‘Çankaya değişirse Türkiye değişir’

Tiyatro sanatçısı Tahsin Murat Demirbaş, belediye başkanı seçilirse, rantçı anlayışın bozduğu Çankaya’yı yeniden kimliğine kavuşturacağını söyledi. Demirbaş, en baştan beri hazırlıklı olduğu alan olan kültür dairesiyle de bizzat ilgileneceğini vurguladı

Yerel yönetimlerin sanatçılarla olan ilişkilerindeki sorunları, özel haberlerimizle duyurmuştuk. Sanat okullarından mezun olmuş sanatçılar, belediyelerin kurumlarında kötü şartlarda çalışmak zorunda kalırken ünlülere milyon liralar akıtılarak düzenlenen konserler, tepki toplamıştı. Belediye başkanlarının, halkı meydanda toplayarak kolay yoldan kendi reklamlarını yapmak amacıyla ünlü şarkıcıları kullanması, bu konserlerin gerçek bir kültür sanat etkinliği olmadığı tartışmalarını beraberinde getirdi.

Belediyelerin kültür sanata ayrılan bütçelerini kullanma yöntemleri hala gündemimizde. Bu kez söz, başkentin Çankaya ilçesinde belediye başkan adayı olan bir tiyatro sanatçısında. Vatan Partisi Çankaya Belediye Başkan Adayı Tahsin Murat Demirbaş’a sorularımızı yönelttik.

  • Bir tiyatro sanatçısı olarak belediye başkan adayı olmaya nasıl karar verdiniz?

Ben aslında tiyatroya başladığım yıllarda politik konulara da ilgi duymaya başlamıştım. Bir anlamda tiyatro ve siyaset benim yaşamımda bir örgü gibi hep iç içe geçti. Yani ben sonradan siyasete atılan sanatçılardan değilim. Hatta siyasete hep ilgi duyduğum için tiyatroyu daha büyük bir inançla yaptığımı düşünüyorum. Bunda hep politik tiyatro ekseninde tiyatro yapmış olmamın da etkisi büyüktür. Zaten bir derdiniz olmazsa sanat üretemezsiniz. Bu dert bizim için halkımızın derdi ile ortaktır. Hani şair diyor ya “Bir halk gülüyorsa ancak gülebilirsin.” diye.

Ben de hep emekçi yığınlarının dertlerini kendime dert edindim. Tiyatro benim için yalnızca onlarla ağlamak, onlarla gülmek için bir araçtı. Ama en önemli araç benim yaşamımda. İnsan içinde yaşadığı toplumu tanımadan kendini tanıyamaz. Sanatın bu bireyselmiş gibi görünen öznelliği aslında sanatçının iç dünyasına değil onun topluma doğru bir yolculuğudur.

‘ÇANKAYA BİLİMİN VE SANATIN MERKEZİ OLACAK’

  • Çankaya’da kültür sanat alanında neleri değiştireceksiniz?

Biz yola “Çankaya bilimin ve sanatın merkezi olacak.” sloganıyla çıktık. Bilim başlığını şimdilik bir kenara bırakalım. Çankaya hem çok değerli sanatçılar yetiştirmiş hem de çok sayıda sanatseverin olduğu bir ilçe. Hatta öyle ki çoğu dönem tüm Türkiye’deki sanata bile yön vermiş güçte bir ilçe. Her şeyden önce belediyenin şimdiye kadar sanatçılarla olan ilişkisinde karnesi çok bozuk. Bunu yeniden onaracağız. Belediyenin bu işler için bütçesini bölgemizdeki sanatçılarla projeler geliştirerek harcayacağız. Mahallelerimizde gerçekten salon sayısı yetersiz ve kültür merkezi eksiği var. Çok büyük kültür kompleksleri yapmak yerine yaygınlaşmasını sağlayacağız. En büyük vaadim ki; bunu sanatçılar çok iyi anlar, Eğitim Kültür Daire başkanı atamayacağım. Bu alanla direkt ben ilgileneceğim. Bu aslında her şeyin yanıtı. Çok özel girişimlerim olacak. Yılmaz Güney Sahnesi’nin olduğu alanı tam bir sanat köyüne dönüştüreceğim. Ankara Sanat Tiyatrosu’nun olduğu salonu müze haline getirip orada tekrar oyun oynanmasını sağlayacağım. Ressam ve heykeltraş sanatçılarımızla atölyeler kurup, resim galerilerinin onlara özgü sorunlarını çözeceğim. Onları daha görünür kılacağım. Yani özetle dersime en iyi çalıştığım alan bu. Sanatçılarımız ve sanatseverlerimiz bu konuda bize güvenebilirler.

  • Belediyeler kültür sanata ayrılan bütçelerini nasıl kullanıyorlar? Başkan seçildiğinizde, yönettiğiniz belediyede sanat alanı için nasıl bir bütçe planlaması olacak?

Bu söyleyeceklerim tüm partiler için geçerli. Maalesef belediyelerde sanat konusunda eğitimli ve bu alanı bilen personel yok. Bu işler kasaba kültürü ile gidiyor. Belediyeler de bütçeyi yüksek bütçeli birkaç konsere boca ediyorlar. Sırf yapmış olmak için yapılan etkinlikler var. Özellikle Büyükşehir bütçeleri içinde bu alana ayrılan çok ciddi bir pay var. Diyebilirim ki en verimsiz kullanılan bütçe hep bu alandaki bütçe oluyor. Bu alanda bir şeyler yapmak isteyen belediyeler de çoğu zaman bu işin simsarlarının eline düşüyor maalesef.

‘SİSTEM BİTTİ DEVRİM ZAMANI’

  • Çankaya’da bütün partilerden önce sahaya indiniz ve vatandaşla temas kurmaya başladınız. Halkımızın istekleri ve özlemleri nelerdir?

Biz Çankaya’da adayını ilk açıklayan partiyiz. Çünkü daha önceden hazırlığımız vardı. Çankaya özelindeki sorunlar için ön çalışmalar yapmıştık. Biz devrimci bir programa sahip tek partiyiz. Vatandaşın sorunlarının esas çözümü bizim programımızda yatıyor. Biz yalnız Çankaya’yı değil Türkiye’yi kurtaracak çözümleri açıklıyoruz. Genel olarak vatandaş sisteme küsmüş. Seçime de bu yüzden eskisi gibi bir ilgi yok. Sistemin önlerine koyduğu alternatiflerin sorunlarını çözeceğine inanmıyorlar. Bu da sistemin bittiğinin en güzel kanıtı. Aynı zamanda da içinde devrimci bir umut besliyor bu durum.

‘HER ŞEYİN ANAHTARI KAMUCULUK’

  • Belediyecilikte kültür sanat açısından Eskişehir hep örnek gösterilir. Feyz aldığınız yönleri var mı? Sizin Türkiye’ye örnek teşkil edecek bir şehir hayaliniz nedir?

Ben Eskişehir’i çok yakından takip ettim hep. Orada pek çok sanatçı arkadaşım var. Yılmaz Hoca’nın bu konudaki en büyük avantajı gençliğinde tiyatro yapmış biri olmasıydı. Çoğu kimse bilmez ama Eskişehir’de ilk tiyatronun temellerinin atılmasında Yılmaz Büyükerşen’in emeği vardır. Biraz önce söylediğim gibi bu işi bilen yani sanata bulaşmış insanlar ne yapmaları gerektiğini ya da asla ne yapmamaları gerektiğini biliyorlar. Benim hayalini kurduğum şehrin tüm bileşenleri Çankaya’da var. Bize onları buluşturmak kalıyor. Helva yapacağız yani. Üstelik benim hayalim aslında Çankayalının da hayali. Çankaya’yı bir imar çöplüğü yaptılar. Her boş alanı betonlaştırdılar. Sonunda ne oldu? Çankaya’nın prestiji kayboldu. Artık lüks konut almak isteyen başka ilçelere gidiyor. Çankaya neredeyse bir açık hava müzesi gibi. Çankaya’nın tarihi aslında Türkiye’nin tarihi. Bu yüzden Çankaya değişirse Türkiye değişir. Zaten kamuculuk bir proje değil bir bakış açısı, bir yöntem. Bir nevi maymuncuk gibi her kapıyı açar, her sorunu halk yararına çözer. Bu yüzden kamucu belediyecilik anlayışı diyoruz. Çünkü Çankaya da Türkiye de sorunlarını kamuculukla çözer.

Sonraki Haber