Çandarlı’da muhtarlığın pusulasını gösterecek aday

Seçime hazırlık bir başka yürüyor burada… Hedef bir muhtarlık. Bamyanın tarlada 4 lira, pazarda 80 lira olması da sokak hayvanlarının bakımı da onların derdi. Plajlarda su ve tuvalet mi yok, çözülecek sorunlar listesinde!

Çandarlı limanı atıl bırakıldı, tarım kaderine terk edildi, böylece ekonomi yine inşaat ve arsa etrafında dönmeye başladı.

Yaklaşık 6800 seçmeniyle dev bir mahalle, önceden küçük belde olan Çandarlı, bilge bir muhtar adayıyla seçim sathı mahaline girdi. Muhtar adayının karşısında 8 rakip var, ama onun şimdiden ekibi ve programı hazır, sahaya çıktı. Adı Ekrem Altun. Aslen Ardahanlı, ama süt uzmanı olarak Tire Süt Kurumunda bölge şefi olarak görev yaptı. Çandarlı nüfusuna ise son 7-8 yıldır kayıtlı. Siyasette 50 yıllık Aydınlıkçı, hiç şaşmamış. Sanki bir maraton koşucusu… Dur durak bilmeden, sınır tanımadan o çizgiyi savunmuş, savunuyor. Bir de kitabı var, ‘Devrimcinin Pusulası’. Seçimlerden sonra ‘Muhtarlığın Pusulası’nı, yani en alt birimlerde örgütlenme, köy mahalle parlamentosu kitabını hazırlıyor.... Ötesini kendisinden dinleyelim, bilge mi değil mi, iyi bir muhtar olur mu olmaz mı siz karar verin.

Ne menem bir seçim çalışması bu, derseniz Çandarlı’da bir halk meclisine katılın. Denk gelmezseniz merkezdeki Ekrem Altun’un dükkanına gidin, ayrıntıları öğrenin. Adres mi? Onu herkes tanıyor, göstereceklerdir size.

ÇETİN DOĞAN’IN YAZICISI

  • Bize kendinizi tanıtır mısınız?

Ziraat teknisyeni olmak üzere Menemen’de meslek lisesindeydim, siyasi nedenlerle uzaklaştırıldım. Ayrıca Gaziemir Hava Teknik lisesine geçtim, aynı siyasi nedenle uzaklaştırıldım… Sonunda Manisa Sanat Okulu Metal İşleri Bölümü’nü bitirdim, metal teknisyeni oldum! Süt Endüstrisi Kurumu’nda uzun yıllar tekniker olarak çalıştıktan sonra Tire’te tayin edildim. Toplanan sütün ilk işlemi, ilk kontroller benden geçerdi. İşyerinde kooperatifçiliği savunuyordum ve ‘ön planda olmalı’ diyordum ki, beni ‘Arkadaş, seni doğuya sürerler, dikkat et’ diye uyardılar. ‘Nereye sürerler? - Kars’a kadar gidersin. - Ben zaten oralıyım, demiştim…

  • Sürdüler mi?

Beni sürmediler ama ‘86’da beni apar topar askere aldılar. Islahiye’de 172 Mekanize Piyade Alayına gittim, sonra da Çetin Doğan’ın yazıcısı olarak Özdere’de başladım. Kadere bakın! Bir yüzbaşı uyardı: ‘Komutanım sakıncalı geldi!’ O zaman Çetin Doğan, ‘Zaten bu sakıncalılar olmasa biz Amerika'nın kucağına çoktan oturmuştuk!’ demişti…

  • Kadere bakın! Silivri’de karşılaştınız mı? Sizi tanıdı mı?

Tabi. İlk bakışta hatırladı, seslendi. Ordaki karşılaşmanın hikayesi kitabımda var… Askerden sonra 1987’den itibaren Kastamonu’ya, Ceylanpınar'a, Afyon'a sürgünler başladı. Ben de SEK’ten ayrılıp Ege’de çeşitli işler yaptım. Marmaris'te kampçılık, Gümüldür’de turizm, Manisa’da derken hep siyasetle de uğraştım. ‘89’da 5 partinin ortak belediye başkan adayıydım. O zaman da CHP ile çatıştık, 800 oy farkla kaybettik. Çocuklarım halen Manisa’dadır, biz de 10 yıldır Çandarlı’dayız. Esnaflık yapıyorum, 2. El eşya alıp satıyoruz.

BAKANLIK GİBİ BİRİMLER

  • Muhtar olunca ne yapacaksınız?

Bugün mevcut muhtarların anlayışıyla muhtarlık yapmam. Sadece 2,5 lira ver bir mühür basayım değil muhtarlık. Muhtarın yerel kanunları var, kendi alanında yetkisi var. Mesela sokak hayvanlarının hepsinin olmasa da bir bölümünü sahiplendirir, barınaklar kurabilir. Sonra büyük sorun su! Çarpık kentleşme! Kendi suyu mevcut nüfusuna bile yetmiyor. Sitelerle doldu, ama alt yapısı yok. Birçok sorunu var. Biz bir ekip kurduk. Sekiz ayrı azaya 8 görev alanı belirledik. Bunlar içinde emekli asker var, veteriner var, ev hanımı var, emniyetten emekli komiserimiz var.

  • Nedir bu alanlar?

Biri Çandarlı’nın sokaklarında temizlikten sorumlu birim. Bir diğeri, sokak hayvanlarından sorumlu birim. Başındaki aza adayımız, veteriner. Sonra resmi dairelerle işlemleri yürüten birim kurduk, başında E. Deniz Albay var. Çarpık kentleşmeyle birlikte gelen güvenlik sorunu var, bu da bir birim! Jandarmayla ve mahalli idarelerle birlikte çalışacak muhtarlık. Başında Emniyet’ten emekli bir polis arkadaşımız var. Ayrıca esnaflar ve üretici ilişkilerinden sorumlu olacak, bu bölgeyi iyi tanıyan, bizimle beraber çalışan bir birim daha kurduk. Hepsi kendi alanlarında araştırıyor, program ve çözüm planlıyorlar. Tüketim kooperatifi kurmak başlı başına önemli bir iş. Bir arkadaşımıza bu görevi verdik. Seçimlerden sonra düzenli olarak yapacağımız ama şimdiden başlatacağımız bir faaliyet de şu: Her ay bu azalarla birlikte Çandarlı halkını davet edip Halk Meclisi toplantıları yapacağız.

  • Muhtar bu kadar işin altından nasıl kalkacak?

Emin olun biz çözeriz! Gider Valiliğin önünde yatar yine çözeriz. Bir de Çandarlı’nın her köşesine gideceğiz. Her gün haberimiz olmayan hiçbir şey olmayacak. O yüzden bu birimleri kurduk zaten… Çandarlı’da birlikte yaşamak için birlikte mücadele vermek! Çandarlı’yı hep birlikte sevmek, hep birlikte sahip çıkmak! Çandarlı’da yaşayan insanlarla birlikte birbirine yakışır, onurlu bir şekilde yaşamak. Buna çalışacağız.

BURASI KÜÇÜK BİR TÜRKİYE

  • Çandarlı’ya 7-8 yıl önce yerleştiniz, ama herkes sizi tanıyor. Neler yaptınız? Ne özelliği var buranın?

Küçük bir Türkiye burası! Her yöreden, her bölgeden, her coğrafyadan insanlar var. Ben ilk geldiğimde milli bayram törenleri yapılmıyordu, yaptırdık. Kahvelere gittik, duyurduk, sokak sokak dolaştık. Önce 3-5 kişi derken bugün artık yüzlerce insanla kutlanıyor milli bayramlar. Ve bize gelirler, bu defa ne yapacağız, ses cihazı nerede, şu nasıl bu nasıl diye… Ben ve arkadaşlarım her türlü engellemelere rağmen binlerce insanlarla Çandarlı’da gece yürüyüşleri gerçekleştirdik.

  • Burası Parti bürosu gibi… Fotoğraflar, afişler her tarafta… İşinize engel mi oldu kazanç mı sağladı?

Bütün arkadaşlarım, Çandarlılılar bilir benim kimliğimi. Doğu Perinçek'in resmine veya benim Partimin resmine bir laf edecek olana mal bile satmam. Bana hep kazandırmıştır bu tavrım. Tartışırız, farklı görüşleri konuşuruz tabi. Ve bilirler, ‘Ekrem beyle pazarlık yapmayın, kaç para dediyse doğrudur, Aydınlıkçı o’ derler.

BELEDİYE ÇANDARLI’NIN HER ŞEYİNİ SATTI

  • Buradaki başlıca sorun nedir?

Buranın kendi suyu mevcut nüfusuna bile yetmiyor. Daha önce su kaynaklarının olduğu bölge, Londra menşeli bir firmaya satılmış. Şikayet ettik, CİMER’e kadar gidildi, mahkemeler açıldı, sonunda yeraltı suları bu firmanın elinden alındı. Ama şu anda bazı kesim var ki, dağı taşı satın alarak çarpık kentleşmeye dönüştürdüler. Bin-bin beşyüz konutluk Kooperatifler kuruluyor. Alt yapısı eksik, su zaten kesinlikle sorun. Ortada küçük bakımsız bir mahalle halinde kaldı. Belediye, Çandarlı’nın her şeyini sattı. Sözde yatırım diye Çandarlı’yı perişan ettiler.

Sonraki Haber