Blinken'den Kongre'ye Yunanları üzen mektup: Türkiye uluslararası tanınmış sınırları ihlal etmemektedir

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Türkiye'ye verilecek F-16'ların Ege'de Yunanistan'a karşı kullanılmayacağına dair garanti isteyen Kongre'ye bir mektup göndererek, Türkiye'nin 'uluslararası tanınmış sınırları' ihlal etmediğini belirtti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'ye 40 adet F-16 Blok 70 savaş uçağı ile 79 adet modernizasyon kiti ve çok sayıda mühimmatın satışıyla ilgili resmi bildirimi 26 Ocak'ta Kongre'ye yapmıştı. Aynı gün Bakanlık, Kongre'ye bir Yabancı Askeri Satış (FMS) bildirimi daha yaparak, Yunanistan'a da F-35 satışının önünü açmıştı.

Ancak bu durumdan tatmin olmayan Atina, Kongre'deki Yunan asıllı vekiller ve lobileri aracılığıyla ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'den, Türk F-16'larının Yunanistan'a karşı kullanılmayacağına dair taahhüt içeren bir bildirim daha yapmasını istedi. Bunun üzerine Kongre'ye ikinci bir mektup gönderen Blinken, bu kez Yunan tarafını üzecek ifadelere yer verdi.

10 MİL İDDİASI TANINMIYOR

Blinken'in ikinci mektubunun içeriği ile ilgili ayrıntıları, Yunan newsbreak.gr sitesi yayımladı. “Blinken'in Kongre'ye gönderdiği ikinci mektup, Türkiye'nin Yunan egemenliğine kalıcı olarak meydan okumasını kolaylaştırıyor.” denilen haberde, mektuptaki şu ifadelere dikkat çekildi:

“...Eğer bir NATO müttefiki başka bir müttefikin uluslararası tanınmış sınırları içerisinde tekrarlanan ihlaller gerçekleştirirse, ABD durumu diplomatik yollardan çözmeye çalışacaktır. Eğer durum normal diplomatik kanallar yoluyla çözülemezse, ABD durumu çözmek için ilave siyasi ve ekonomik araçlar kullanacaktır.”

İşte mektupta yer alan “uluslararası tanınmış sınırlar” ifadesi, Yunan basınını rahatsız etti. Bu ifade ile Blinken'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir hediye sunduğunu ileri süren Yunan basını, “Bu belge, Atina FIR'ını ve 10 millik ulusal hava sahasını geçersiz kılıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Haberde, “Blinken'in mektubuna göre, 6 deniz milinin ötesindeki hava sahası (6-10 deniz mili) uluslararası olarak tanınan Yunan egemenliği değildir ve bunun sonucunda Türk F-16'ları ve İHA'ları, adaların 6-10 deniz milinde uçabilir.” denildi.

Dünyada, Yunanistan dışındaki tüm ülkelerin karasuları genişliği ile hava sahası genişliği eşit. Ancak Yunan tarafı, Ege'de 6 mil karasuyu genişliği olmasına rağmen hava sahasının 10 mil olduğunu iddia ediyor. 6-10 mil arasından geçen Türk uçaklarını da “hava sahamı ihlal etti” diyerek taciz ediyor ve bu nedenle it dalaşları yaşanıyor. Ancak Yunan tarafının iddiası, dünyada hiçbir devlet tarafından resmi olarak kabul görmüş değil.

29 ADA YUNANİSTAN'IN DEĞİL

Diğer yandan haberde, Blinken'in son mektubu ile Ege'deki bazı ada, adacık ve kayalıkların da Yunaisntan'a ait olmadığını teyit ettiği belirtiliyor. Haber şöyle devam ediyor:

“Miçotakis Hükümeti, Birleşmiş Milletler'e gönderdiği mektupta, Ege'deki adacık ve kayalıkların Lozan ve Paris antlaşmalarıyla Yunanistan'a verildiğini belirtmişti. Ancak bu iki antlaşmanın da hiçbir yerinde adacık ve kayalıkların antlaşmalarla Yunanistan'a verildiği yazmadığı gibi, 'adacık' ve 'kayalık' sözcükleri dahi geçmemektedir.

“Mektuba göre ABD Hükümeti, Türk F-16'larına karşı Yunan egemenliğini sadece Meriç'in ağzından Dimetoka'ya kadar güvence altına alıyor, çünkü Lozan Antlaşması'na dayanarak Yunan egemenliğini uluslararası alanda tanıyan tek bir Yunan-Türk sınırı var. Ancak ABD, Meriç'ten Meis'e kadar Ege'yi Erdoğan'ın insafına bırakıyor, çünkü uluslararası sularda egemenlik hakkı yok.

“Blinken'in mektubu, Kongre Araştırma Servisi'nin 2023'te ABD-Türkiye ilişkilerine ilişkin raporunu harfiyen takip ediyor. Yunan Hükümeti'nin hiçbir tepki vermediği bu zavallı rapor, Ege'deki Yunan adalarını resmen 'tartışmalı adalar' olarak nitelendirmekte ve Türk uçuşlarının adalar üzerindeki Yunan egemenliğini ihlal etmediğini, çünkü adaların Yunan değil tartışmalı olduğunu savunmaktadır. “Sunday Democracy tarafından Biden yönetimine kanıt olarak gösterilen Kongre Raporu'nun ilgili haritasında da pembe renkteki adalar, adacıklar ve kayalıklar Yunan değildir.

“Yani, Biden yönetimine göre 29 Yunan adası, adacık ve kayalığı Yunan egemenliğinde değildir, tartışmalı ve başıboştur, mülkiyeti belirsizdir, çünkü ne Yunanistan'a ne de Türkiye'ye aittir. Ve Blinken'in Kongre'ye gönderdiği bu ikinci mektup, Biden yönetiminin Yunan egemenliğini parçalamak için Erdoğan'a sunduğu ikinci bir nimettir.”

KONGRE GÜVENCE İSTEMİŞTİ

ABD Senatosunda, Dışişleri Bakanlığı Yaptırımlar Koordinasyon Ofisi Başkanı James O'Brien'ın “Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcılığı Adaylığı”yla ilgili düzenlenen oturumda söz alan Senatör Chris Van Hollen, O'Brien'a şu soruyu yöneltmişti: “Bana öyle geliyor ki Türkiye'nin F-16'lara ulaşmasının sadece iki yolu var. Birincisi, ABD Hükûmeti'nin Türkiye'den bu F-16'ları Yunanistan'ın ya da başka bir NATO müttefikinin hava sahasını ihlal etmek için kullanmayacağına ve Suriyeli Kürt ortaklarımıza saldırmak için kullanmayacağına dair güvence almasıdır. Bunların makul talepler olduğuna katılıyor musunuz?”

O'Brien, verdiği yanıtta, “Bence Senatör, Türk müttefiklerimizle bu konuları ele alırken Kongre'den gelen görüşlerin netliği çok yardımcı oldu. Dolayısıyla bu konudaki iletişimimizi sürdürebilirsek, bu noktaların gündeme getirildiğinden emin olabiliriz.” derken, Van Hollen “ikinci yolun” ise “Biden yönetiminin Kongre üyelerine, Türkiye'nin bu koşulları ihlal etmesi halinde bunun sonuçları olacağı mesajını vermesi” olduğunu söylemişti. İşte, Dış İlişkiler Komitesi Üyesi de olan Van Hollen'ın bahsettiği bu talep üzerine ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Kongre'ye ikinci bir mektup gönderdi.

Sonraki Haber