Çin’in sevgili şehri Urumçi

Şubat ayında üç günlük ziyarette bulunduğum Urumçi’de, görmekten korktuklarımı değil, görmeyi ummadıklarımı gördüm: kapıları ardına kadar açık camiler, Uygur kültürünün olmazsa olmazı kültürel öğeler, Çin’in sevgisini göstermek için şehre hediye ettiği fabrikalar, yollar, yatırımlar...

Çin’in başkenti Pekin’den Sinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’ye dört saatlik bir uçuşla ulaşmak, aralarındaki 3 bin kilometrelik mesafeye rağmen iki şehir arasında giderek artan yakınlığın adeta sembolü gibiydi. 25 Şubat’ta termometrelerin eksi 7’yi gösterdiği karlı bir öğleden sonra şehre vardığımda ilk defa, ilk kez geldiğim bir şehirde zamansızlıktan neleri kaçıracağımdan değil, neleri göreceğimden endişe ediyordum. Sinjiang Uygur bölgesinde görmekten endişe ettiklerimin başında kapıları kapalı camiler geliyordu.
KAPILARI ARDINA KADAR AÇIK CAMİLER
Pekin’de temaslarda bulunduğumuz esnada, Çin Komünist Partisi yetkilileri, ülke genelinde 57 bin İslam görevlisi ve yaklaşık 35 bin camii bulunduğunu söylemiş, görevlilerin yaklaşık 30 bininin camilerin de 25 bininin Sinjiang’da olduğunu söylemişti ancak camiler ibadete açık mıydı? Uygurlar, ibadetlerini rahatlıkla yapabiliyor muydu?
Yapıyordu. Batı’nın, Çin’in güvenlik politikası kapsamında aldığı tedbirleri ‘Çin'in yüz tanıyan kameraları Müslümanların her anını izliyor’ diyerek eleştirmesine rağmen, Sinjiang’da kapıları ardına kadar açık binlerce camiden bahsetmek mümkündü. Camilerin temizliği, düzeni ve cami girişlerinde hayatımda ilk kez gördüğüm, ayakkabıları otomatik galoşlayan ‘galoşmatik’ de, Pekin’in, kendisine sosyalist diyen bir ülkeden beklenmeyecek ölçüde, dine ve inançlara gösterdiği hassasiyete işaret eder nitelikteydi. Sinjiang Uygur Özerk Bölgesi Parti Sekreteri, ÇKP Politbüro üyesi, ÇKP Merkez Komite ve Sekreterlik üyesi Chen Quanguo’nun da bahsettiği üzere, galoş otomatları ve kameralar dahil pek çok teknoloji ürünü donanım ‘inananların güvenli ve iyi şartlarda ibadet ettiğinin’ göstergesiydi.

URUMÇİ: BİR AÇIKHAVA MOZAİĞİ
Görmekten korktuğum şeylerden biri de, Uygur kültürünün tamamen silindiği bir Urumçi idi. Korktuğum yine başıma gelmedi. Zira şehir, yalnızca din açısından değil kültür açısından da açık hava mozaiğini andırıyordu. Şehrin kalbi, 2002’de tamamlanmış, 4 bin metrekarelik alana kurulmuş ve binlerce dükkana ev sahipliği yapan Urumçi Kapalı Çarşısı ve çevresiydi. İçinde bir cami ve tiyatro da bulunan çarşının yalnızca içi değil, çevresi de Uygur kültürüne ait öğelerle doluydu. Batı’nın ‘özgürlük yok’ diye hedef aldığı hatta sıkça ‘zulüm’ lafıyla andığı Urumçi’de Uygurlar, kendilerine özgü danslar yapıyor, şarkılar söylüyor, uzun süredir Türkiye’de veya herhangi bir Avrupa kentinde dahi görmediğim ölçüde faaldi. Eksi 7-8 derecede karlar altındaki bu şöleni andıran tablo, resmi rakamlarla Çin’in politikalarından daha etkileyici olsa da rakamları da unutmamak lazım. Zira, 2017 itibariyle, Sinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nde 9 bin 542 kültürel miras bölgesi ve bu mirası korumak için 189 kurum kurulmuş durumda. Uygur müzik aletleri, Uygur kilimleri, Etles İpeği gibi kültürel öğeler de 91 adet kültürel miras koruma noktasıyla korunuyor. Bölgede Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı gibi Müslüman bayramları resmi tatil ilan edilir ve kutlanırken, Uygur Meşrep Bayramı, Kazak Aytes Bayramı, Kırgız Kopuz Türkü şöleni kutlanıyor. Bu bilgiler, aklımın bir kenarındayken, karlar altındaki şölen bana daha anlamlı geliyor.
YATIRIMLAR VE KALKINMA
Urumçi’de gezmenin en ilginç yanlarından biri de, Urumçi’de olduğumuz söylenmese, şehri kolayca Pekin, Şanghay veya bir başka kalkınmış Çin şehri zannedebilecek olmamdı. Buna sebep olan da şehrin tamamına yayılmış olan yeni yapılmış yollar, gökdelenler, fabrikalar ve Pekin’in ülkenin kuzeybatısında, ekonomik açıdan stratejik bir bölge başkenti yaratma yolundaki diğer her bir yapı taşıydı. Kısacası Çin’in, Modern İpek Yolu projesi olan Kuşak-Yol inisiyatifi açısından konumu itibariyle hayati önem taşıyan Sinjiang bölgesine sevgisini ifade etme biçimi de bölgeyi kalkındıracak yatırımların hayata geçirilmesi. Ziyaret ettiğim ve neredeyse tamamen yapay zeka ile çalışan polimer fabrikası, bunun tezahürlerinden yalnızca biri.

Çin’in bölgeye olan ilgi ve sevgisini rakamlara döktüğümüzde çıkan sonuç çarpıcı. Urumçi 2019’un ilk yarısında, uluslararası karayolu güzergahı ve havalimanı inşasına büyük hız vererek Batı’ya açılan koridorun genişletilmesinde büyük ilerleme kaydetti. Ocak-Haziran aylarında toplam 500 kargo treni Urumçi'den batıya giderken, 73 bin 500 tonluk kargo Urumçi havalimanından transfer edildi. Bu iki alanda da tarihi rekora ulaşıldı. Halihazırda Urumçi, tren seferleriyle Orta Asya ve Avrupa'nın 19 ülkesinde yer alan 26 şehre bağlanıyor.
PEKİN-URUMÇİ ARASINDAKİ ARTAN YAKINLIK HİSSİ
Sinjiang bölgesinin dış ticareti geçen yıl 20 milyar doları bulmuş, 1950 yılındaki seviyenin neredeyse 1500 katına çıkarak rekor kırmış. İpek Yolu Ekonomi Kuşağı'nın merkezi konumunda bulunan ve ulaşım, ticaret, lojistik, kültür, bilim, eğitim, bölgesel finans ve sağlık merkezi olma hedefine koşan şehirdeyken, Çin’in herhangi bir yerinde gibi hissetmek çok doğal. Yazının başında bahsettiğim artan yakınlıktan kastım tam da bu. Çin sosyolojisine uygun bir yakınlık...
ŞEHİR MUTLU MU? GÜVENDE MİYİZ?
Urumçi’de görmekten endişe ettiklerim arasında şiddet olayı vardı. Neyse ki, resmi veriler bölgeyi ziyaret ettiğim tarihe kadarki son 26 ay boyunca herhangi bir terör saldırısı olmadığını gösteriyordu. Ancak 2017’de Çin genelinde 300’ün üzerinde can kaybının olduğu ve binden fazla insanın yaralandığı gerçeği aklımın bir kenarındaydı. Şükür ki verilerle sokak örtüşüyordu. Değil ki saldırı, herhangi bir adli olay veya gerilime de tanık olmadık. İlk intibama göre insanlar sakin ve kendi halindeydi.
Peki mutlu muydu? Bu sorunun yanıtını sınırlı gözlemlerim sonucunda alabilmiş değilim. Bir başka sefer, eğitim merkezlerine yönelik bir ziyarete ve Urumçi’nin arka sokaklarında tek başına dolaşabilmeye zamanım olursa, bu soruya belki daha net bir yanıt verebilirim...
ARAP ALFABESİYLE YAZILAN TABELALAR

Uzun lafın kısası, Urumçi, hızla kalkınması itibariyle Pekin, Şanghay veya kalkınmış pek çok diğer şehri daha çok andırırken, nerede olduğunuzu unutmamanız için küçük bir tüyo ile bitireyim yazıyı. Urumçi’deyken, Sinjiang bölgesinde olduğunuzu hatırlamanın belki de en kolay yolu, üzerinde Arap alfabesiyle yazılan Uygurca yol tabelaları...

Sonraki Haber