Büyük Usta’ya hasret ve saygıyla

Politik güldürünün usta ismi, Vatan Partisi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi, Türkiye’nin öncü sanatçılarından Levent Kırca 10 sene önce aramızdan ayrıldı. Kırca, Vatan Partisi’ne katılmasına dair ‘Burada para değil fikirler önemli, burada insan önemli. Gördüm ki bunlar halkın ta kendisi.’ demişti

Çağımızın Nasreddin Hocası, politik güldürünün usta ismi ve Vatan Partisi’nin Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Levent Kırca, 10 sene önce aramızdan ayrıldı. Kırca, ardında bir sanat ve mücadele mirası bıraktı.

28 Eylül 1950 tarihinde Samsun’da dünyaya gelen usta oyuncu çocukluk yıllarında annesiyle Ankara’ya yerleşti. Lise yıllarında ilk kez sahneye çıkan Kırca, 1965’te Ankara Devlet Tiyatrosu’nda çalışmaya başladı. Cüneyt Gökçer’in öğrencisi olan Kırca, “Buzlar Çözülmeden”, “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz”, “Asiye Nasıl Kurtulur?” gibi Türk Tiyatrosu’nun yakın dönemdeki önemli oyunlarında rol aldı.

KÖYDEN KENTE GÖÇÜN TEMSİLİ: ÖKKEŞ UYANIK

Ankara Birlik Tiyatrosu ve Halk Oyuncuları’nda yer alan usta oyuncu 1970 yılında televizyonculuğa başladı. “Oyun Treni”, “Siz Olsaydınız Ne Yapardınız?”, “Bu Oyun Nasıl Oynanmalı?”, “Sağlık Olsun”, “Ne Olur Ne Olmaz?” dizilerinin yapımcılığını yapan Kırca, 1978 yılında Ökkeş Uyanık karakterini canlandırdığı “Taşı Toprağı Altın Şehir” filmiyle sinemaya ilk adımını attı.

TAM YERİNE RAST GELDİ MANZARA KOYDU

1988 yılında Türkiye’nin en uzun soluklu politik güldürü programı olan Olacak O Kadar’ı yapan Kırca toplumun geniş kesimlerince büyük bir ilgi gördü. Programda Türkiye’de yaşanan politik gelişmeler Kırca’nın usta oyunculuğuyla eleştirildi.

2011 yılından vefatına kadar Aydınlık’ta yazan Kırca, 2013 yılında Ulusal Kanal Genel Müdürlüğü ve daha sonra Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. Kırca, Görev Vakfı’nın da isim babası oldu. Kırca, Ergenekon tertipleri döneminde oynadığı İçerdekiler oyunuyla Türkiye’nin her yerinde binlerce seyirciyle buluştu.

‘ATATÜRK’LE KALIN CUMHURİYET’LE KALIN’

Kırca’nın son mesajı şu olmuştu:

“İki kardeş bir çorap yüzünden kavga edebilirler. Ama komşunun çocuğu sorun çıkardığında iki kardeş birlik olur. Ev sahibi ile kiracı arasında problem olduğunda, bina yıkılacaksa birlik olurlar. O öbürünün tepesinden halı sarkıttığında kavga eden komşular, mahalle maçlarında birlik olur. Hacısı, ateisti takımı gol attığında sarılır, ağlarlar. Düşman ülke sana savaş açtığında ülke birlik olur.

“Toprağım dediğin adamın her işine koşarsın. Memlekette yüzünü bile görmek istemediğin, başka şehirde canın, memleketlin olur. Toprak aynı toprak, biraz tozlu, biraz killi. Su aynı su, biraz berrak, biraz kireçli. İnsan olarak birbirimizi sahiplenmek, birleşebilmek için uzaylıların dünyayı istila etmesi mi gerekir?

“Dik durun... Adil olun, sabırlı olun, enerjinizin sirayet etmesine müsaade edin. Daha iyi bir dünyada görüşmek ümidiyle. Atatürk’le kalın, Cumhuriyet’le kalın, hoşçakalın!!”

‘İNSANA DAİR HER ŞEY BU PARTİDE’

Kendisini devrimci sanatçı olarak tanımlayan Kırca, Türkiye’nin öncü partisi Vatan Partisi’ne (İşçi Partisi) katılma nedenini Aydınlık’taki köşesinde şöyle anlatmıştı:

“Aradan geçen zaman zarfında, bol bol düşünüp sağlama yapma fırsatı elde ettim. İP’li (Vatan Partili) dostları yakından tanıma olanağı buldum. Yaptığım eylemin ne kadar doğru olduğunu gördüm. “Bugüne kadar neredeymişim?” dedim kendi kendime. Bu partide “gerçek” insanlarla tanıştım. Bittiğini sandığım “sevgi”nin burada olduğunu gördüm. Şimdi, fikrimi yüksek sesle söyleyebilmenin mutluluğunu yaşıyorum.

“Fikirlerimin dikkate alınıp değerlendirildiğini hissediyorum, insanları eleştirebiliyorum. İnsana dair her şey bu partide mevcut. Üstelik tek vücutlar. Birlikte ve beraberler. Herkes birbirine saygılı. Atatürk Devrimlerini özümsemiş ve paylaşmışlar. Samimiler ve gerçekler. Olması gereken Türkiye işte burada. Burada para değil fikirler önemli, burada insan önemli. Gördüm ki bunlar halkın ta kendisi. Tabanları da bir, üstleri de... Çoktan “alt-üst” olmuşlar. İçleri dışları bir. Ben kendimi adam zannederdim, burada adam olduğuma inandırdılar beni. İyi bir kapıdayım, mutluyum ve huzurluyum. Kapı açık, hem de ardına kadar. Gelin, adam olduğunuzu hissettirelim size. Gelin, adam yerine koysunlar sizi de benim gibi.”

Sonraki Haber