çağırmaya devam edeceğini de duyurdu. Ilan Shor ayrıca, seçmenlerin yaklaşık yüzde 20’sinin korkutularak sandığa gitmesinin engellendiğini kaydetti.

İKTİDAR PARTİSİ DÜŞÜŞTE

Oyların yüzde 100’ünün sayılmasının ardından açıklanan ön sonuçlara göre iktidardaki “Eylem ve Dayanışma Partisi” oyların yüzde 44,13’ünü aldı. Muhalefet bloğu toplamda yüzde 49,54 oy alarak iktidarın önüne geçti.

Muhalefet partilerinin aldığı oy oranları şöyle oldu:

Vatansever Blok: Yüzde 28,25

Alternatif Blok: Yüzde 9,22

Bizim Partimiz: Yüzde 6,35

Demokrasi Yurtta Partisi: Yüzde 5,72

Moldova Merkez Seçim Komisyonu (CEC), seçim sürecinde 236 ihlal tespit edildiğini duyurdu. Ancak gözlemciler bu sayının çok daha yüksek olduğunu, 600 civarında ihlal kaydettiklerini bildirdi. Seçimlere katılım oranı ise yüzde 52,2 olarak açıklandı.

MUHALEFETE BASKI

Seçimlerin, muhalefet üzerinde artan baskıların gölgesinde yapıldığı bildirildi. Muhalif siyasetçiler hakkında çok sayıda ceza davası açıldı, bazı isimler Rusya’dan dönüşlerinde havaalanında gözaltına alındı.

En dikkat çekici olaylardan biri, Gagavuzya Başkanı Yevgeniya Gutul’un 7 yıl hapse mahkûm edilmesiydi. Muhalefet, iktidarın bu tür yargı kararlarını, rakiplerini saf dışı bırakmak için kullandığını belirtiyor.

Seçime toplamda 14 parti, 4 blok ve 4 bağımsız aday katıldı. Ancak seçim öncesinde bazı muhalif partiler yarış dışı bırakıldı. Özellikle Eski Gagavuzya Başkanı Irina Vlah’ın “Moldova’nın Kalbi Partisi”, 12 ay süreyle yasaklandı. Aynı gün, eski yolsuzlukla mücadele savcısı Viktoria Furtuna’nın “Büyük Moldova Partisi” de seçimlerden men edildi. Bu gelişmeler, seçim sürecinin adil ve demokratik olup olmadığı konusunda ciddi tartışmalara yol açtı.

Ayrıca hükûmet, "yolsuzlukla mücadele" bahanesiyle özel servislerin yetkilerini genişletmeye çalışmakla suçlanıyor. Muhalefetin sesini duyurduğu pek çok medya organı kapatıldı. Kapatılanlar arasında Komsomolskaya Pravda, Argumenty i Fakty, Lenta.ru, Sputnik Moldova'nın internet sitesi ve Telegram kanalı gibi Rusya merkezli medya kuruluşları da bulunuyor.

RUSYA’YA SADECE İKİ SANDIK

Seçimler için ülkede 2 bin 200'den fazla merkez açılırken, yurt dışında 301 seçim merkezi kuruldu. Ancak bu merkezlerin dağılımı tartışma yarattı. Dünyada en fazla Moldova nüfusuna sagip olan Rusya'da sadece iki tane sandık merkezi kuruldu. Transdinyester bölgesinde sadece 12 merkez açıldı.

Bu durum, bu bölgelerdeki seçmenlerin çoğunlukla muhalefete oy verme eğiliminde olması nedeniyle, bilinçli bir kısıtlama olarak değerlendirildi. Buna karşılık, Avrupa'da 301 merkez açılarak Avrupa diasporasının katılımı teşvik edildi. İlk sayımlar, iktidar partisinin mutlak çoğunluğu elde edemeyeceğini gösteriyordu. Ancak, bazı Batı ülkelerinde yüzde 85'in üzerinde oy alan iktidar partisi diaspora oylarında etkili oldu. Yurt dışından oylar gelmeye başladıkça, partinin toplam oy sayısı arttı ve sonunda yüzde 50’yi aştı.

ÖNEMLİ İSİMLER İKTİDARA KARŞI YARIŞTI

Seçimdeki en büyük mücadele, Cumhurbaşkanı Maia Sandu’nun desteklediği “Eylem ve Dayanışma Partisi” ile muhalefetin ortak hareket ettiği “Vatansever Blok” arasında yaşandı.

Bu muhalefet bloğu içinde şu siyasi isimler yer alıyor:

- Eski Başbakan Vasile Tarlev’in “Moldova'nın Geleceği Partisi”

- Eski Cumhurbaşkanı Igor Dodon’un “Sosyalist Partisi”

- Eski Cumhurbaşkanı Vladimir Voronin’in “Komünist Partisi”

- Eski Gagavuzya Başkanı Irina Vlah’ın “Moldova’nın Kalbi Partisi”

AVRUPA SEVİNÇLİ

Seçim sonuçları Avrupa’yı sevindirdi. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen sonucu memnuniyetle karşıladı. Pazartesi günü X'te "Seçiminizi açıkça belirttiniz: Avrupa. Demokrasi. Özgürlük." diye yazdı.

Polonya Başbakanı Donald Tusk da Sandu'yu överek "demokrasiyi kurtardığını" iddia etti. Tusk, bu sonucun “Rusya'nın tüm bölgeyi kontrol altına alma girişimlerini durdurduğunu” savunarak “Hepimiz için iyi bir ders." dedi.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy de sosyal medyada yaptığı paylaşımda, "Bu seçimler, Rusya'nın istikrarı bozucu faaliyetlerinin kaybettiğini, Avrupa'daki Moldova'nın ise kazandığını gösterdi." diye yazdı.

Fransız istihbaratından hamle

Pazar günü X hesabında paylaşım yapan Telegram’ın sahibi Pavel Durov, Fransız istihbaratının Moldova seçimlerini etkilemeye çalıştığını açıkladı. Durov, istihbarat servislerinin bir aracı yoluyla kendisiyle iletişime geçtiğini ve Telegram'dan cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce bir dizi Moldovalı kanalının kaldırılmasını istediğini belirtti.

Durov'a göre, Telegram kendi politikalarını açıkça ihlal eden bazı işaretli kanalları sildi. Ancak aracının daha sonra daha rahatsız edici bir mesaj ilettiğini söyledi. Aracı, Fransız istihbarat servisi, daha geniş bir işbirliği karşılığında davasına bakan hakime "iyi şeyler söylemeyi" teklif etmişti.

Durov, "Bu, birçok açıdan kabul edilemezdi." diye yazdı ve istihbarat servisinin hakime ulaşması halinde bunun yargı sürecine müdahale anlamına geleceğini, ulaşmaması halinde ise yurt dışındaki siyasi gelişmeleri etkilemek için onun yasal gücünü istismar etmek anlamına geleceğini ekledi.

Durov, kısa bir süre sonra Telegram'ın "sorunlu" Moldovalı kanalların ikinci bir listesini aldığını söyledi. İlk gruptan farklı olarak, bu hesapların neredeyse tamamının meşru olduğunu ve Telegram'ın kurallarına tam olarak uyduğunu vurguladı.

Sonraki Haber